Bu hafta da vatan hainliğinde zirve yine benim dimi?
Mirliva Tevfik. Miralaylığınla verdiğin zararlara yenilerini ekleyebilmek için terfi ettin. Yüz karası olmaya devam edeceğini cümle aleme duyurmak için mi bu davetin. Sahtekarlıkta bence bir dünya markasısın. Bu hafta da kötülükte listelerde birinciydin. Maşa falan değilsin, kötünün bizzat adresisin. Neyse ki senin iç yüzünü öğrenenler çoğaldı. Gerçi bir şekilde bunlardan da sıyırırsın kendini. İştahın, iblisi aratmayan Charles’ı bile korkutuyor. Ele geçirdikçe doymayan bir adamsın. Senin hakkından gelecek tek kişi Cevdet. İnce ince örüyor kaderinin ağlarını, bir yandan da sana ince ince ayar vererek. Bu hafta Charles çok fazla yoktu ortalıklarda. Senin sayende ona pek ihtiyaç olmuyor malum. O köşesine çekilip senin gibi uşakların, onun emirlerini nasıl yerine getirdiğini izliyor sinsi sinsi.

Her yaptığın şeyi yüzüne gözüne bulaştırıyor ve her defasında hezimet yaşıyorsun sen de farkındaysan. Bugüne kadar milleti birbirine düşürmek dışında yaptıklarını sonuca ulaştıramadın. Kutuplaştırma konusundaki başarı da sana ait değil aslında. Kulaktan kulağa oynamaya bayılan bir toplumuz zira. Ama aradan geçen koca yüzyılda bu konuda bir değişiklik kaydetmemiş olmamız da hepimiz için ayrı bir hüsran. Pek değişmedik maalesef aynıyız hala. Hiç araştırmadan ya da düşünüp tartmadan gaza geliyoruz ve doğru yanlış ayırmadan bize söyleneni yapıyoruz. O kadar çok linç yaşandı ki bu coğrafyada ve de o kadar masumun canı yandı ki bu topraklarda, utanmamak ve kahrolmamak mümkün değil.
 
Kime inansam vatan haini çıkıyor…
 
Azize sen de çok bahtsız bir kadınsın. Önce aşık olduğun ve ölmediğine sevindiğin kocanın vatan haini olduğunu öğrendin, yıkıldıkça yıkıldın. Onun tarafından maruz kaldığın onca hakaretle her gün defalarca öldün. Karşılaştıkların karşısında afalladın. Yaşadıkların yüzünden doluya koydun almadı boşa koydun dolmadı ama sen yine de onu sevmekten vazgeçmedin. Sen onu affetmek için bahaneler bulmaya çalışırken o seni hep eliyle itti, bu da yetmedi bir de boşadı. Sen gebe halinle sevmediğin bir adamın nikahına girdin. Vatanperver olduğuna inandığın ve dostluğuna güvendiğin için onunla aynı çatı altında yaşamayı mecburen kabul ettin. Şimdi onun da bir hain olduğunu öğrendin ve de birçok kötülüğün de sahibi. İçin kaldırmıyor ama vatanın için onunla yaşamaya devam etmek zorundasın, çünkü sen de artık Cevdet gibi içerdesin. Yalnız Tevfik’in sana hesap sormalarına karşılık senin verdiğin cevaplar çok şahane. O kadar netsin ki, karşında afallıyor ve de seni geçemeyip sinsice geri adım atıyor.
 
“Azize kimdir?” diye soran Kara Fatma’ya Cevdet’in söylediği  ”Gözünü kırpmadan canını emanet edebileceğin bir vatanperver” sözünü duysan ne kadar mutlu olursun biliyoruz. Ah Azize ne çok şey var bilmediğin. Öğrendiklerin seni çok mutsuz ediyor elbette ama doğruları bilsen ne çok şey değişir sende. “Kimin emridir Fatma, kimdir sizin komutanınız?” diye soruyorsun ya Kara Fatma’ya “Bu vatan için bütün hayatını feda etmiş bir kumandanın emridir.” dediği kişinin ismini bir öğrenebilsen keşke.

 
 
Bu bölüm en güzel bölümlerden biriydi bence. Haftalardır bizi hüsrana uğratan senaryo çok güzel toparlanmıştı, tempo harikaydı. Kara Fatma rolündeki Demet Evgar şahaneydi. Masmavi gözleriyle çok güzel can verdi karaktere. Kadınların milli mücadeledeki rolünü en iyi anlatan karakterlerden biridir Kara Fatma. Borçlu olduğumuz binlerce atamızdan biridir o da. Bu ülkenin evlatlarının cinsiyet tanımaksızın kadın, erkek demeden canını ortaya koyduklarını çok güzel kanıtlar bize. “Ben hem kocamı hem de iki evladımı verdim bu topraklara” diyen bu yürekli kadın aslanlar gibi dimdik savaşmıştır vatanı için bu topraklarda. Kimi ihanet içinde fırıl fırıl dönerken ortalıkta o ve onun gibiler korkusuzca çarpışmıştır bu vatanı düşmandan temizlemek için. Kötülere inat iyilerin inancı ve kararlılığıyla var olmuştur bu ülke.
 
Şimdi geldiğimiz nokta elbette ki tam bir ters köşe. Askerle bile bu kadar güzel konuşan bir adam bence vatanı için yanlış bir şey yapmaz. Herkesin bir fiyatı olduğunu bilsek de bu hayatta, insanlığına fiyat biçmeyecek çok fazla kişi olduğunu bilmek rahatlatıyor bizleri. Kötüler kadar iyilerin olduğunu da biliyoruz bu yaşamda. Ne olursa olsun ahlakından, vicdanından ödün vermeyenlerin sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğunu da. Tüm yokluğa rağmen bu ülkenin onu var etmek için çalışan evlatlarının oldukça fazla olduğunu da. Haftaya Tevfik’in eline nasıl düştüğünü göreceğiz. Ben onun yolda giderken yakalandığını ve meclise sağ salim varabilmek için bu oyuna başvurduğunu düşünüyorum. Sadece Azize ile Cevdet’i değil hepimizi şaşkına uğratan bu durum bakalım nasıl sonuçlanacak?  Tabii bir de Leon’un durumu var ortada. Ama onun da Cevdet’in muhteşem zekasıyla aklanacağını düşünüyorum. Sonuçta mektupta tam olarak ne olduğunu açık açık yazmamıştı Leon. Buradan bir yol bulacaktır Cevdet, yaptığının yardım değil mecburiyet olduğunu söyleyen Leon’a. Vatanı için düşmanla aynı safta görünen Cevdet, ailesi gibi yardımı bir borç bilecektir düşmanına yardım eden bu genç adama.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER