Bitti mi hikayemiz?

Geçen haftaki bölümde, Ali Yusuf ve Saliha’yı kaza yaptıkları yerde bırakmıştık.

Gelelim bu haftaya… Arabalar çarpıştıktan sonra o ‘‘ışığı görmek’’ eylemiyle (artık nasıl oluyorsa) başladık. ‘‘Saliha ışığı görmüş.’’ dedim. Çünkü ne geldiyse Saliha’nın başına gelmiş Ali Yusuf on numara beş yıldız!

O esnada da Sado hastaneyi birbirine katmakla meşguldü ‘‘lan’’ işte o kadar! Şunu belirtmeden de geçemeyeceğim; Sado’yu en fazla bu bölümde izleme şansımız oldu. Ne de güzel oldu!

Bak şimdi Ali Yusuf, ben olmasam senin halin harap!

Hastane ekibi Sado’ya emanetken Aslıhan da, Saliha oğluna DNA testi yaptırırsa her şey ortaya çıkar diye evi terk etmek üzereydi (gidemediii). Şahsen bu kararı alabilmesi beni şaşırttı. Saliha Aslıhan’ı kaç kez evden kovdu, bu durumdayken de Aslıhan Saliha’yla mücadele edebilirdi. Nasıl olsa Aslıhan’ın arkasında Gökhan var, öyle değil mi? Kara haber tez duyuldu; Aslıhan tam gideceği sırada Saliha’nın kaza yaptığını öğrendi. Gökhan ile birlikte hastaneye giderken Aslıhan ‘‘Yeter ki Saliha iyileşsin, ben giderim.’’ diye bir cümle kurdu ki aman Allahım! Şimdi beni şaşırtmaktan çok, korkutmaya başladın Aslıhan! Sen böyle şeyler düşünmezdin?

Tezhanlıların evinde hizmetli olan Ayşe, Fikret Bey’in odasında bir gizli kamera buldu. O kamera da döndü dolaştı Tuna’nın eline geçti, güzeeel. Ya Gökhan’ın eline geçseydi? En azından görüntüleri izleme şansı bulan Tuna, abisinin nasıl pis işlere karışabileceğini bir kez daha görmüş oldu.

Üç ay sonra

Gördük ki aradan üç ay geçmiş, Saliha hastane çıkışı rehabilitasyon merkezine giderken ortadan kaybolmuş, Aslıhan da Saliha’yı bulmaya çalışıyor, üç adam tutmuş bir de!

O da ne? Saliha, Ali Yusuf’un evi tarzında bir evin önünde meyve sebze satıyor! Ali Yusuf da gelmiş anılarını pekiştirmek için olacak herhalde ki ‘‘kestane’’ alıyor. (Ayrıca bir dakika, sen o arabayla kaza yapmamış mıydın Ali Yusuf? Arabada çizik göremedik biz? Hooaaaydaa!) Anlıyoruz ki, kazadan sonra Saliha’nın hafızası tümüyle gitmiş. Saliha bugüne kadar öğrendiği ne varsa hepsinin en başına dönmek zorunda kalmış. Kazadan sonra fiziksel bir yara olsa biliriz ki, belirli bir zaman sonucunda geçecek, ama böylesi çok daha kötü… İnsanın bir kaza sonucunda o kazadan önceki hayatını, benliğini hatırlamaması ve öğrendiği hiçbir şeyin şu anda bilgisi dahilinde olmaması ne kadar zordur tahmin bile edemiyorum.

Meğer, Aslıhan ve yaveri Gökhan, Saliha’nın bu durumundan faydalanıp holdingi ele geçirmesinler diye Tuna, Tuna’nın annesi, Sado ve Ali Yusuf bir olup Saliha’yı saklamışlar.

Ali Yusuf’un Saliha’nın bu haline kahrolacağı çok tahmin edilebilir bir şeydi. Beni asıl şaşırtan ise Sado oldu. Çünkü Sado, bu üç aylık zaman zarfında Saliha’ya göz kulak olma işini fazlasıyla içselleştirmiş. Neden Sado?

Adamsın Sado!

