Geçen haftaki vurucu final sahnesinden sonra, merakla beklediğim
bölümdü bu. Barry'nin, ışık hızına dönünce içten içe hep eksikliğini
duyduğu ve önü alınmaz duygularla beslediği kahramanlık dürtüsünün
gazıyla, yangından çocuk kurtarma sahnesiyle başlayan bölüm hikaye
açıldıkça keyifli hale geldi. Yangın demişken, o nasıl bir efektir diye
sormazsam gözlerim açık gider. Amatörlükte bizdeki Samanyolu Tv
efektleriyle yarışan sahneyi yakıştıramıyorum nedense böyle büyük
prodüksiyonlu dizilere...
Team Flash?
Öte yandan Barry sırasıyla Caitlin ve muhteşem sayko Dr. Wells
tarafından 'Aslanım bi sakin ol! Tamam en büyük sensin ama sınırlarını
bil' tadındaki konuşmalara maruz kalınca kendi tabiriyle günlük işlerine
döndü. En az bir bölüm Türk dizilerine maruz kalan her ferdin yakından
tanık olduğu dünyadaki tüm musibetlerin tekmili birden dünya üzerinde
başka beşer yokmuşcasına ana karakterin başına gelme olayı burda da baş
gösterdi ve dertler esas oğlanın peşini bırakmadı. Barry yine saykoluk
dalında kesin ilk beşe girecek Dr. Wells'in elinde patlayan (!) büyük
deney faciasının yarattığı canavarlarla başbaşaydı.
Başkasına aşık kadınlar..
Geçen bölüm Joe'nun gerçekleri öğrenince vereceği tepki olayını
merak ediyorum demiştim ama o kadar yavan geçmişti ki senarist, benim
hikayede kilit nokta saydığım olay, araya sıkıştırılmış bir iki kelimeyle
geçiştirildi. KIRILDIM!! Dünya düzeninde vazgeçilmez tek şey kabul edilen aşk, bu
dizideki değişik işlenişinden midir bilinmez, beni bir türlü içine
almadı. Çocukluk aşkı diye anlatılan Iris'in dedektifle öpüştüğü
sahnedeki Barry'nin tepkisi 'sevdiğim kız bana abi dedi' modundan çok
çocukluk arkadaşını başka biriyle paylaşamama durumunu çağrıştırdı.
Yanılıyor muyum? 'BarLin' cephesinde bırak aşkın daha doğru dürüst iki
muhabbetin esamesi okunmayınca nazarımda bölümün kusur sayısı da arttı..
Oysa Barry'nin başına gelen her türlü felakette onu en çok düşünüp
gerektiğinde azarlayacak kadar da değer veriyor Caitlin. İlerleyen
bölümlere kısmet derseniz tamam ama sezonlarca (Bkz: Olicity)
bekletcekseniz orda bi durun!
Simon Stag rolünde William Sadler'i izledik.
Hikayenin bölümlük kötü adam köşesinde bu hafta biyolojiye kafa tutar
hızda istediği sayıya saniyeler içinde bölünerek küçük çaplı ordu
yaratacak güçte olan Danton Black vardı. (Burada bir parantez açmak
lazım. Dizideki olaylar ve karakterler her ne kadar bilim kurgu
dünyasının ürünü olsa da kötüyü onu kötü yapan sebelerle birlikte
vermesi on numara beş yıldız.) Her zamanki gibi 'olay yerine yakınız
Rıza Baba' kafasındaki Joe olay yerindeydi ve tehlikedeydi.
The Flash
olay yerine geldiğinde ise sahip olduğu 'speedy gonzales' efekti ile bu olayı
çözemeyeceğini anladı. Anti-suç takımıyla yaptığı durum kritiği
sonunda yaptıklarının yanlış olduğunu düşünüp önündeki ilk kavşakta geri
vites yaptı. Bu tam Barry'lik bir hareketti, şaşırmadım. Ama hikaye gereği
başrolümüz pes etmemeliydi; onu ikna etme işi Caitlin ve Joe'ya kaldı.
Caitlin'in, kötü adamın kopyasını yapma olayındaki kendince gayet mantıklı
çözümü her ne kadar bana Çince gibi gelse de, bu kıza duyduğum sevgi mantığımı işlevsiz kılıyor.
Barry'nin değerini ne zaman anlayacaksın Iris?
Diğer yandan ben, Iris'i saf dışı bırakmaya çalıştıkça tez konusunda
The Flash'ı seçtirerek iyice hikayeye dahil eden senariste de iki çift
lafım var. Ama çatışma candır diyor ve Iris'in kahraman The
Flash ve silik Barry arasındaki medcezirlerini merakla bekliyorum. Zafer tacı giyen tabii ki de Barry olurken yine iyi mi, kötü mü bir
türlü anlayamadığım Dr. Wells'in The Flash'ı merak eden adamı (muhtemelen
planını mahvedecek korkusuyla) öldürmesiyle bölüm sonlandı..
Haftaya görüşmek üzere...