Bodrum Masalı’nın son iki küsur saatlik bölümüydü yirmi
dokuzuncu bölüm. Bundan sonraki bölümler altmış dakikalık kısımlar halinde
ulaşacak ekranlarımıza. Umarım bu hem dizi hem izleyici için iyi bir adım olur.
Son bölüm itibariyle tam da istediğim oldu, herkes ebeveynine
sahip çıktı. Çok da güzel oldu.
Hayatta olduğu gibi dizide de herkesin birbirini birbirinden
habersiz düşündüğü için yaşanan aksaklıklara şahit oluyoruz. Yıldız, Aslı’yı
düşünüyor, Faryalı hem Aslı’yı hem Yıldız’ı, Ateş hem ailesini hem Aslı’yı,
Kelebek hepsini… Durum böyle olunca da tüm bu önemseme ve zarar gelmesine engel
olma isteği sorunlara ve yanlış anlaşılmalara yol açıyor.
Faryalı doğum günü ve otel mevzunu çok net bir şekilde açıkladı,
sanmıyorum ki Yıldız’ın aklında şüphe kalmış olsun. Kaldıysa da kusura
bakmayacak artık, dünya onun gölgesinden ibaret değil. Tamam evlerine dönmeleri
mantıklı bir karardı çünkü tebdil-i mekanda ferahlık vardır olmasına ama kırgın
ayrılacak bir durum yoktu. Adam baba oldu ya hu baba… Sen bana güven diyerek
Bora ile gitmeyi biliyorsun, o da kızıyla yemeğe de çıkacak gezecek de. Annesi
de onlarla gelecek çünkü karar verilmesi gereken birçok şey var.
Maya net ve inatçı… Ne kadar da Aslı...^^
Bora’nın pat diye etkilendiğini söylemesini flörtöz
karşılamayacak kadar kendinden emin ama terslemeyecek kadar da özgüvenli olması…
Aslı’nın Yiğit’e “Bundan aylar önce bir portakal ağacından düştüm, hala düşüyorum.”
demesi kadar kalbine sadık bir hareketti. Nasıl da güzeller anne-kız.
Aslı’nın anne baba diyemeyişleri bile güzel, Ateş’i arayıp ‘şey’
diye bahsetmesi ve tartıştıkları için arada kalması… Çok sevimli ilerliyor bu
yeni aile olayı. Aile diyorum da yanlış anlaşılma olmasın Maya’yı Bora’ya
istiyorum ben, Faryalı Yıldız’da kalsın lütfen, teşekkürler.
Aslı’nın evine giden, çocukluk fotoğraflarına bakan Maya
herkesin gözlerini doldurdu değil mi? Ne çok anını kaçırdılar birbirlerinin, ne
çok geç kaldılar oysa…
Eski yazıların birinde Aslı için Didem Madak alıntısı
yapmıştım; “Artık bütün üzgün oluşlarımın adı, anne.” diye. Artık öyle değil,
şimdi yeni Aslı dönemi başladı. Artık bütün sevinçlerin adı anne olacak Aslı’nın.
Kendim kaybettiğim bir şeyi bulsam, eksikliğim giderilse bu
kadar mutlu olurum. Evet, her şey birden ve çok güzel olmayacak ama artık benim
güzel kızım mutlu olacak, mutsuz olduğunda ise annesinin dizinde ağlayacak.
Ve belirtmeden geçemeyeceğim, Aslı’nın hikayesinin derinden
gösterilmesinde Ezgi Şenler’in etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. Öylesine
saf bir yeteneği var ki ve ekranda öylesine hoş bir doku bırakıyor ki…
İzlenmelere doyulmayacağı belliydi.
Yazı devam ediyor...