Bir kadın ve bir adam mı? Âşık
bir kadın ve daha çok âşık bir adam mı? İşte bütün mesele bu. Deliler gibi
sevdiği ilk aşkını masada bırakan bir adam, kimin kafasında soru işaretleri
oluşturmaz? Üstelik kızın annesi “Başka bir kadın olmasın.” derken kız ne kadar
huzurlu olabilir? İçi içini kemiren bir Deniz asla sakin olamaz. Dalgalarıyla
boğuşur hırçınlığıyla fark edilir. Tek başına olması iyi olmadığı için yanına
ekip arkadaşlarını alır. Zannedersem dizinin bu bölümündeki komedi kısmı da tam
burasıydı. Öncellikle ofis arkadaşlarına teşekkür ederim. Ne de güzel Deniz
Aslan’ın yanında oldular. Kısa süreye güzel dostluklar sığdırmak böyle bir şey
olsa gerek. Yoksa plazalarda öyle arkadaşlıklar kolay kolay göremezsiniz.
Yakışıklı koordinatörü
kapısında isteyen milyon tane kızla doludur etraf. “Aman evlenmesinler!” diye hocalara gider,
muska yazarlar. Şaka değil bunlar. Yalnız benim kafam şu kısımda karışık. Neşe
ne ara İrem ile bağlantıyı kesip Deniz’le canciğer kuzu sarması oldu. Üstelik
Tuna’nın verdiği evrakta da Deniz’in konum> Neşe’nin konum olduğu halde.
Acaba Neşe’nin aklında Deniz evlenince çalışmaz, yeri de bana kalır düşüncesi
mi var? Yoksa ben Neşe & Deniz kankalığına inanamadım. Kaçırdığım nokta
varsa haber edin. :)
Deniz’in aklına annesi bu
fikri soktu. Yalnız ilk başta Deniz bunu düşünmedi. Ne zaman ki Yiğit’e bir
bakayım kısmına geçtik, işte o zaman telefonda yakaladı mesajları. Aklıma şimdi gerçekçi
bir kurt düştü ve düştü yollara. Hastanede Duygu ile yakalanınca yüzde beş bin haklı
Deniz. Hangi kadın nikâh masasından kalkan adamın yanında ertesi gün bir başka
kadını görse iyi niyetli düşünür? İyi ki orada saç baş yolmadı. Ben olsam hastaneyi
birbirine katardım, nokta.
Go Flamingo, Deniz’e yardımcı olacaklar
dedektif ekibi görevini başarıyla yaptı. Ve Deniz masada yakaladı Yiğit ve
Duygu’yu. Oysa gün içinde "Akşam randevum var." deseydi Yiğit bu kadar heyecan
katmayacaktı. Rahatsız mı oldum bu olaydan? Elbette hayır. Aşırı keyif aldım.
Çağdaş favorimdi. "Yalnız Kurt" nickini "Yalnız Kokarca" yaptılar ya helal
olsun. Ve Gazi valla başkan şapkan ve kostüm ile yabancı artistler halt etmiş
yanında. Sen arada böyle gelsene ofise. ^_^
Yiğit yine kılıflar ararken hastalığı söyleyecek diye düşünüyorduk. Oysa neymiş efendim: "Bağlanamama hastalığı." Deniz o kadar saf ve iyi
niyetli ki inandı hemen. "Yok, efendim öyle hastalık mı olur?" diyeni de yok,
kıyamam Aslan Deniz’e. Üzüyorlar hemde çok. Yalnız üzüldüm mü de güzel plan
yapıyormuş bizim kız onu gördük. Şemsiye, puzzle, grafikler… Aferin Deniz Kız
romantik kısmı da ele alınca ne güzel tamamlıyormuşsun. Cemal’e de bir teşekkür.
İşte Cemal’den kimlik değişimi değil güzel planlarınız için yardım isteyin.
Bana böyle hareketlerle gelin.
Yiğit Balcı ise o kadar olayı
görürken yine başa döndü. Hastasın, hastalığını tek atlatmamalısın. Sevdiğinle
paylaş ki acın hafiflesin. Çünkü acılar paylaştıkça azalır, tıpkı sevgilerin
paylaştıkça çoğalabileceği gibi. Sonra kontroldeki Yiğit’in hali neydi? Şimdi birçok
kişi yüzük detayına sevinmiştir. (Öyle değil mi? İtiraf edin.) Bana değişik
gelmedi bu bir. İkincisi kontrollerde metaller çıkmıyor mu? Ben mi yanlış biliyorum?
Bana neden değişik
gelmedi? Çünkü yüzük takmayı sevmeyen
kardeşim “Evlendiğimde alyansımı boynumda kolye olarak taşıyacağım.” der. Benim aklım işin prosedür kısmında. Kalp
kontrolünde alyansın boynunda olması… İnanın her şey normal giderken böyle
sahne görünce deli oluyorum. Kimse mi yoktu oraya gidip de "Burası böyle
olamaz" diyen? Hep çok sevmekten başına
bunlar geliyor. Hep daha iyisi olsun istemekten.
Yazı devam ediyor...