Allah bir yastıkta kocatsın Mahircim.
Mahir’in neden umudum olduğuna gelirsek… Mahir, güzel yürekli bir adam. Ceren’le tanışırken onun göz seviyesine inecek kadar da bilinçli. Mahir & Zeynep ilişkisini hikayeye getireceği dinamik, Mahir’e ve Zeynep’e katacağı güzellikler açısından da destekliyorum zaten ama bugün gördüğüm kadarıyla Mahir’den çok güzel baba olur. Çünkü Mahir, kalbindeki yaralarla etrafını daha da yaralayan bir adam değil, daha da iyileştiren bir adam. Kardeşine olan hassasiyeti sayesinde Hülya’ya kardeş olan Mahir’den, Ceren’e de bir ‘baba’ olur. Çünkü kalbinde saklı bir ‘baba’ yarası var.

Haydi be Mahir, güldür şu çocuğun yüzünü. Hem baksana Ceren de ağlamak istemiyor. İdil, ağlarken “Ben gülmek istiyorum.” diye bağırmıyor muydu?

Ve Zeynep yürümüyor, koşuyordu. 

Mahir’in babasının öleceği, Zeynep ve Mahir’in ZeyMah olacağı gün gibi ortada. Burada en çok merak ettiğim şey, Hüseyin-Zeynep-Mahir üçgeni.

Mahir’in Kaya ve Bayram Bey’le ilişkisini ayrı ayrı çok seviyorum. Fakat yakın gelecekte üçünü bir menemene ekmek banarken izlemeyi de çok isterim. Üç şahane adam bir araya gelecek, daha ne olsun. Kaya, söylemekten hiç usanmayacağım. Sen çok güzel bir insansın!

"Sonra Bayram Bey indi. Böyle bal rengi bir ceket giymiş, nasıl modaysa. Yukarı baktı, göz göze geldik. Çok utandım. 'Eyvah!' dedim onu beklediğimi sanacak. Nasıl heybetli, nasıl yakışıklı bir adam..." Süheyla Cevher

Aşkın yaşı yoktur derler ya hani, sahiden de yoktur. Bayram Bey ve Süheyla Hanım’ın birlikteliğine buğulu gözlerle bakmayan var mı? Süheyla Hanım’ın 40 yıl önce tuttuğu günlüğünden kopardığı iki yaprak, değil Çin’e gitmekten, Dünya turu yapmaktan bile daha değerli. Öyle ki Bayram Bey gözyaşlarını saklamadan ağladı, Kerim’in kalbine bir sızı saplandı, Hüseyin’in dudakları titredi. Süheyla Hanım’ın pamuklara sarıp sakladığı iki yaprak, aşkın en değerli haliydi belki de.

Elleriniz hiç ayrılmasın. 

İşte önlerinde böyle güzel bir örnek varken, sevgiye sığınmalı Kerim de, Hüseyin de. Hayat sadece kahkahalardan ibaret değil, hayat gözyaşlarıyla ıslanırken dahi kopmamak için mücadele etmeyi gerektirir.

Düğme, kızım...

Kerim, üniversitede Hülya’ya gösterdiği tavırla, boşanma lafını ortaya atmasıyla beni ne kadar kızdırsa da Süheyla’ya hediyesi, Düğme’nin ultrasonuna yetişmesiyle yine kıyamadığım bir adam haline geldi. Kerim, kötü, bencil, umursamaz bir adam olsa o ultrasona asla gitmezdi. Hülya’ya aşk dolu gözlerle bakmak mı? Asla, bakmazdı. Kerim sadece düşüncesiz. Ve o ilk anda düşüncesizliğinin, karşısındaki insanda açtığı yaraları göremeyecek kadar da sabit fikirli. Fakat o konuyu zamana bıraktığında hatalarını görebilecek kadar da iyi kalpli.

"Sen benim kalbimin zayıf damarısın." Süheyla Cevher
Çocukların da senin kalbinin zayıf damarları Kerim Cevher.

Düğme’nin hüznü, mutsuzluğu HülKer’in hüznü, mutsuzluğu aslında. Düğme’yi mutlu etmek de yine onların ellerinde. Her ne kadar silahlı adamlar tarafından kaçırılmış olsalar da, “Hayır inmem, asla inmem. Bırakmam seni burada.” sözü HülKer’in gücünün de kanıtı bir nevi. Düğme doğduğunda ise çok şenlikli anlar yaşayacağız. "Çocuğun kolunu kıpırdatacak hali yok." ama annesiyle babasının coşkusu ona da geçer, Düğme de bu coşkuya ortak olur. 

Asla vazgeçmeyin olur mu? 

Peki Hülya ve Kerim’i kim kaçırdı? Çeşitli ihtimaller olsa da benim için en güçlü ihtimal Cem. Çünkü Cem bir ölümsü ve bir şekilde hikayeye yeniden girmesi gerek. Tam da onun etrafında dönen bir olaylar bütününün içinde olduğumuzu düşünürsek aramıza katılması için daha uygun bir zaman yok. Kimin kaçırdığı belli olmasa da bilinen bir gerçek var ki, o gece ve sabahında Hülya ve Kerim birbirlerine biraz daha yaklaşacaklar. Çünkü aşk, karşı konulmaz bir fedakarlık hali bir nevi. Onlar da duvarlara çarpa çarpa fedakarlık yapmayı da öğrenecek. Hoş, bu konuda Hülya fersah fersah önde olsa da Kerim’in de Hülya’ya yetişmesinin önünde hiçbir engel yok.

Aysel'in mektubu en son öğrenmesi gereken kişiyle paylaşması biraz heyecan getirse de Hatice Hala'nın şu an için sessiz kalması kötü bir şey değil. Gerçi Hatice Hala meseleyi en olmadık yerde patlatacaktır. Fakat Bayram Bey, bu meselenin altından da sağduyulu bir şekilde kalkılmasını sağlar.

Hülya'nın en derin yaralarından birinin merhemisin Bayram Cevher. 

Ah Bayram Bey! Ah! Ne güzel bir insansın sen. Hülya'ya 'baba' olman üzerine ne söylesem eksik kalır. Aman siz baba- kız hiç ayrılmayın. 

Gerilimi yüksek bölümlerin arkasından gelen pamuk şekeri tadında bölümleri çok seviyorum. Çünkü temposu biraz daha düşük olan bu bölümler, hikaye ve karakterler hakkında küçük gibi görünen ama büyük etkiler doğuran ipuçları saklıyor içinde. Bu hafta da çok güzel detaylarla karşılaştık, nefes aldık, gülümsedik.

Bu karda, kışta bölüm yetiştirmek zor. Tüm Hayat Şarkısı ekibinin yüreğine sağlık. Sayelerinde yine şahane bir Salı akşamı geçirdik, geceyi zaman zaman gözyaşı, bolca mutlulukla kapattık. Emeklerinin karşılığını kat kat aldıkları nice bölümlere… 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER