Biraz kül, biraz duman
Limonu düşüren yanar!
Geçen hafta büyük sır masaya bomba gibi düşüp parçalarıyla herkesi yakmıştı. Ben iş yoğunluğumdan nefes alıp yazamadım ama zaten herkesin derdini açıkça anlattığı bir bölümdü. Dört gözle beklediğimiz Oya ve Serhan vuslatı ise nihayet gerçekleşti. Biz de biraz görsek iyiydi ama sanıyorum yasaklar bugünlerde eli kolu bağlıyor. Bu noktada hayalgücümüze minnettar bir selam çakıp ilerlemek istiyorum. Bakalım bu hafta Sarmaşık’ta ne işler dönmüş.

Oya ve Serhan kavuştular kavuşmasına ama ilişkilerinin doğasından kaynaklı pürüzler hemen kendini göstermeye başladı. Serhan hayatı “Ben neysem oyum.” diyerek yaşayan bir adam. Zannediyor ki açıklık her zaman her durumda doğru olandır. Madem ilişkini ifşa etmeye bu kadar hevesliydin boşanma konuşmasını yaparken söyleyiverseydin “Ha bu arada ben Oya’ya aşık oldum” diye. Ayrıca ya ne olacağıdı? Oya, Arzu’yu görünce “Canım biliyorum Serhan henüz evli ama kararlar alındı.” diye anons mu yapacaktı? Fakat onun takıldığı konu daha ziyade Mehmet’le bir tutulmak oldu ki bu Serhan’ı gerçekten deli edecek bir paralellik. Ne yapalım, aşk onun da köşelerini tatlı tatlı törpüler belki zamanla. Bu yersiz çıkışından ötürü Serhan’a teessüflerimi iletiyor ve Edip’le yaptığı bro dertleşmesine geçmek istiyorum. Edip, Serhan’a tavsiye verecek kıvama geldiğine göre Oya’dan ümidi kesmiş gibi. Gerçi onun sağı solu belli olmaz, hızlıca şekil değiştirebiliyor. Diğer yandan Edip’te artık Merve’ye istediği zararı vermiş olmanın rahatlığı var. Fakat lisedeki yıkıcı aşk küllerinden doğarsa bu iş çok başka yerlere de gidebilir. Edip işin aslını öğrendiğinde intikamın dozunu kaçırıp Merve’nin duygularını(Merve’nin duyguları mı?) kötüye de kullanabilir. Her şey bir yana bu ikili üzerine çok şey izleyip kafa yorabiliriz ileriki günlerde.

Keşke duvarlardan geçebilsem..

Çiftimin ettiği dev kavganın artçıları havuzda ve cafede de devam etti. Tektaş takınca ilişki koçuna dönüşengillerden olduğunu tahmin ettiğim İnci türlü jest ve mimiklerle “kendini heyecanlandırıp” Serhan’ı masalarına davet etti, üstüne bir de nikah sözü aldı. Ay siz sevgili oldunuz da kol kola girip davetlere mi katılacaksınız?! Beraber uyandığınız ilk sabahın aşk sarhoşluğuyla Latin danslarına girişmeniz bende bir miktar hayret uyandırdı ama olsun hakkınızdır. Bu coşkunuzu sevgisiz geçen yılların susuzluğuna veriyorum. Yaşayın gitsin be!

Pişmanlıklar denizinden çıkıp çay reyonunun önünde pusuya yatan Mehmet’in perişanlığı beni acayip mutlu ediyor. Arzu da sağ olsun her standda yeni bir konu üzerinden laf sokarak keyfimi beşe katladı. Tabii Mehmet servet avcısını elde etmek için hiç uğraşmadığından nasıl kadın tavlanır unutmuş. Bu pişkinliği başarılı bir şekilde savuşturan Arzu ise hala poğaça yapmadan güne başlayamıyor. Bir yandan Mehmet’in taarruzları diğer yandan şirket işleri derken o da kendini gündelik telaşlara kaptırmıştı ta ki yangına kadar. Çocukların atlattığı büyük tehlike süresince Mehmet’in sergilediği soğukkanlılık Arzu’nun karşısında ani bir sinir boşalmasına dönüştü. Hayattaki öncelikleri ve kaybetme korkusu yangınla beraber suratına tokat gibi çarpılan adamımız yaptığı hatalar için içtenlikle özür diledi. Mehmet’i teskin etmeye çalışan Arzu da tüm kızgınlığına rağmen bu adamla bir ömür aynı yolda yürüyeceğini tekrar hatırladı. Anne babalığın güçlü bağlayıcılığını fark eden bir diğer kişi de Burcu oldu elbette. Artık bu olaydan sonra bir güzel haber de senden bekliyoruz utanmaz kadın.
 
