Bu haftaki bölümü beğenmeyen tek kişi ben miyim? Bölüm
boyunca birkaç itiraftan başka hiçbir şey yoktu. Tüm bölüm Kendal’ın babalık
sevincini izledik. Evet, belki bu itiraflar çok önemliydi ama geçen sezonlarda
Karagül’ü izlerken heyecan hep dorukta olurdu. Hiçbir şey ortaya çıkmasa bile
hep bir heyecan yaratılırdı. Bu sezon bir sır ortaya çıkıyor, gerisi klasik
konak hayatı. Her dakika bir şeyler ortaya çıksın, hep elimiz yüreğimizde
izleyelim demiyorum tabii ki ama önceki sezonlarda hissettirilen heyecanın
olmadığı ortada. Umarım tahmin ettiğim gibi reytinglerdeki başarının vermiş
olduğu bir rahatlık yoktur. Kabul, Karagül’ün kemikleşmiş bir izleyicisi var
ama bu işler hiç belli olmuyor. İzleyiciyi diziye bağlamak zor ama kaybetmek
çok kolay maalesef. Dizinin bir an önce kendini toparlamasını ümit ediyorum.
İnşallah bu söylediklerim için pişman olurum.
Kendal'ın bu hallerini gördükçe yaptıkları yüzünden kızamıyorum ona.
Yapılan her kötülüğün altında mutlaka bir sebep vardır. Bu
bölüm senaristlerimiz de Kendal’ın erkek evlat sevdasının ve Asım’a olan
nefretinin sebebini flashbackle tamamen göstermiş oldu. Kendal Kadriye Ana’yla
uçurumdaki konuşmasında yaptıklarının sebebinin çocukken Murat’ın daha fazla
sevilmesinin olduğunu söylemişti. Meğer sadece çocuklukta yaşananlar değilmiş.
Mehdi’nin, Kendal’ı erkek evladının olmaması ve Asım’ın özrü yüzünden nasıl
aşağıladığını görünce hafiften Kendal’a üzüldüm. Karagül’ün en çokta bu huyunu
sevmiyorum. Bir bölüm kızdığıma diğer bölüm acıyorum. Resmen duygularımla
oynuyorsunuz senaristler!
Sibel de bebekte ameliyattan sağ salim çıktı. Verilmiş
sadakan varmış Sibelciğim. Eğer Kendal’ın insafına kalsaydın neler olacağını
geçen hafta gördük. Gözünü bile kırpmadan harcadı seni.
Asım'ın ''baba, oğlun oldu'' demesinden daha acı bir replik yoktu.
Bebeğin doğumu konaktakilerin kabuk tutmuş yaralarının
yeniden kanamasına sebep oldu. Tabii bu yaraları açan kişinin kim olduğu belli:
Kendal. Hem önceden yaptıklarıyla hem de sevinciyle çevresindekilere acı
çektirmeyi başardı. Bebeğinin düşmesine sebep olan ve bir daha anne olamayacak
Özlem’in acısının sebebi Kendal değil mi? EVET. Babası tarafından sadece özrü
yüzünden yok sayılan ve babasının oğlu olduğu için sevinmesini izleyen Asım’ın
kahroluşunun sebebi Kendal değil mi? EVET. Asım’ın halini gördükçe her gün, her
dakika sessizce ölen Emine’nin katili Kendal değil mi? EVET. Tebrikler Kendal,
seni üç evetle uğurluyoruz, vicdansızsın!
Erkek evladı olan Kendal’ın sevinci görülmeye değerdi. Bir
anda bambaşka biri oluverdi. Hani bir çocuğa bisiklet alırsınız da tüm
mahalleye hava atar ya, aynen öyleydi. Kendal için erkek evladın ne kadar
önemli olduğunu biliyorduk ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Resmen tüm
Halfeti’ye duyuru yaptı. İhtiyacı olanlara dağıttığı yardım kolileriyle de
geçen haftaki vicdansız lafıma selam çaktı resmen. Ama bunlar göstermelik
şeyler tabii. Bir kere bile olsa gidip Sibel’e nasılsın demesini beklerdim.
Şimdi gözünü kırpmadan Sibel’in ölmesini seçti, umurunda bile değil Sibel
diyeceksiniz ve haklısınız da ama yine de beklemiştim. Tabii yine bana hüsran!
