O kadar insanla çalıştım ama elbette Nergis’e yürüyeceğim by Koray
Hamile kaldığı ilk andan beri, “Ben çocuğumu tek başıma büyütürüm. Pekâlâ kendim bakarım.” diye gezinen Lale’nin, daha bebişin kırkı çıkmadan dadı telaşına düşüp, ilk bulduğu dadıya güvenmesini asla unutmayacağım. (Betül’ün olayı ortaya çıktığında, ne kadar saftirik ve dikkatsiz bir ebeveyn olduğunu anlayıp, ağlaması lazımdı bence.) Bir de Onur, “Tek başına idare edebilir misin?” dedi kahkaha attım. Ayol kırkı yeni çıkmış bebişin, emzirmek, altını değiştirmek ve uyutmak dışında nesi var? Niye bu kadar abartılıyor bu durum? Neyi idare edemeyecek Lale?
 
En keyif aldığım, içimin yağlarının eridiği ve gülerek izlediğim sahne, Şadi’yle Songül’ün, Betül’e yaptıklarıydı. Sonunda bir mevzu açığa çıktı! Lakin Betül hak ettiği dersi alamadı. Mevzu boşanmaya kadar gidebilecekken, Betül bu kadar ileri gitmişken, “Çadırda yaşasınlar, 20 lira verelim, evden dışarı çıkmasınlar.” vs diye konuya bu şekilde “komik” yön vermek çok tuhaftı. Bu ciddi bir sorun. Betül gerçekten tedavi edilecek durumda. Siz komik komik çadırda yaşama cezası verirken, kadın Pelinsu’yla iş çevirmeye devam etti arkanızdan. Demek ki çözüm bu değil. Bu kadar şeyden sonra, Betül’ün hikâyesine başka bir yön verilmeliydi. Etrafındakiler ona öyle bir set çekmeliydi ki, yaptıklarından bin pişman olmalıydı. Bizde farklı bir Betül izlemeliydik.
 
Lale ve Onur sahneleri çoğalsın derken? By Şadi
 
En güzel dönüşüm örneğini gösteren Kurtuluş’u, eski haline döndürmek için çabaladıklarına da şahit olduk bu bölüm. Gece kalkıp, Songül’ün çantasını karıştırtmak, ikna edeceğim diye karşı taraftan para almak, çeki o mu çaldı diye imalarda bulunmak, bunların hepsi Kurtuluş’u itibarsızlaştırmak için yapılıyor. Ne çirkin! Daha çirkini de, bir anda para diye gözleri dönen Kurtuluş ve Nilüfer’in bu duruma kızları Gülşah’ı da alet etmesi. Daha da kötüsü, Songül’e yardımda bulunup, verdiği paradan bahsetmeleri. İnsan hiç mi düşünmez annem incinir diye? Hiç mi ayıp edeceği aklına gelmez? Şu an çift olarak gözümden acayip düştüler. Bakalım ne zamana toparlanacaklar?
 
Pelinsu’ya karşı nötr durumdaydım ilk zamanlar. Hatta kolay bir şey yaşamadığının da farkındaydım. Sonuçta Lale yokken o vardı ve Onur’un nişanlısıydı. Evlilik hazırlığı yapıyorlardı. Üstelik Pelinsu gururluydu. Lale’yi duyduğu anda Onur’la olan ilişkisini bitirecekti. Ama başta Onur, sonra da ailesi engel olmuştu bu duruma. Onur hatasını anladıktan sonra bile, Yıldız hep elinin altında tutmak istedi Pelinsu’yu. Yaptığın kötülüklerin hiçbir açıklaması olamaz ama gerçekten de kullanıldı bir yerde. “Hangi cüretle tehdit ediyor.” diyen Yıldız’a, Pelinsu’yu bu hale onun getirdiğini hatırlatmak isterim. Bu kız sizden yüz buldu! Lale’yi gelinim diye benimsemezken, Pelinsu’yu bulunmaz Hint kumaşıymışçasına siz pohpohladınız ayol.
 
Hikâye olarak Pelinsu’nun miadı çoktan dolmuştu. Ama gönül isterdi ki, yaptıklarının cezasını çekemeden, bir de ödüllendirilerek gitmesin. Yıldız da ona destek çıkmanın ve güvenmenin bedelini ödesin. 39 hafta boyunca Pelinsu Yalın’a hayat veren, Pelinsu’ya gıcık olmamızı sağlayıp, tüm inandırıcılığıyla oynayan, İrem Helvacıoğlu’nun performansına sağlık! Yolu açık olsun.
 
Haftaya görüşmek üzere.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER