Yemyeşil çimenler üzerinde yürürken bir çakıl taşına takıldı
yine Hakan. Çocuğun kaderi bu, uzun süreli mutluluklar ona haram sanki. Oysa ne
de güzeldi Melis’le geçirdiği saatler. “Kimsin sen?” sesiyle bölünmemesi
gerekecek kadar güzeldi.
Tarık, Hakan kim biliyor musun? Hakan, kızının sevdiği
çocuk. Hakan, kızının geceyi güvende geçirmesini sağlayan çocuk. Yatıp kalkıp
Hakan’a teşekkür etmen lazım, zira kızının teyzesine gittiğini bildiğin halde
arkasını aramadın. Klişelerin dışına çıksak, kızının Hakan’la çok mutlu
olmasını isteyen bir Tarık izlesek keşke. Bir sefer de baba-sevgili çatışması
yaşanmasa. Çünkü Hakan’ın başındaki dert bir değil, bin; bin bir yapmaya ne
gerek var?
Hakan’ın en büyük hatası verdiği sözden vazgeçememesi.
Fiko’ya dostluk sözü veren Hakan, bu hafta yedek kulübesinde oturarak çekti
cezasını. Melis’i saklayarak da Tarık’ın gözünden düşecek.
Şimdi 'mekan' HakMel için de özel mi oldu?
Her hafta olduğu gibi bu hafta da Melis ve Hakan arasındaki
ilişkiyi tebessümle izledim. Yaşlarına, yaşadıklarına uygun, usul usul bir aşk
geçiyor aralarında. Seviyorum! Melis’in babasının başka bir kadını seviyor
olmasıyla yaşadığı kırgınlığı kendi acılarıyla ne de güzel karşıladı Hakan. Hem
de kalbinde sakladıklarından bir parçayı Melis’le paylaşarak. Acılarını
karıştırarak büyüyor HakMel, büyüyecek…
Uyuyacaklar ve geçecek.
Enfes bir enerjileri var, enfes!
Yazı devam ediyor...