Buluttan hayaller...
Geçen haftaki temponun aynı tadıyla devam ettiği bir Adı Efsane bölümü izledik. Gençler kısmında, aşk dışında her şey o kadar güzel ki bölüm boyunca onları izleyebilirim. Aşklar ise, üç parçalı bir duruma işaret ediyor dünyamızda.

Ali ve Mercan, aşkın tatlı halleri. Keşke onları daha çok izlesek.

Hakan ve Naz, reyting cihazına bağlı olarak faaliyet gösteren bir çiftimiz. Haftalarca öpüşemeyen HakMel’e inat, pat diye öpüşmeleri de hep bundan! “Öpüşürler, reyting artar!” mantığı fena. Koşmadan, usul usul ilerleyebilseler keşke. Gerçi ilk günkü kadar rahatsız değilim onlardan ama Naz’ın kendisiyle ilgili problemlerim var.

Fiko ve Sibel-Çiler aşkı ya da aşkları ise çok bilinmeyenli denklem gibi. Birbirlerine inatla başkalarıyla yakınlaşan Fiko ve Sibel nihayetinde birbirlerinin olacak mı onu çok merak ediyorum.

İlginçtir; Adı Efsane’nin ilk bölümlerinde Sibel hiç ilgimi çekmezdi fakat karakter öyle manevralar yaşadı ki şu anda Sibel’i izlerken daha da dikkat kesiliyorum. Bunda Özgü Kaya’nın katkısı da büyük. Neler yapacağından öte gözlerine yerleşen hüzün bulutlarının zaman zaman dağılmasını, zaman zaman daha da kararmasını izlemek bana keyif veriyor. Sibel'in hayallerini de bulutlara benzetiyorum ben. Bazen rengarenk, bazense kapkara.

Yetişkinler kısmına gelirsek…

Reyhan ve beraberindekiler olarak planlanan çatışmalar kimi yerde çok hoşuma giderken kimi yerde sinirlerimi bozuyor. Reyhan’ın kendi ayakları üzerinde durmak istemesi çabasını takdir ediyorum fakat bunu bir inat uğruna değil de gerçekten kızını düşündüğü için yapmasını isterdim. Kızını o mahalleye getirirken ne olmasını bekliyordu ki? Kızı Hakan olmasa başka şeylerden dolayı mahallelinin tepkisiyle karşılaşmayacak mıydı? O sebeple burada da sonuca yanlış yoldan ulaşıldığını düşünüyorum fakat hikayemiz iki haftadır keyif verecek şekilde ilerlediği için anca düzeldiğini kabul ediyorum.

Reyhan’a sinir olsam da mahalleliyle can ciğer kuzu sarması olup, Hakan’ın annesini dışlamalarını istiyorum. Çünkü yıldım! Bir karakter bu kadar dengesiz olabilir! Başına türlü işler açan Seyfi’yi hala kabul edip gencecik bir kız hakkında atıp tutmasını hayretler içerisinde izledim. Gülsüm’ü bir yerlere yollayın lütfen. Fenalıklar basıyor bana.

Bir de Sadık’ı üzmeyin rica edeceğim. Sadık’ın Naz’a olan bakışları hiç hoşuma gitmedi. Naz’ı da ülkeden sürebiliriz ama bir Sadık kolay yetişmiyor; üzmeyelim.

Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER