Leon öyle bir sevdaya düştü ki. Hırçın ve gözü kara sevdiği için çırpınıp onu tehlikelerden korumaya çalışıyor ve bunun için stratejik yollar buluyor. İdam cezası almış Halit İkbal’i Hilal’den uzaklaştırmaya gayret ediyor. Aşkını inkar ettiği an deliler gibi pişman oluyor. Bir yandan Hilal’in başı belaya girecek diye korkuyor, diğer yandan ona “Ne işim olur seninle?” diyor. Hilal’i de üzüyor bu sözler kendini de. Hilal’i de hayal kırıklığına uğratıyor kendini de. Şimdilik kafa karışıklığının şokunu atlamamanın manevraları bunlar. Çok uzun sürmeyecektir elbette. Bu hafta Hilal muhtemelen patlamadan aldığı yarayla tekrar nüksedecek Leon’da. Kaybetme korkusu bize çok güzel geri adımlar attırır çünkü. Hilal de farkında Leon gibi duygularının ve de o da kendince inkar safhasında.
 
 
 
Bu bölümün en güzel sahneleri Ali Kemal ile babasınınkilerdi. İnsan kök salmak ister, hele ki köklerini bilmiyorsa savrulur gider. Ali Kemal’in de hırçınlığı, kızgınlığı bu yüzden. Kendini ait hissedemediği için sığamıyor hiçbir yere. Öğrenince daha bir ayrılacak ortadan, daha bir parçalanacak ikiye. Bunu bilen Cevdet şimdilik saklıyor gerçeği. Onun için böylesinin daha iyi olacağını düşünüyor. Veronika’nın acısına daha ne kadar kayıtsız kalabilir bilmiyorum ama bu konu açığa çıkınca dengeler değişecek çok fazla. Düşman bildiklerinin ailesi olduğunu öğrenmek çok iyi gelmeyecek bence Ali Kemal’e. Toparlanacağına daha bir dağılacak. Kök salacağına daha bir savrulacak. Zaman alacak hazmetmek belki de onları da inkar edecek bir müddet. Dimitri olması gerekecek ama o Ali Kemal olarak kalmak isteyecek. Gitse de kalsa da, aynı acı içinde onu yakmaya devam edecek.
 
Babasına duyduğu özlemin intikamını almak için herkese duyurdu öz oğlu olmadığını Ali Kemal. Babasının “Yapma.” diye yalvardığı bakışlara rağmen devam etti konuşmaya. Öfkesini kusarken daha çok bilendi babasına. Onu tuzağa düşürmek için oynadığı oyunu bilen Cevdet ise çok güzel ders verdi ona. Onu ne kadar sevdiğini anlatmaya çalışırken Ali Kemal’de biliyordu bu gerçeği. Sevgi kalp işiydi çünkü. Sevmek için illa da kan bağı gerekmiyordu. O onu zaten öz evladı gibi bağrına basmış ve kızlarının yanına koymuştu. Ama Ali Kemal kızgındı, kırgındı, hırçındı. Planı Yunan Komutanını öldürmekti babasını değil ama karşısında oturan babasıydı Yunan Komutanı değil.

 
 
Her milletin bir karakteri vardır. Yaşamın düzeni içinde açığa çıkmayan bazı şeyler düzen bozulunca daha bir açığa çıkar, barışta anlaşılmayan şeyler savaşta daha bir anlaşılabilir olur. Ülkemizin düşmanları da say say bitmez maşallah oldukça çoktur. Bu yüzden aralarında bölüşmek için can atmışlardır topraklarımızı. İngilizler ayak oyunlarıyla sahne almıştır hem dünya tarihinde hem de bizim tarihimizde. İyi insan rolünü iyi oynamışlardır tüm ülkeler nezdinde. Yüzümüze takındıkları tavırla arkamızdan çevirdikleri arasında kilometrelerce fark olmuştur her zaman. Mr. Hamilton hümanist olduğunun altını çizerek herkese dostane gülümserken, öksüren bir askerin suyunu veriyor zarifçe. Oysa arkadan vurmanın planını yapmış çoktan onun vaktini bekliyor sinsice. Sanki Türklere yapılan zulümlere denetliyormuş gibi göstererek yaptıkları ziyareti kana bulamak için basıyor düğmeye. Hem gülümsüyor hem de kalleşçe öldürüyor masum insanları. Savaştan ve gözyaşından beslenerek tutunuyor yaşama. Yaşatmak için değil öldürmek için yaşıyor hayatta. Saklıyor gerçek yüzünü, ama atalarının Çanakkale’de yaşadığı hezimeti sindirememenin düşmanlığıyla yeni bir yenilgiye adım atıyor fark etmeden.
 
Ama bilmiyor ki kendi karakterinin alçaklığı ne kadar fazlaysa bu milletin dayanma ve ayağa kalkma gücü de o kadar fazla. İçinde ve dışında ki hainlere rağmen verdiği mücadeleyle, bu milletin her zaman başı dimdik ayakta. Şimdi ne kadar zayıf görünse de gücünü toplayıp, kendini yeniden var edebilecek ümidi her zaman taşımakta. Kanının son damlasına kadar çarpışarak, en kaybettiği zamanda bile ona oynanan oyunu bozup kazanmakta. Tarihten silmeye çalışanlara inat her daim tarih yazmakta. Onun karakteri, karakterli duruşunda. O savaşçı ruhuyla her zaman al bayrağının altında özgür yaşamış ve özgür yaşamakta. Ne kimse zincir vurabilir ona, ne de alabilir baskı altına… 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER