Mustafa, şirket batmasın diye, Tahir’i bir çeşit ateşe
attı. Böyle giderse, Saniye Hanım’ın da aceleciliğiyle beraber, Mercan ve Tahir
sözlenir. Ama, Ney Mıstafam ney, mecbur kaldı ne yapsın? Ay ben, Mustafa Kaleli’yi
çaktırmadan bayağı sevmişim galiba. Sinan Tuzcu da çok güzel oynuyor ama. Yürüyüşü,
hareketleri, gerçekten bir Karadenizli gibi. Asiye’yle olan ilişkilerini de,
şimdiden çok sevdim. Favori çiftim ikisi de. Zaten Asiye Kaleli başlı başına,
fenomen olabilecek bir karakter. Ve bu bölüm Trabzon ağzı, o kadar da rahatsız etmedi
beni.
Dizinin diğer bölümleri yayınlanmadan, daha ilk bölümden
fikir yürütülüp, senaryonun planını, karakterlerin zeminini bilmeden, Tahir ve
Nefes’in daha olmayan ilişkisiyle ilgili yorum yapıp, “Şöyle olursa, böyle
olursa, olmaz ha!” diye yorum yapanları ilk defa gördüm. Arkadaşlar, önce bir
gelecek bölümleri mi izlesek acaba? Ayrıca şunu da açık yüreklilikle söylemek
isterim ki; ilk görüşte aşka inanmayan ben, şu durumda Nefes, Tahir’e aşık olsa,
zerre yadırgamam.
Asiye'nin cilvesi, Mustafa'nın aşkı. <3
Nefes, ilk defa birinin yanında kendini güvende
hissediyor. İlk defa, biri ona iyilik yapıyor herhangi bir karşılık beklemeden.
Babası tarafından, Vedat’a zorla satılmış bir kadın, -ki şu durumda eminim ki,
babasından da şiddet görmüştür- ilk defa bir erkek tarafından korunup,
kollanıyor ve zarar görmüyor. Biri ilk defa onun için kendi canını hiçe sayıp,
onun ve oğlunun hayatı için savaşıyor. Yaralarını sarmaya çalışıp, kendi
hayatını bir kenara bırakıp ve daha önce ona rastlamadığı ve onun yanında
olmadığı için özür diliyor. Şu durumda, Nefes’in, Tahir’e aşık olması kadar
normal bir şey olamaz. Hiiiç kusura bakmayın! Hatta istiyorsanız bakın. Zira
ben, böyle bir adamı alır, -tabii önce bazı huylarını değiştirir- bağrıma basar,
bir de üstüne aşık olurum. ^.^
Bacum, iki bölüme kalmaz, Oy Asiye'm seni furur :)))
Kısa
kısa notlar
Ben izlediklerime hiç yabancı değilim. İki teyzem
de, şiddetin her türlüsünü fazla fazla yaşadığı ve onları kurtarmak için, çok
mücadele ettiğimiz için, Kaleli Ailesi'nin yaşadığı zorlukları ve Nefes’i gayet
iyi anlıyor ve yüreğimde hissediyorum.
“Oğlumdan uzak dur, seni sevmesine izin verme.” Bu
sahnede Nefes’in, sadece oğlundan bahsetmediğini hepimiz biliyoruz. Tahir’e
alışmaktan ve oğlunu alıp gittiğinde onu özlemekten korkuyor. Ve az önce de
açıkladığım gibi, Nefes’in bunları hissetmesi ve hissedecek olması gayet
normal.
Eyşan’ı karakter olarak hâlâ çözemedim. İlk
hissettiğim “Bu kadının kesin Vedat’ta gözü var. Kesin ona aşık.” duygusuydu.
Malumunuz, aşkın gözü kördür. O yüzden Vedat’ın yaptıklarını normal görüp, hastalıklı
bir şekilde Vedat’a ilgi duyuyor olabilir. Ya da gerçekten kardeşi gibi görüp,
sahipleniyor. Bilemedim.
Sosyal medyada okuduğum, -hatta bizim akrabaların hesaplarında
bile denk geldim- “Trabzon’da, Karadeniz’de böyle şeyler olmaz, adamı vururlar.”
yazmışlar. Sanırım bir şey izlerken, kurgu olduğunu unutuyoruz. Yoksa, ilk
bölümden, dizinin ana karakterini öldürmeyi istemenin başka açıklaması olamaz. Vedat
ölsün, sonra bittu, kestuk! Ama elbette, şöyle bir şey söyleyebilirim; en
azından Vedat’ın adamlarından birkaçı yaralansaydı, belki ölseydi, daha
gerçekçi olabilirdi. Bahsettiğimiz, Karadeniz zira. Eminim, gelecek bölümlerde
yörenin o tarafıyla ilgili sahneler de yazılır.
Şiddet konusuyla ilgili, eleştirilecek ve ciddi
anlamda bu konuda güzelleme yapan, teşvik eden, tonlarca dizi varken, bir
kadının yaşadıklarını ve kurtuluşunu anlatmaya çalışan, toplumsal bir projeyi eleştirmek,
biraz iki yüzlülük, üzgünüm. Keşke bu tepkilerinizi, sezonlar boyunca her kanalda yayına çıkan ve reyting kaygusuyla samimiyetsizce şiddet kullanıp, şiddeti normal bir şeymiş gibi gösteren onlarca diziye de verseniz.
Not: İlk bölüm yorumundan sonra, çok güzel mesajlar
ve iletiler aldım. Çok sevindim, teşekkür ederim. Ama maalesef bu yıl hem
lisans son sınıf olduğumdan, hem de, formasyon programım devam edip, bir de
üstüne staj yapmak zorunda olduğumdan, yorumlarımı düzenli paylaşamayacağım
sizlerle. Yine de, vaktim olduğunda buralardayım.
RaniniTv’den ayrılmayın. Görüşmek üzere. ^.^