Birkaç gündür evde olmadığım için Karagül’ü izleyememiştim
ama sosyal medyada yorumları okuyup sitemizdeki rating analizindeki artışı
görünce bölüme dair beklentilerim artmıştı. Heyecanla bilgisayarımın başına
geçip izlemeye başladığım dizinin sonuna geldiğimde ‘ne yani bu kadar mı?’
dedim resmen. Reklamsız izlediğim için çabuk bittiğini düşünmüş olabileceğimi
söyleyebilirsiniz ama üniversite hazırlık dönemimde internetten izlemek zorunda
kalıyordum ve çoğu zaman bitmesin diye dua ediyordum. Geçen haftaki yorumumda
yeni bölümün aksiyon dolu olacağını düşündüğümü söylemiştim. Evet, Sabri’nin
Kendal ve Özlem’i öldürmeye kalkışması ve Kasım’ın Özlem ve Kendal’ı kurtarması
çok heyecanlıydı. Bülent Polat çok iyi bir performans ortaya koymuştu ve O’nun
sahnesini izlemeye doyamadım ama bölümün geri kalanı neredeyse bomboştu.
Asıl Küçük Kendal Oğuz olmalıymış..
Oğuz’a bu bölüm vahiy üzerine vahiy indi resmen. Özlem
Melek’in kayıp oluşunu Oğuz’a söylediği zaman Oğuz’un bir anda kafasında yanan
ampullerle ayağa kalkıp tüm olayı çözüşü bana hiç inandırıcı gelmedi. Kendal’ın
Murat’ın ölümüne sebep olmasını bile önüne çıkan onca ipucuna, imalı sözlere
rağmen uzun süre anlayamayan Oğuz, –ki Kendal’da kardeş katili olacak
potansiyelin olduğuna şüphesi olmadığını düşünüyorum- Melek’i Sabri ve Fatih’in
kaçırdığını ve amaçlarını hemen anlayıverdi. Kendal’ın öfkesinden dolayı
kaçtığını öğrenmesine rağmen o konunun üstünde hiç durmayarak Melek’in
kayboluşunu anında Özlem’in ağabeylerinin kısasa kısas yöntemine bağlaması bana
çok hızlı geldi. Sibel’in Ayşe’ye annesi olduğunu itiraf etme hızıyla kapışacak
türdendi. Bu sezon olaylar çok hızlı ilerliyor. Geçen iki sezon boyunca Ebru’nun
Baran’ın annesi olduğunu bilmemize rağmen gelişen diğer olayların heyecanıyla
bu gerçeğin ortaya çıkmaması fazla rahatsız etmiyordu. Bu gerçek dizinin kilit
noktası ve hızlı bir şekilde ortaya çıkmaması gerekiyor kabul ama diğer
karakterlerle ilgili olayların hemen çözülüp senaryonun Ebru-Baran gerçeği
etrafında dönüp durması artık sıkmaya başladı. Buradan senaristlerimize
seslenmek istiyorum; madem bu gerçeği sindire sindire ortaya çıkaracaksınız, o
zaman diğer konuları bu kadar çabuk çözmeyin de biz de diziyi izlerken
sıkıntıdan ölmeyelim.
Oğuz’a inen ikinci vahiy ise Fırat Nehri’nde Fatih’i ararken dürbünle arkasını
görebildiği kişinin Fatih olmasını anlamasıydı. Serdar gibi sarışın olsa hadi
neyse diyeceğim de metrekareye 2 esmer kişi düşen canım ülkemde arkadan gördüğü
kişinin hemencecik Fatih olmasını anlaması üç sezondur izlediğim Oğuz profiline
ters. Ben senin etrafında dönen entrikaları yavaş yavaş anlamanı sevmiştim
Oğuz!
Kasım Özlem'i sana kurban eder mi sandın Sabri?
Bu bölümün kurtarıcısı kesinlikle Sabri yani Bülent
Polat’tı. Sabri’nin ağalık adı altında herkese istediğini yapma ve yaptırma
hakkını kendinde bulan kişilere göndermelerini hep çok sevdim. Bu bölüm de
Kendal’a Özlem’i satın almasıyla ilgili söyledikleriyle göndermelerine devam
etti. Özlem’i ve Kendal’ı öldürmeye kalkışması, Melek’i kaçırması ve konağı
basmasını haklı bulmuyorum tabii ama Sabri’nin, Fatih’in Özlem’i satmasının
O’nda nasıl bir yara açtığını ima eden sözleriyle içindeki vicdanı bir nebze de
olsa ortaya çıkardığını düşünüyorum.