Ali Yusuf yasa dışı doktorluk yapıyordu değil mi ya? Aaa bu bölüm gördük valla, keşke her bölümde bu konu üzerinden de bağımsız bir hikaye gitseydi. Ben bu sahneleri çok severek izliyorum.

Bahsetmeden olmaz, bu üç aylık arada Ela ve Halil de evlenmiş, Ali Yusuf da ikiliyi onaylamamaya tam gaz devam! Evlendikten sonra da tavrını sürdürmene şaşırdım be Ali Yusuf!

Saliha’nın kazadan önceki cep telefonunu bulmasıyla, telefonda Ali Yusuf ile olan fotoğrafını görmesi bir oldu. Bir şeyler hatırlarım umuduyla Ali Yusuf’u aramaya başladı.

Sado sana ‘‘Saliha’nın karşısına çıkma, kızın kafası karışık.’’ demedi mi Ali Yusuf? Dedi! Sen niye Kanlıca’larda kızın karşısına çıkıyorsun? Haydi çıktın, bir de Saliha’nın ellerine kuş yemleri dökmeler falan, peki bu da kabul. Konuştuğunda niye bu eylemlerin tam tersinde şeylerden bahsediyorsun be Ali Yusuf? Hiç çıkmasaydın Saliha’nın karşısına daha iyiydi. Ali Yusuf, Saliha’yı sözleriyle süründürdüğü eski günlerine dönmüşken tam o anda bir köşeden Tuna, bir köşeden de Aslıhan’ın adamlarından biri geldi. Adamın da Saliha’yı orada bulacağı tuttu işte ne yapalım.

Saliha, Ali Yusuf’un yıkımından sonra, evde kendini harap ederken ve Sado da Saliha’nın bu hali yüzünden kendi kendini yerken hah! Ali Yusuf da arabayla intihar etmeye kalkıştı (nedir bu adamın o arabayla ölüme gitme isteği arkadaş!). Sado telefonun bir ucundan dil dökerek, Ali Yusuf’u vazgeçirdi. Sado hanginizle uğraşsın? Bu sahneyi de çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.

Aslıhan’ın tuttuğu adam, Aslıhan telefonunu açmadı diye sinirlenip, gitti Saliha’yı kaçırdı (telefona cevap vermedi diye düşünün artık!). Tam da bu sırada Sado ve Ali Yusuf arasındaki telefon konuşmasında, Saliha’nın kaybolduğunun anlaşılması üzerine, Ali Yusuf’un da bu durumu şak diye Kanlıca’da gördüğü adama bağlaması en fazla iki saniyesini aldı. Vay bee! Ve istikamet Aslıhan, Ali Yusuf ileriii!

İşte Ali Yusuf, Aslıhan’ın karşısında! Biz ne olduğunu anlamadan Ali Yusuf, Aslıhan’ın boğazını sıkmaya başladı. Konuşmalarda yankılanmalar, Ali Yusuf’un gözlerinde bir anda olayların geriye doğru sarması derken hooop yine geldik mi Ali Yusuf ve Saliha’nın arabaları birbirlerinin üzerine sürdükleri kaza anına! Sonrası yine o beyaz ışık…

Tamam dedim bunlar o kaza anında ölmüş, her şey o beyaz ışık anı. Zaten araba kazasından sonra Ali Yusuf’un arabasının eskisi gibi gıcır durması olacak iş değil demiştim. Bu kısmı herkes benim anladığım gibi mi yorumlar bilemiyorum. Benim kafamı karıştıran asıl sahne, o son beyaz ışıktan sonra Ali Yusuf ve Saliha’yı tüller içinde mutlu mesut gülüp eğlenirken gördükten sonra (bakın buraya kadar da her şey tamam olsun) o kareye bir de Arda’nın eklenmesi. Arda? Evladım sen de mi öldün? Yoksa o hayal hala devam mı ediyor? Ayrıca Saliha Arda’ya dokunmazdı bile, bu sahnede sanki kendi oğlu gibi bir mutluluk? Peki Aslıhan’a ne oldu? Ve diğerleri…?

Ben buraya bir soru işareti bırakıp yazımı tamamlayayım. Bitti mi hikayemiz?

Dizide emeği geçen herkese teşekkürler, kısa ama farklı bir hikaye oldu.

Yeni hikayelerde görüşmek üzere…

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER