Bu hafta beklediğimin aksine sakin bir Karagül izledik.
Fırat’a Murat’tan gelen mektup, Melek’in kaçırılması derken fazla hareketli bir
bölüm beklemiştim. Ama bu sakinlikten rahatsız oldum mu? Hayır. Bir sırrın
ortaya çıkıp bölümün geri kalan kısmının sıkıcı olmasındansa böylesi daha çok
hoşuma gitti açıkçası.
Halfeti'ye gelmez olaydın be Sibel.
Bölüme Özlem'in Sibel'e tehditleriyle başladık. Aslında Kasım'ın Özlem'e ilan-ı aşkından sonra ses kayıtlarının erteleneceğini düşünmüştüm ama Özlem ilk fırsatta Sibel'i tehdit etmeyi ihmal etmedi. Demek ki neymiş, konu entrika olunca aşk bile Özlem'i durdurmuyormuş. Ee bir nevi Özlem'i Kendal yetiştirdi. Flashbacklerden gördüğümüz kadarıyla Özlem konağa ilk geldiğinde sessiz sakin bir kızmış. Kendal'ın yanında kala kala böyle oldu demek ki. Üzüm üzüme baka baka kararır mı diyeyim yoksa kılavuzu karga olanın... mı bilemedim. Ayşe'nin yurda yerleşeceğini öğrenen Sibel'in derdi zaten çok, bir de ses kayıtları çıktı. Çekilecek çilen varmış Sibel!
Kendal ile baş edebileceğini mi sandın Fırat?
Fırat mektubu okuduktan sonra soluğu Kendal’ın yanında aldı.
Tabii Fırat Kendal konusunda biraz daha acemi kalmış. Eğer Kendal’ın
korkacağını, elinin ayağına dolaşacağını düşündüyse fazlasıyla yanıldı. Evet,
Kendal biraz telaşlandı ama bunu Fırat’a hissettirmedi tabii. Hatta Fırat haklı
girdiği odadan neredeyse Murat’ın katili gibi çıkacaktı. Ee Kendal bu,
haklıyken haksız duruma düşürme konusunda rakipsiz! Rakipsiz ama asla tedbirsiz
değil. Murat’ın mektup bırakacağını düşünmediği için ilk aklına Melek geldi.
Daha kendisi konağa varmadan tehditleri ulaştı. Ağabeyini de iyi tanıyan Melek,
halasının hasta olduğu yalanını söyleyerek Halfeti’yi terk etti. Zaten ilk
kaçışı değil Melek’in bu konuda tecrübeli ama bu sefer yanlış kayaya çarptı.
Melek’i kaçırmak için fırsat kollayan Özlem’in ağabeylerinin de ekmeğine yağ
sürmüş oldu kaçışıyla. Melek’in gittiğini öğrenen Kendal soluğu terminalde aldı
ama Kendal’dan kaçan Melek, Sabri’ye yakalandı. Halasının yanına gittiği
zannedilen Melek’i de merak eden olmadı böylece. Belki çok acımasızca gelebilir
size ama Kendal’ın eline düşeceğine Sabri’nin eline düşmesi Melek için daha iyi
gibi geldi bana. Zamanında Kendal’ın Melek’i resmen yaktığını da düşünürsek hak
vereceksiniz bana..
Fikriye'nin gelişi daha çok ses getireceğe benziyor. Aşk yine iki kardeşin arasına girdi.
Fikriye’nin Mehdi’ye aşık olduğunu biliyorduk ama meğer bir
de çocuğu varmış. Kasım’ın dediğine göre de yola çıkmış geliyormuş. Dizi
‘hepimiz kardeşiz’ ana fikrinden ilerliyor resmen. Eğer gelen kişinin bir oğlu
varsa o zaman Kendal’ı düşünemiyorum. Yeni bir AdBar vakası yolda demektir.
Tabii bundan Kadriye Ana’nın da haberi yok. Bakalım sürekli Baran, Ada, Maya ve
Rüzgar için kardeş olduklarını dile getiren Kadriye Ana, Fikriye’nin oğlu için
de aynı şeyi söyleyebilecek mi? Fikriye konağın ortasına bir bombayı bırakıp
ölecek gibi. Konak zaten mayın tarlasına döndü. Herkesin bir sırrı var, daha
önce de demiştim Sırlar Dünyası’nı solladı resmen. Yalnız, Kendal bir şeyler
biliyor gibi geldi bana. Fikriye’nin gelişi fazlasıyla rahatsız etti Kendal’ı.
Mağlum oldu diyeceğim ama pardon o temiz kalplilere olan bir şeydi.
Teselli bulacağın omuzlar Maya'nınkiler olmamalıydı Serdar.
Sarhoş Serdar tatlılığı diye bir şey var. Maya’nın Serdar’ın
yanına gitmesi ve Ada’nın ikisini görmesi pek iyi olmadı tabii ama Serdar
sarhoşken daha bir tatlı değil miydi? Serdar’ın Ada’yı bu kadar sevdiğini de
tahmin etmemiştim. Hem yakışıklı, hem tatlı hem de çok aşık. Valla Ada Maya’yı
baya seviyor belli, üçü bir arada çocuğu sildi attı. Bu aşk üçgeni iyice işin
içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ada Baran’a tamamen bittiğini söyledi. Ki Ada
boş yere konuşmuyor genelde, Serdar daha çok sarhoş geceler geçirir. Ama ben
bundan şikâyetçi değilim çünkü sarhoş Serdar’ı pek bir sevdim. Burak Çelik de
kendini geliştiriyor, sarhoş rolünün altından kalktı. Tabii bu sarhoşluğu Deniz
ve Oğuz’a da yaradı. Ağzından ‘baba’ lafını duyduğumuz Deniz, duyduklarından
sonra Oğuz’a karşı yumuşamışa benziyordu.
Rüzgar için Baran hem ağabey hem de baba.. Baran Rüzgar'ın ileride olmak istediği kişi..
Geçen hafta söylemiştim, Fırat’ın işi çok zor. Bir yandan
sevdiği kadın, bir yandan kardeşi Narin. O da tabii teselliyi içkide buldu. Oğuz’un
Fırat için Baran’ı araması ve Baran ve Ebru’nun birlikte Fırat’ın yanına
gitmesi ‘kurda kuzu emanet etmek’ gibi oldu biraz. Bilirsiniz, sarhoşken
insanlar söylemek isteyip de söyleyemedikleri her şeyi bülbül gibi şakırlar. Fırat’ın
da neden içtiği belli.. Ben mutlaka bir şeyler ağzından kaçırır, ya da bu
konuyla ilgili bir şeyler geveler de Baran ve Ebru şüphelenir diye düşünmüştüm.
Fırat’ın söylediklerinden şüphelenmeyen Baran, mektuptan şüphelendi ve hemen
mektubu bulmaya çalıştı. Doğruluk timsalimiz Ebru da başta hayır dese de o da
içten içe merak ediyordu belli ki. Yaptığımız çok yanlış diye diye Baran’ın
peşinden mektubu bulmaya gitti. Eğer Baran ilk baktığı yerde o mektubu bulsaydı
dev eleştirirdim! Ayrıca Fırat akıllı adam yahu, diğer mektuplarla aynı yere
koyacak değil ya! Tamam, öğrenmelerini istiyorum ama bu şekilde değil. Baran ve
Ebru’nun yavaş yavaş yakınlaşmalarını izlemek daha çok keyif veriyor. Her ne kadar Narin'in durumunu görünce O'na üzülsem de gördüğü rüyada Kadriye'nin de dediği gibi evlat anasını ister.Ve git gide birbirlerine yaklaşıyorlar. Ayşe ve Sibel'in durumu ikisinin yakınlaşması için iyi oldu. Ortak başka noktaları da
var: Ada, Maya ve Rüzgar gibi.. Özellikle Ebru Rüzgar’ın Baran’ı hem ağabey hem
de baba gibi gördüğünü söyleyince Baran’ın yüz ifadesi o kadar huzurluydu ki.
Baran kardeşlerine çok düşkün biri ve hep tek çocuk olarak baba sevgisine
hasret büyümüş. Evet, belki Kendal vardı ama gerçek babasının yerini tutar mı
hiç? Baran’ın Rüzgar O’nun yaşadıklarını yaşamasın diye elinden geleni
yapacağını düşünüyorum. Artık Rüzgar-Baran sahnelerini daha çok göreceğiz gibi
duruyor. Zaten bu sezon Rüzgar’ı neredeyse hiç göremiyoruz, figürandan farkı
yok resmen.
Yağmurdan kaçarkenmi doluya tutuldun yoksa iyi mi oldu bu durum bilemedim..
Özlem’in kardeşi yakalandı, artık Sabri tek başına. Oğuz
nezarethanede konuştu ama biz hep Kendal’ı bağırıp çağırırken, psikopata
bağlamışken gördük. O yüzden Oğuz’un o halleri beni biraz şaşırttı. Ah, orada
Kendal olacaktı ki.. Her şeyi söyletirdi vallahi. Sanırım ben böyle sinirli
rollerde bir tek Kendal’ı görmeye alıştım bu dizide, başkasını garipsiyorum.
Tek kalan Sabri bütün işi eline yüzüne bulaştırdı. Bulduğu cam parçasıyla
elindeki ve ayağındaki iplerden kurtulan Melek kaçınca -Melek bu bölüm
kaçmalara doyamadı- Sabri de peşinden gitti tabii. Yakaladığında attığı tokatla
yere düşen ve kafasını taşa çarpan Melek’i ve bu olayın suçlusu Sabri’yi zor
günler bekliyor gibi. Böylece tokat konusunda da Kendal’ın üzerine adam
olmadığını görmüş olduk. Tüm kötü özelliklerde Kendal yine zirvede! Tabii bu
hafta paniklik konusunda Narin’i de geçti. Melek’in halasının yanına gitmediğini
öğrendiğinde ve Oğuz’un suçluyu bulduğunu söylediğindeki yüz ifadesi bunun en
büyük kanıtıydı..
Yeni bölüm fragmanı yine aksiyon dolu.. Bu bölüm fırtına
öncesi sessizlik gibiydi. Haftaya görüşmek üzere..
63.Bölüm Fragmanı: