Aşkın izi hep kalır..
Seve seve vazgeçmek..
Bu hafta hem Ada-Serdar hem de Fırat ile ilgili gelişmeleri merak ederek geçti. Peki tatmin oldum mu? Uzun zaman sonra ilk defa evet. Ayrıntılar yorumda gizli..

Acısı yüzünden okunuyor dedikleri böyle bir şey olsa gerek..

Öncelikle Kadriye ve Fikriye ile başlamak istiyorum. Benim çok inandığım bir söz vardır. Yaşattığını yaşamadan ölmezsin. Kadriye'nin olayı da o hesap aslında. Kendisinin de dediği gibi Ebru'ya bilerek yıllarca susan Kadriye Ana benzer bir durumla karşı karşıya kaldı bu bölüm. Bir yanda belki de en çok güvendiği kişi kocası, diğer yanda canı kanı kardeşi.. Yaşadığı durum çok ağır belki ama Fikriye'nin hastalığını da düşününce Kadriye Ana'nın bu dargınlığı çok fazla uzatmayacağını düşünüyorum. Belki kıskançlığı, öfkesi dinmez ama yine de kardeşine sırtını dönmez. Sonuçta Fikriye'nin sayılı günü kaldı ve Kadriye Ana bunu biliyor. Eğer bunu bile bile kardeşiyle barışmazsa o zaman ileride Kadriye Ana'nın pişmanlık duyacağı bölümleri izlemeye hazırlıklı olalım derim ben.

Sabri Melek'in hem kendisini hem kalbini çaldı.

Bu hayatta tek dilek hakkımız olsaydı aşık olacağımız kişileri seçebilmek için kullanırdı bazılarımız. Ama maalesef aşk akıl işi değil ve biz kalbimize hükmedemiyoruz. Aynı Kasım ve Özlem gibi, Melek ve Sabri gibi, Maya gibi..
Yeniden Kasım ve Özlem sahneleri izlemek kasvetli bir bölümde baya iyi geldi. Kasım'ın konakta kalması ikisi için iyi oldu. Artık kaçamak kaçamak görüşmek zorunda kalmayacaklar belki ama Sibel'in ikisini görmesi pek iyi olmadı. Sibel'in hala Kasım'ı sevdiğini düşünen biri olarak Özlem ve Sibel çekişmesinin şiddetleneceğini tahmin ediyorum.
Melek ve Sabri sürpriz ikili oldular. Melek'in Sabri'nin evine gitmesi, Sabri'nin yakalanma ihtimaline rağmen konağa gelmesi hep aşktan. Aşklarını doya doya yaşamaları baya ileri bir tarihte olacak gibi ama ben şimdiden meraklanmaya başladım. Yalnız; Sabri konağa gelince Melek O'nu kolundan tutup sığınağa götürdü ya, Melek de bir bakıma hırsızını kaçırmış olmadı mı?

Yeter!

Ada ve Serdar'ın sahnesini defalarca başa alıp izledim. Bazen sevmek yetmiyor. Aklın da kalbin de O'nda kalıyor belki ama kabul etmek istemesen de doğru olanın bu olduğunu bildiğin için seve seve vazgeçmek zorunda kalıyorsun. Sevmekten değil, mutlu olmaktan vazgeçiyorsun. Ada da kardeşi için mutlu olmaktan vazgeçenlerden. Ada'nın ve Serdar'ın mutsuzluğundan kendini suçlayacak olan Maya ne kadar mutlu olur bilmiyorum ama, üçü için de ufukta mutluluk göremiyorum ben. Emre ve Maya birlikte olsa bile Ada'nın da dediği gibi Serdar'ın izi Maya'da hep kalacaktır. Size aşkı; karşılık beklemeden, hesapsızca, çıkarsızca birini sevmeyi öğreten kişiyi hayatınız boyunca tamamiyle unutamazsınız. Bu yüzden yakın zamanda ne Maya'nın Serdar'ı tamamen unutacağına ne de Ada ve Serdar'ın barışacağına dair umudum pek yok. 

''Evlat anasını ister!''

Kardeşlerin arasının iyi olmasına ne kadar sevindiğimi biliyorsunuzdur. Bu bölüm Baran'ın eliyle koymuş gibi Ada ve Serdar'ı bulmasına anlam verememiş olsam da, Ada ve Baran'ın sarılarak oradan ayrılması bu hafta beni en çok mutlu eden sahneydi. Sonradan tartışacaklarını düşünmüştüm ama bu bölüm beni şaşırttılar. Eh, iyi ki de şaşırttılar. Şaşırtmayan tek sahne ise Baran'ın uçuşuydu. Baran her Serdar'a uçuşunda kendini biraz daha geliştiriyor. Yakında konaktan Serdar'ın odasına uçacağını düşünüyorum. Bunu başarabilirsin Baran Ağa! 

Kardeşlerin arasına dönelim yine.. Önce Baran ve Rüzgar'ın kız sohbeti, ardından Baran ve Ada'nın kavga etmedikleri sahneleri.. E bundan daha güzeli olur mu? Oldu.Tabii ki Ebru, Ada ve Baran'ın aynı battaniyeyi paylaşması.. O sahneyi izlemeye doyamadım. Baran ve Ebru'nun gittikçe daha da yakınlaşmaları diziyi izleme sebeplerimin başında geliyor şu sıralar. Ee, evlatla anayı ayırmaya kimin gücü yetebilir ki?

Bir türlü bulunamayan Fırat..

Bu hafta Fırat'ı o kadar çok aradılar ki, daha üç dört bölüm sürer zannettim bir ara. Ama sonunda Fırat da bulundu. Yalnız son sahnede cesedin üstündeki örtüyü tam açacakken bitirmeleri bana gereksiz geldi. Eskiden final sahnelerinde heyecanlanırdık. Şimdi cesedin kim olduğunu merak eden var mı? Fırat'ın olduğunu zaten biliyorduk. Suçlunun kim olduğunu ortaya çıkaracak kişi de Kenan olacak gibi. O yüzden pek merak etmiyorum Fırat meselesini. Bu meselede üzüldüğüm ve suçluyu öğrendiğinde vereceği tepkiyi en çok merak ettiğim kişi Narin. Narin'in Fırat'a olan bağlılığını hepimiz biliyoruz. Her ne kadar Baran'ı kardeşlerinden kıskanmasına ve Ebru'dan uzak tutmasına sinirlensem de yaşayacağı boşluk için üzülüyorum. Çok güvendiği Kendal'ın suçlu olduğunu da öğrenince vereceği tepkinin çok uzun süreceğini düşünmüyorum açıkçası. Kendal Baran gerçeğini öne sürerse -ki şüphem yok- Narin yine susabilir. Zaten Baran'ı da kaybederse Narin Halfeti'yi terkeder herhalde. Bekleyip göreceğiz..

68. Bölüm Fragmanı:


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER