Hem İçerde ekibinin yayınladığı yılbaşı videosu hem de geçtiğimiz hafta yeni bölümün olmaması ile birlikte diziye olan özlemim tavan yapmıştı. Bununla beraber her zaman olduğu gibi "Sarp'ın foyası ortaya çıkacak mı?" sorusu da merakımı perçinlemişti. Düğümlerin yavaş yavaş gevşemeye başladığı ve artık oyunların dar alanlara sıkışıp birbirine çarptıkları bölümlere geldik. Ancak dün geceki bölümün düşük
temposuna ve ilerlemeyen içeriğine bakıp “sıkıcı” bulmam beni hayal kırıklığına
uğrattı. Bölüme ve hikayeye dair genel bir yorumdan ziyade belli başlı konular hakkında birkaç kelam etmek istiyorum, buyurun.
- İki saat boyunca tam anlamıyla asla konsantre olamayıp
sürekli başka işlerle ilgilenerek izlediğim bölümün şüphesiz ki en güzel yanı
flashback ile gördüğümüz Mestan oldu. Davut’un yıllar öncesinden verdiği “Mestan
kardeş 'canım kurban' diye diye bir gün o menzile ulaşacaksın.” spoilerı ile kendisini yâd etmiş olduk, çok
da güzel olduk. Canım kurban Mestan!
- Davut ve Sarp’ın gizliden ve sessiz yürüttüğü savaş -Melek’in
yersiz müdahalelerine rağmen- bu şekilde
devam edecek gibi. “Bu ikimizin meselesi” diyen Davut’un aralarındaki olayları
böylesine sessiz tutmaya çalışması elbette ki yalnızca delikanlılığından ya da
işin raconundan kaynaklı değil. Davut tıpkı Sarp gibi Melek’e aşık ve hatta
saplantılı bir aşık. Sevdiği kadın haz etmediği bir adamla birlikte ve en
önemlisi Davut’un Melek’e olan aşkının duyulması sanılanın aksine Sarp’tan daha
büyük bir gürültüye neden olacaktır. Celal Baba’ya olan sadakati ve onun
sevgisini kaybetme korkusu Davut’u durduran nedenlerin başında geliyor.
Olayların dikkat çekmesi ve çarpıcı olması adına Davut’tan bir aşırılık ya da
şaşırtıcı bir hamle bekliyorum.
- Yeşim tam da kendi zekâsına ve kurnazlığına yakışmayan bir
hareketle nihayet Celal ve Melek’in gerçek baba- kız olma ihtimalleri üzerinde
düşünmeye başladı. Telefon konuşmasının ardından verdiği tepkilere bakacak
olursak gerçekleri öğrendi. Tabii Celal’in olaylara müdahale etmesi de olası
tahmin ederseniz ki bütün bu akışı değiştirmek bir flashback sahnesine bakar.
Ancak yine de Yeşim’in gerçeklerinin öğrenmesinin yeni bir kapı açabileceğini
düşünüyorum. Hiç değilse inanılmaz sıkıcılıkta giden işleyişe bir hareket
katar.
- İçerde dizisinin kayıtsız şartsız sevdiğim ve varlıklarının
diziye çok şey kattığını düşündüğüm iki ismi var: Alyanak ve Coşkun... Alyanak şimdilik sessiz sedasız, çok sevdiği “haddini
bilen çakal” felsefesi ile işleri yürütüyor. İleriki bölümlerde yine başına
işler açacak gibi görünüyor. Esas adamımız Coşkun’a gelirsek... Dün gecenin ardından,
Celal'in her şeyden haberi olduğunu öğrendikten sonra Coşkun ne yapacak ve
Mert'e nasıl yaklaşacak merak ediyor ve aynı merakla bekliyorum.
- Final sahnesinde Sarp’ın Mert’in karşısına çıkıp meydan
okumasından da anlayacağımız üzere, ya Sarp’ın elinde sağlam bir koz var ya da
artık meseleyi kökünden çözmeyi hedefliyor! Birbirinden habersiz olan bu iki
kardeş aslında uzun zamandır birbirlerine yardım ediyorlar hem de farkında
olmadan. Mesela; Eylem ile olan ilişkisi, Füsun Teyze’nin varlığı Mert’in
zaafları olmuş durumda ve bu nedenle Sarp’a hamle yapmadan önce iki kere
düşünüyor. Tüm bunlar aynı şekilde Sarp içinde geçerli... O da Melek’i, Yusuf
Müdür’ü ve ailesini düşünmek zorunda. Hal böyle olunca iki kardeş aslında
birbirlerinden de destek alıyorlar. Gelecek bölümlerde Mert’in dediği gibi bir
seçim yapmak zorunda kalacaklar ve inanın işler o zaman daha da kızışacak, bize
de daha keyifli sahneler izlemek düşecek.
Gelecek hafta görüşmek dileğiyle...