Kadriye Ana birileri tarafından boş bir eve götürüldü. O
evdeki satranç takımı dikkatimi çekti. Şahı kendimiz olarak kabul edersek; eğer
yapacak hamlemiz kalmadıysa mat oluruz. İleriki bölümlerde köşeye sıkışmış bir
Kadriye Ana izleyeceğimizi düşünüyorum. Zaten kendisi de uykusuz gecelerin
olacağını söyledi. Belli ki Baran gerçeğinde olduğu gibi kendisini suçlu
hissettiği bir durumla karşı karşıya. Sana bu dünyada rahat yok Kadriye Ana!
Aşkı ilk öğreten hiçbir zaman unutulmuyor.
Bu bölüm Maya’nın bölümüydü. Hem Serdar’a hem de Ada’ya
içindeki tüm biriktirdiklerini söyledi. Serdar’ın Maya’ya karşı olan tavırları
gayet doğal. Belki böyle olmasaydı ve Serdar sürekli Maya’dan kaçıp ona
acısaydı Maya daha fazla yara alırdı. Serdar doğru bir strateji uyguluyor fakat
Maya’nın acı çekmesini tamamen engelleyemiyor maalesef. Ama sana kötü bir haberim var Maya; hani
ileride başkasına aşık olacağını söyledin ya, evet haklısın belki ama kimi
seversen sev ilk aşkının hayaleti hep seninle oluyor. Aynen senin de dediğin
gibi aşkı öğreten kişi unutulmuyor. Maya Serdar’a söylediklerinde ne kadar
haklıysa, Ada’ya söylediklerinde de o kadar haksız. Ada kardeşleri konusunda
çok hassas. Bu bölümde de olduğu gibi defalarca Maya’ya onu üzen şeyin ne
olduğunu sordu ama O söylememekte ısrarcı oldu. Ada böyle bir şeyi öğrendiği
anda Serdar ile olan ilişkisini bitirebilecek bir kız. Biraz önce de
belirttiğim gibi, Ada kardeşleri konusunda çok hassas. Görmediniz mi mektubu
okuduğunda nasıl yıkıldığını? Umarım bu mektup kardeşlerin arasındaki buzların
erimesini sağlar. Serdar ve Ada ilişkisi ise çıkmaza doğru gidiyor gibi.
Baran gerçeği yüzünden aşkını bile yaşıyamıyor. Üzülüyorum Narin'e.
Sibel Ebru’ya Ayşe gerçeğini anlattı ama Kasım’ın Ayşe’nin
babası olduğunu söylemedi. Baran da bu konuşulanlara kulak misafiri oldu.
Ebru’nun tavsiyesiyle Ayşe’ye hiçbir şey anlatmayan Baran’ı yine vicdan azabı
dolu günler bekliyor. Ayşe-Baran ilişkisi için de tehlike çanları yeniden
çalmaya başladı. Bu çanlar Narin ve Baran tarafında da çalıyor. Baran Ayşe’nin
durumunu başka bir arkadaşının başına gelmiş gibi Narin’e anlattı. Narin her ne
kadar sırrın saklanması konusunda haklı bir sebep bulmaya çalıştıysa da
Baran’ın net tavrı Narin’i fazlasıyla korkutmaya yetti. Böyle bir suçun asla
affedilemeyeceğini ima eden Baran’ın her şey ortaya çıktığında ortaya koyacağı
tavır belli artık. En kötüsü de Narin de bundan emin. Bana kalırsa Narin ve
Oğuz başka diyarlara göç etsinler. Zaten Oğuz ilk andan beri Narin’e aşıkmış ve
eşinin terk etmesinin sebebi de buymuş. Eğer ilişkilerini ilerletmeye eminlerse
gitmeleri onlar için en doğru seçim olur. Baran ve Deniz’in öfkesinden ya kaçan
ya uçan kurtulacak çünkü..
Her zaman söylüyorum, bir doz Kasım hepimize lazım.
Daha önceki yazımda KasLem’i göreceğimizi söylemiştim. Kasım
sonunda beklenen itirafı yaptı. Ama daha öncesinde hastane odasında Sibel’e
söyledikleriyle geçmişinden kurtuldu. Sert duruşuyla ön planda olan Kasım’ın
içinden çıkan romantik adam beni fazlasıyla şaşırttı. Mum ışığında, kırmızı
güllerle itiraf etmedi aşkını. Özlem’in bugüne kadar söylediği her şeyi aklına
kazıdığını belli ederek; Kendal’ın üzüntüsünde, sevincinde sıktığı kurşunlar
gibi haykırarak yaptı itirafını. Özlem’in gözyaşları da Kasım’ın da dediği gibi
her şeyi anlatmaya yetti. Özlem sustu ama gözleri konuştu. Tabii bu itiraf
Özlem’in de entrikalarının birinden vazgeçmesini sağladı. Aşkın insana her şeyi
yaptırabildiğine inanırdım da, Özlem’i entrikalarından vazgeçireceğini tahmin
edemezdim. Kendal’ın yatak odasına Sibel’i yerleştirmesi ve Özlem’i Ayşe’nin
odasına yollamasına öfkelenen Özlem; Kasım ve Sibel’in geçmişleri hakkındaki
konuşmalarının bulunduğu ses kaydını Kendal’a dinletmeye kararlıydı. Ama
Kasım’ın yaptığı aşk itirafı Özlem’i vazgeçirmeye yetti. Sonuçta sevdiği adamı
kendi elleriyle tehlikeye atmak istemiyor, haklı. Bunun yerine Kasım ile bir
olmayı tercih etti. Kasım, Salman’ın O’na söylediklerini Özlem’e haber verdi.
Artık Kendal’a karşı tamamen birlikte hareket ediyorlar. Ee ne demişler, bir
elin nesi var iki elin sesi var.
Mesut Akusta Kendal'ın sevincini çok iyi bir şekilde ekrana yansıtmayı başarmıştı.
Oo ziyafet var. Kendal yeni doğan oğlu için sazlı sözlü
eğlence düzenledi. Konak ahalisi hariç herkes oynuyordu. Onların durumu ise
biraz farklıydı. Emine ve Asım eğlenceye gelmemişti. Eh be Kendal, yeni doğan
bebeğe sürekli kardeşim diyen ve ziyaretine gelen Asım’ı da küstürdün ya helal
olsun sana! Asım Kendal’ın yaptıklarına o kadar içerliyor ki; eğer babasının hayatında
olmazsa O’nun daha mutlu olacağını düşünüyor. Bunun için terk etti konağı. Eh,
pekte haksız sayılmaz. Kendal, eğlencede Emine ve Asım’ın olmayışına hiç
üzülmüşe benzemiyordu. Hatta fark ettiğini bile düşünmüyorum. Tüm eğlence
boyunca döktürdü vallahi. Tabii sağ kolu Rıza’nın da Kendal’dan eksik kalır
yanı yoktu. Gözlerim o eğlencede Rüzgar’ın sünnet düğününde oynayan yaşlı
amcayı aradı. Ne güzel döktürürdü ama! Yalnız, davetlilerden biri Kendal’a bir
tekliften bahsetti. Bu durum biraz kafamı karıştırdı. Umarım yeni bir sorun
yaratmaz bu teklif. Hoş, Kendal’ın gözü şu anda hiçbir şeyi, hiç kimseyi
görmüyor. Oğlum dediği, yanından bir an olsun ayırmadığı Baran’ı bile..
Açıkçası ben Kendal’dan Baran’a karşı da bir hamle bekliyorum. Mehdi’nin
Baran’ın doğumundan sonra Kendal’ı erkek çocuk sahibi olamayışıyla ilgili ne
kadar aşağıladığını da düşünürsek, bu durum O’nun zamanında bastırdığı bazı
duygularının yeniden ortaya çıkacağını düşündürüyor bana. Umarım yanılan taraf
ben olurum..
Bölüm Kendal’ın aldığı telefonla bitti. Fragmandan anladığımız kadarıyla bebek
ilik kanseri. Tabii bu durumda ilk başvurulacak kişilerden biri Asım. Haftaya
bol bol Kendal’ın Asım’a olan muhtaçlığını izleyeceğiz sanırım. Umarım oğlunu
kurtardığı için Asım’a az da olsa merhamet gösterir..
Sibel’in Ayşe’ye itirafı ise yanıltmaca gibi geldi bana. Bekleyip göreceğiz..