Namustan gözü kararıp kardeşini öldürmeye kalkışan Sabri’yi durduracak kişinin
Kasım olması sürpriz olmadı tabii. Her geçen bölüm Kasım’ın aşkını biraz daha
seviyorum ve KasLem’i daha çok destekliyorum. Kasım hapishanenin zorluklarını
iyi bildiği halde gözünü kırpmadan ömür boyu yeniden o tutsaklığa gidebilecek
kadar aşık. Özlem’in de bakışları, Kasım jandarma arabasına bindirilirkenki
halleri Kasım’ın aşkının karşılıksız olmadığını gösterdi. Umarım Kasım bir an
önce kurtulur da aşıklar da birbirine kavuşur. Kendal’ın Kasım Sabri’yi vurduktan
sonra Kasım’ın yanına gelip niye beklediğini sormasına ise söyleyecek bir
kelime bulamadım. Her zamanki Kendal deyip geçiyorum.. Sabri’nin kurtulacağı aşikâr,
Melek’in yerini bilen tek kişi O sonuçta. Zaten Cüneyt Arkın filmleriyle
büyüyen bir nesile tek kurşunla ölümü inandırmak imkansız olurdu herhalde.
İnsan görünümlü yardım meleği. Bir kanatların eksik Ebru'cuğum!
Ebru’nun ikna kabiliyeti inandırıcılığını yitiriyor artık.
Fırat’ın, kızı Sedef’e olan hasretini ve yıllardır görüşmediğini biliyoruz.
Karşımızda Deniz gibi terk edilmesinden ötürü babasına öfke duyan bir örnek de
var. Bunlara rağmen babasının terk etmesine ve yıllarca arayıp sormamasına
öfkeli olan Sedef’i, Ebru’nun bir telefon görüşmesiyle Fırat’la konuşmaya ikna
etmesi bana abartı geldi. Üstelik kızlarıyla ilgili sorunu bile hala
öğrenememişken..
Sibel iki evladına da hasret şu an.
Ayşe’nin Ada ve Baran’a her fırsatta kardeş olduklarını
hatırlatırken yeni doğan kardeşi için ‘kardeşim değil’ demesini yadırgamıştım.
Ayşe çok hassas ve mantıklı bir kız. Ada ve Baran gibi ortalıkta kardeş değiliz
diyerek dolaşmayacağını düşündüğüm için rahattım aslında. O da beni haksız
çıkarmadı ve kardeşinin yanına gitti. Meğer her gün ziyaret ediyormuş
kardeşini.. Sibel’in de Ayşe’nin de durumu çok zor. Her ne kadar bu itirafın
zamansız olduğunu savunsam da neler olacağını merakla bekliyorum. Ayşe konakta
kendini sığıntı gibi hissettiğini bir kez daha dile getirdi. Baran’ın da
Sibel’in de işi çok zor çok.
Sende bu aile varken daha çok düşersin hastanelere Kadriye'ciğim!
Kadriye Ana Yaprak Dökümü’ndeki Ali Rıza gibi olma yolunda
emin adımlarla ilerliyor. Kadriye Ana, Melek’i araması ve telefonu Sabri’nin
açıp başsağlığı dilemesi üzerine kalp spazmı geçirip gözünü hastanede açtı.
Fikriye de ablasını bir kez daha kaybetme korkusuyla Mehdi’den bir oğlu
olduğunu söyledi ama Kadriye Ana duymadı tabii. Duymaması da iyi oldu. Kalp
spazmı geçiren kadına söylenecek şey mi? Hoş, Kadriye Ana’nın kulaklar neleri
işitti de yıkılmadı kadıncağız. Şimdi Ebru’yla aynı kaderi paylaşıyor. Bu durum
Narin’i daha da rahatsız edecek gibi görünüyor. Baran gerçeğini ortaya
çıkaracak kişinin Kadriye Ana olacağına emin gibiyim artık. Hep beraber izleyip
göreceğiz..
Karagül üç hafta üst üste totalde yaşadığı izleyici kaybını
bu hafta toparlamış. Umarım senaryo düzelir ve izleyicisini kaybetmez. AB
oranlarında da hızlı bir artış sağlamış. Anlaşılan Karagül için iyi bir hafta
olmuş. Bunu da geçen haftaki bölümün sağlamlığına bağlıyorum. Bu artış ve
azalışları nereden mi görüyorum? Sitemizin dev hizmeti olan ve her hafta
güncellenen ‘Karagül Rating Analizi’ sayesinde. Siz de diziye her hafta oy
vererek dizimizi değerlendirebilirsiniz. Bunu nasıl mı yapacaksınız? Sitemize
üye olmanız yeterli..
64. Bölüm Fragmanı :