Nerede kalmıştık? En son artık bilmem kaçıncı kez Aslıhan’a
karşı koyamayan Ali Yusuf için ‘iyi’ temennilerde bulunuyorduk, evet! Biz yine
haklı çıktık da, neyse ki bu sefer senin de bunu anlaman güzel oldu be Ali
Yusuf, Saliha da sebeplendi durumdan fena mı, oh! Zaman zaman Aslıhan’ın abisi
Kenan’a bile hak verdim adam doğru konuşuyor, en azından Aslıhan’ın içini Ali
Yusuf’tan daha iyi bildiğine eminim, o yüzden Ali Yusuf’un bazı gerçekleri de
Kenan’dan öğrenmesi daha kalıcı ve sert oldu.
Kenan’ın evine gittiği sahnede ‘eee nerede bu polisler,
hapisten kaçmış adamın evi gözetlenmez mi kardeşim?’ diye düşündüm, ileriki
sahnelerde polislerin Hacer’e Kenan’ı sormaları bence biraz geç kalınmışlıktı
ama neyse... Ayrıca Kenan’ın masaya bıçağı sapladığı sahnede hepimiz bir ‘ay’lamışken
Hacer’in ağzından tek kelime bile çıkmadı, istemsiz olarak bir tepki verir diye
düşünmüştüm.
Aslıhandı, Ali Yusuftu derken her koldan olaylar olaylar
olmuyor muydu? Hem de ne! Sado’nun Aslıhan’ı, Ali Yusuf’un evinde
görmesiyle nihayet parçaları birleştirmeye başlaması ve gayet açık görüldüğü
üzere bu işin peşini bırakmayacağının sinyallerini aldığımıza göre içimiz biraz
rahatlayabilirdi. Tezhanlılar cephesinde de isimsiz zarflar oradan oraya sürüklenirken
hah! Bu sefer de Gökhan’ın kardeşi Tuna ‘vay efendim benim abimden neyim eksik,
ben de sevdiğim kadın için gizli işlere bulaşır ve onu her koşulda korurum’
diyecek oldu ki Nihat’ın gönderdiği zarfı bir güzel okumasına rağmen
gördüklerini kendisine sakladı. Şimdi bu noktadan da birbirine düşman iki
kadını seven iki kardeş gibi bir durum çıkıyor karşımıza hadi bakalım neler
olacak diyorum.
Gökhan yine formundaydı çünkü; yeter ki Aslıhan’ın başı
sıkışsın adamın beyin hemen onu aklamaya çalışıyor. Ana yüreği derler işte,
annesi fark etti de gitti uyardı oğlunu, etkiledi mi Gökhan’ı hayır ama olsun. Önceki bölüm Saliha’ya yapmadığı gider kalmayan Ali Yusuf
şimdi takdirimizi kazandı. Gerçi Saliha bu kadar üstelemese (kızın ilk
öpücüğüymüş be zalım Ali Yusuf!) Ali Yusuf belki de olduğu gibi bırakacaktı,
tepedeki bank sahnesinde de itiraf etmiş bulundu; kalbi Aslıhan’dan intikam
almak istemiyormuş ya şimdi ister belki? Ve doğru dedi ‘yıllardır yük gibi
sırtımda taşıdığım duygular artık bitti’ diye. Aslıhan da orada anladı, ilk kez
bu kadar kesin ve kararlı konuştu Ali Yusuf. Hatta Aslıhan, Ali Yusuf Saliha’ya
aşık oldu diye içi içini yedi, dayanamadı, sordu. Çoook güzel sahneydi.
Bu kız İstanbul'un en lüks restoranlarını bıraktı seninle iki kelam edebilmek için haberin var mı Ali Yusuf?
Ali Yusuf sonunda kendini Saliha’ya döndürmüşken, Saliha’nın
babası Fikret’ten ilk kez yaptığı işten dolayı bir övgü alması, kızım demesi ve
sarılması Saliha’yı ve bizleri de oldukça şaşırtmışken benim ağzımdan istemsiz
olarak ‘vay arkadaş adama ölüm iyiliği geldi’ gibi bir cümle çıktı (vay demez
olaydım!).
İnceden inceden gördük Fikret’in kalbiyle ilgili bir
sıkıntısı olacak belli, ama çok hızlı gelişmedi mi her şey? Tabii Aslıhan ve
Gökhan’ın da bu durumda yan etkileri var, verseydiniz ilacı belki hiçbir şey olmayacaktı
ama ne bileyim yine de biz Türk dizi izleyicisiyiz öyle ani olayların tek
bölümde olup bitmesi bünyede şok etkisi yaratıyor.
Hoop son anda Fikret zarfı görüyor, hayır yani biz tam
heyecanlanmıştık, şimdi Aslıhan’ın kendini kurtarması için yapacağı şeyleri
izleriz, biraz da o kıvranır derken… Aslıhan the zalım adama ilaçlarını vermedi
yahu! Gökhan’ın son anda odaya gelip ilaç vermeye izin vermemesi Aslıhan’ı
aklamıyor, o çoktan Fikret’i ölüme terk etmişti. Bir de daha geçen bölüm
yorumunda yazmıştım Aslıhan-Fikret-Gökhan üçgeninde çok kötü şeyler dönecek
diye, kötü şeyler döndü ve bitti, ne bileyim biraz aksiyon olur sandım ters
köşeye yattım!
Vee gelelim gecenin olay sahnesine, son sahne! Az önce de
dediğim gibi biz Türk dizi izleyicisiyiz yahu siz kamerayı bir Arda’ya bir Ali
Yusuf’a odaklarsanız ülkece aklımıza tek şey gelir: Arda Ali Yusuf’un oğlu mu?
İşte o zaman…
Vay başımıza gelenler!