Taytay'ın banyosu: Sizlere yepyeni bir bistro anlayışı sunmaktan gurur duyuyoruz.

 Bu haftanın beni en çok etkileyen tarafı çocuk/genç oyuncuların göz dolduran performansı aslında. Özellikle Taylan ve Berk’in ilişkisine yakından tanık olma fırsatını yakaladığımız sahneler beni mest etti. Taylan’ın tüm iyi niyetine rağmen önüne geçemediği tecrübesizliği, ciddi plan ve program gerektiren çocuk yetiştirme işini tamamen el yordamıyla halletmeye çalışması birçok insanda farkındalık yaratmış olsa gerek. Çocuk büyütmek hakikaten çocuk oyuncağı değil çünkü. Taylan yine de beni bu hafta da her anıyla kendine hayran bıraktı. Gerçekten ekranların en inandırıcı karakterlerinden biri sanırım, herkesin emeğine sağlık.

Gelelim bu haftanın önemli dönemeci yangın sahnesine. Açıkçası bir izleyici olarak itfaiyecilerin içerde ne yaptığıyla ilgili bir şeyler görmeyi bekledim. Olay, mahsur kalanlar ve dışarıda durumdan etkilenenler olarak ikiye bölünerek anlatıldı. Karakterlerin haberi alıp gelişleri bazen çok uzadı ve içerdeki hareketin verdiği gerilimi düşürdü. Onun dışında okul önü ve özellikle içerdekilerin inandırıcılığı yolundaydı aslında. Fakat itfaiyecilerin karşılaştığı zorlukları yeterince göremememiz ya da alternatif bir giriş kapısını bile sormamaları gibi eksiklikler sebebiyle bir noktadan sonra izlemekten yoruldum. Sonuç olarak en azından yangın anında yapılması gerekenler seyirciye geçmiştir diye düşünüp avunuyorum.

Göz süzüp aşk doktorluğu yapacağına iki çocuk kurtarsaydın :/

Herkesin kendi yetişkin dertlerinde kaybolduğu anda ceza gibi gelen yangının ardından hayat yavaş yavaş akmaya başladı. Sarmacı avukat bu sefer Merve-Serhan evliliği için kolları sıvıyor. Bir yandan tatlı gömerken diğer yandan Merve’ye gözdağı vermesiyle yine gönlümün sultanı oldu, konuş be cesur yürek! Merve meseleyi kendi gerçekliğiyle anlatırken durumu hemen kavrayıp birkaç soruyla köşeye sıkıştırdı ve istediğini aldı. O kadın dünyadaki her şeyi yer ama senin numaralarını yemez tatlım. Merve’nin tek derdinin prestij olduğunu anlayınca aşık olmuştur o deyip panik butonuna bastı ve ondan sonrası tufan artık. Yeni derdin hayırlı olsun canım, şimdi işin yoksa Serhan’ın peşinde dedektiflik yap.

Oya ve Serhan’ın ortak dillerini oluşturup temel sıkıntılarıyla ilgili kararlar alması gerek. Yaşadıkları aşkın çevresel koşulları normal yeni sevgililer gibi uçuşmalarına izin vermeyecek maalesef. Bakalım bu iki tedirgin aşık gelecek günleri hangi tedbirlerle karşılayacak. Ne acıklı değil mi? Sevginden kalbin patlayacak ama rahat rahat yaşayamıyorsun. Şüpheci bir Merve ve durumu lehine kullanmak isteyen bir Pelin’le açacağımız yeni bölümde görüşmek üzere, şimdilik hoşçakalın!
 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER