Oyuncular tamam, savaş başlıyor
Peki alnıma "pişmanım" dövmesi yaptırsam?
Ufak Tefek Cinayetler yine dengelerin alt üst olduğu bir bölümle karşımızdaydı. Zaten başladığından beri henüz dengelerle çılgınca oynanmadığı bir bölüm izlemedik sanırım. Her hafta "Bu olaydan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı." diyen tanıklara döndüm ben de. Bölümün bombası, ilişkiler yumağımıza yapılan dev transfer Edip'ti. Misafirliğe eli boş gidilmez demiş, bonservisini de alıp gelmiş yemeğe sağ olsun. Bu konudan derinlemesine bahsetmek istiyorum ama önce bu hafta kimler nelerle sınanmış bir gözden geçirelim.

Kol düğmeleri bu bölüm herkesi bir güzel titretti. Şer birliğine Oya'nın gizli ilişkisini müjdeleyen bu olay hemen ciddi bir operasyona dönüştü. Operasyonun ilk dalgasında tutuklanan tabii ki Taylan olacaktı. Bu adam beni her hafta sesli güldürüyor, iyi ki izleme şansı bulduk dediğim karakterlerden oldu. Serhan'ın ofisine gidip haddinin sınırlarını zorlayarak yengecilik beklemesi, "Oya'yla ben ilişki yaşayacaktım neden önce sen kaptın?" diyememenin dışa vurumuydu adeta. Taylan gibi densiz adamların birlikte oldukları kadınların sonsuza kadar sahibiymiş gibi davranmasını da hesaba katmak gerek tabii. Taylan bu bölüm durum açıklığa kavuşana kadar başsız tavuk gibi oradan oraya koştu. Sözelciliğinden aldatamıyor adam resmen, benim gibi eşit ağırlıkçı olsa şimdiye bu iş bitmişti. 

Haftanın farkındalık ödülü ailesinin ve eşinin kıymetini nihayet anlayan Mehmet'e gitti. Burcu'nun bitmek bilmez paragözlülüğü sonunda onu da bezdirdi. Sallama çaylı kahvaltılarla kaybettiği konfor, aile olmanın verdiği sıcaklık ve huzuru yeni hayatında bulamamak Mehmet'in gözünü açmış gibi. Arzu'nun bilmediğim bir modanın ürünü olan seksi elbisesiyle işlenip güçlenen bir kadın olarak şirkette salınmasının da bu pişmanlıkta etkisi büyük elbet. Bundan sonrası sinir krizleri, Burcu'dan kurtulmaya çalışıp kurtulamama, Arzu'yu kıskanma, avucunu yalama, İstiklal Marşı ve kapanış olarak vuku bulur umarım. Arzu da iyiden iyiye yeni düzenine alışmaya başladı; hatta şirketin içindeki sızıntıya bakacak kıvama bile geldi. Diğer yandan Burcu'nun yolları tıkanmış gibi görünüyor, şirretliğinin katlanarak artışını izleyeceğimiz günler mi geliyor demekten kendimi alamıyorum. 

Pelin ve Merve aldatılan kadın olmadıklarını anladıkları an ne tatlıydılar öyle. Bu sadece "Bela benden uzak olsun." sevinmesi değildi dostlar, bu ek olarak "Oh olsun, hak etmişti!" sevinmesiydi. Aralarındaki rekabet öyle güçlü ki ikisi de utanmasa parti verecekti. Birbirine karşı bu kadar hasetle dolu olup beraber hareket etmek zorunda olmak da bu ikilinin laneti sanırım. Oya durumu anlayıp üstündeki şüpheleri ortadan kaldırmak isteyince meraklarından çatladılar. İkisi de kocasını sağlama almanın derdinde çünkü biliyorlar ki Oya onlardan çok daha nitelikli bir kadın. O gelmeden önce ne güzel paçozlar liginde at koşturuyorlardı ama artık durum değişti. İstediklerini almak için kızı sürekli sıkıştırmaları beni bile nefessiz bıraktı. Fakat işin acıklı tarafı, kızları kandırıp eğleniyorum diye avunan Oya'nın kendini kaptırarak gözleri dolu dolu Serhan'ı tarif etmesiydi. Bu aşk beni yoruyor dostlar.

Galon galon içeyim de belki ateşim söner

Çiftimiz o gece meğer direkten dönmüş. Serhan alkolün de verdiği cesaretle tutkusunun iplerini saldı salmasına ama nefesleri birbirine karışınca yaprak gibi titreyen Oya onu kendine getirdi. Ben durumdan memnunum zira bu öpüşme gerçekleşse Oya Tibet'e arınmaya gider geri de dönmezdi. İkisinin de beklemediği şekilde gelişen bu tutku atağı ve sonrasındaki halleri, kendilerine koydukları setleri görünür hale getirmesi bakımından önemliydi. Aralarındakinin arkadaşlık olmadığını nihayet sesli biçimde ifade etmiş oldular. İnkar evresini geçmek konusunda şu ana kadarki en somut adımları buydu bence. Pişmanlığı her zerresinden okunan suratıyla defalarca özür dileyen Serhan sınırı aştığının son derece farkında olarak utanç içinde evine döndü. Serhan'ın yaşadığı an o kadar kendine özeldi ki, kendine özel yalnız bir uykuyla da taçlandı. Utanç ertesi sabah da devam etti ve hatta adamcağız çıkma teklifi reddedilen liseliler gibi Oya'yı görmezden gelmeye bile kalktı. Oya her ne kadar durumu normalleştirmeye çalışsa da o işler öyle olmadı. Çünkü baktı ki kızlar hayatını fena halde didikliyor. Oya'nın görüşme talebini alan Serhan'ın çocuk gibi heyecanlanması neydi öyle.. Vallahi bu adamın hali yüreğimi dağlıyor hiçbir cephede yüzü gülmez mi insanın? Serhan iki lafın belini kırarız ümidiyle buluşmaya gitti fakat bir de ne görse beğenirsiniz? Ya da beğenmezsiniz? Hakikaten ne hissedersiniz? Ben şahsen perişan oldum çünkü.. Serhan'a bakınca yeni yeni aşkla tanışan toy bir delikanlı görüyorum; o cool adamın içinden her hayal kırıklığında ne yapacağını bilemeyen bir çocuk çıkıyor. O yüzden "Acın, acımdır bro." demek istiyorum kendisine. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, çiftin Sarmaşık'ı karşılarına alarak bir ağacın dibinde buluşması görsel bir şölendi. Adeta Sarmaşık'ın kirli düzenine karşı verdikleri ikili savaşın resmedilmiş haliydi. İkilinin yolları site yönetimi toplantısında kesişince Serhan'ın sinirle karışık teslimiyeti şahaneydi. O da biliyor artık, kaçış yok. Diğer yandan çiftimizin el ele verip Sarmaşık'ı Merve'nin işgalinden kurtarması fikrine de bayıldım. Birlikte çiçek gibi yapacaklar orayı, bütün ruhsuzluğunu silip atacaklar, hissediyorum. Zaten sevdiğinle beraber bir dünya yaratmaktan güzeli de var mıdır bilmem.

Ona küçük sürprizler yapın

Gelelim bu haftanın asıl adamına. Sonunda Edip'e biraz daha yakından bakma fırsatı bulduk. Anladık ki 96 olayı onun hayatında da onarılamayacak yaralar açmış. Tabii bu sayede Oya'nın onun hayatındaki rolüne de vakıf olduk. Oya Edip'i düştüğü derin kuyudan çekip çıkaran kişiymiş. Bazı ortak acılar insanları hayat boyu koparılamayacak bağlarla birbirine bağlıyor işte. Böyle büyük trajediler bazılarını başka kimseye anlatılamayan sırları paylaşmak, kimsenin anlamayacağı duyguları hissetmek, o acının içinde beraber büyüyerek merhem sürmeye mecbur bırakıyor. Edip bugüne kadar hep Oya'yı olası kötülüklerden korumaya çalışıp oyunun dışına çekmeye çabaladı. Fakat artık onun da nefretiyle yüzleşme zamanı gelmiş olacak ki Oya'yı çok kızdıracak bir hamle yapıp "Biz de oynayalım bakalım." dedi. Oya'nın ellerinden kayıp gittiğini hissetmesi ve her şeyin dışında kalmaya başlaması da bu ani kararda pay sahibi olabilir. Adamımız bundan sonra hem kendi intikamının peşine daha kolay düşebilir hem de Oya-Serhan eksenine daha rahat müdahale edebilir hale geldi. Edip'in karanlık yüzünü görmeye başlamamızı büyük sevinçle karşıladım çünkü bu iyi-kötü çatışmasının gri karakterlere ihtiyacı vardı.

Edip'in oyuna girişiyle Pelin ve Merve'nin üzerine ciddi bir geçmiş baskısı binmiş oldu. Serhan'ı bir dizi güven sınavı ve kıskançlık krizi bekliyor. Oya ve Edip dostluğu ise ilk kez çatlak verdi. Herkes mevzi alsın zira bundan sonra olayların hızına zor yetişiriz gibi geliyor bana... Gönderin gelsin madem!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER