What a Bitch!

Sezon arasından önceki son bölüm için pek de fena geçmedi doğrusu. Öncelikle 2009 christmas’ına gittik ki Mystic Falls karlar altındaydı. Bu dizinin ilk üç sezonunu izledim ve yağmurdan fazlasını hiç görmemiştim karlı flashbackler açıkçası oldukça sırıttı. Zaten nedendir bilmem Twilight serisi dışında pek çok vampir hikayesi sıcak memleketlerde geçiyor. Mesela HBO’nun True Blood’u da Louisiana’da geçiyor. Louisiana oldukça yağışlı ama bir o kadar da sıcak memlekettir. Oraya da kar hiç yağmaz. Vampirler karı sevmiyor kanımca.

Geçen bölümde psikopatımız Kai, Tyler’a bir anlaşma önermişti. O anlaşmanın hayata geçişiyle başladık. Tyler genç ikizlerin aklını çelmeyi zor da olsa başardı. Kai’nin işi ise hiç zor olmadı. Bir kaç kanlı eylemle beraber ikiz kardeşini ele geçirmeyi başardı. Bununla da yetinmedi kolayca ikizinin bıçağa sapladığı büyüsünü tekrar kabul etmesini sağladı. Adamın bence caniliğe ve kötü olmaya doğuştan yeteneği var. Kötü olmasaymış çok iyi bir polis olurmuş.

Sadece ailesine ve vampirlere bilgi verebiliyoruz.

Elena ve Stefan ise bölüm boyunca christmas kutlaması için yanına gelen annesini hastaneye kaldırmış Caroline ile birlikteydiler. Şerif'den gelen haberler hiç iyi değil. Kanser olmuş ve tümör hızla yayılıyormuş. Bu arada anti parantez öğrendik ki vampir kanı da kansere çözüm değil. Bunun anlamı şu ki, Şerif kısa süre içerisinde hayata gözlerini yumacak. Ölümün hele de anne baba ölümünün hiç uygun zamanı yoktur ama Caroline için gerçekten de en kötü zamanlama diyebiliriz.

Eğleniyoruz ama Mystic Falls'a bu kadar kar yağması normal mi gerçekten?

Caroline’ye kötü haberi Stefan vermek istedi ki gerçekten büyük bir hata yaptı. Hayatın en basit kurallarından biridir, “asla kötü haberi veren kişi olma!” Zira zamanla kötü haberi veren kişiyi her gördüğünde o anı da hatırlarsın ve onu görmek seni rahatsız etmeye başlar. Kim bilir belki de sinsi Stefan bunu bildiği için kötü haberi vermek istemiştir... İzlerken herkesin aklına gelen soruyu da sonuna ekleyip hastane defterini biraz kapatayım. Anneyi vampir yapsalar da kurtulamaz mı acaba? Gelecek bölümlerde bu sorunun cevabını mutlaka alırız.  

Matt ve Jeremy ise anlaştıkları gibi Enzo’nun peşine düştüler. Planları gayet eğlenceli ve etkiliydi. Adamı evire çevire paket ettiler resmen. Neredeyse Enzo’nun sonunun geldiğine inanmıştım ki Kai sayesinde yine paçayı yırttı. Gelelim nasıl yırttığına...

Geldi oturdu yayıldı koltuğa anlatıyor da anlatıyor.. Acaba kimsiniz diye sorsam mı?

Kai için her şey tabi ki bu kadar güzel gitmemeliydi. Damon yerini çoktan öğrenmiş ve mekana damlamıştı bile. Başta her şey çok güzel gitti. Kai’yi paketleyip zincirlediler. Zira Kai’nin ikizi verilen iki gıdım gazla öz güven patlaması yaşadı ve “alırım lan ben bunu aşağıya” diye atarlanarak onunla birleşmeyi kabul etti. Artık yapmaları gereken tek şey beklemekti. Damon alaycı tavrıyla Kai ile vakit geçirirken büyü emici Kai gözünün önünde duran Mystic Falls’a yapılan devasa büyünün farkına vardı ve toprağa dokunarak hepsini emdi. Büyü kalkma zamanlaması Enzo’nun Mystic Falls’a giriş zamanlamasına denk gelince de Enzo kurtulmuş oldu. Artık Enzo’nun playlist’indeki birinci şarkı “Matt is my girl.”

Kai’yi elden kaçıran ama artık Mystic Falls’daki evine gidebilen Damon tabi ki hemen Elena’yı akşam yemeğine çağırdı. Kendi pişirecekmişmişmiş. Elena da hemen kabul etti. Yuh be kardeşim. Aşık değilken böyleysen aşıkken nasılsın sen? En yakın iki arkadaşından biri 1994’de kapana kısılmış, diğeri annesinin öleceğini daha yeni öğrenmiş ve sen Damon’la yemek yemeye koşuyorsun. What a bitch!

Elena bir hevesle kapıyı çaldı. Damon açtı ve Elena ökse otundan bahsedip güldü. Damon ise kapıyı suratına kapattı. Meğer Kai, Elena ve kendisine görünmezlik sihri yapmış. Elena arkasını döndüğünde Kai ile karşılaştı ve kafaya darbeyi yedi. Vallahi içim soğudu. Hak etmiştin sen bunu Elena. Kai kötü mötü ama bazen de hak edene hakkını farkında olmasa da veriyor. Helal olsun.

  Sezon arasından sonra 22 Ocak'da görüşmek dileğiyle ben kaçtım...


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER