--Yorum aşırı spoiler içerir, demedi deme..--
Geçen hafta ki
bölümün sonunda karşımıza çıkan 'Cupid' lakaplı Carrie
Cutter'ı çok seveceğimi fragmandan anlamıştım zaten. Bazı
istisnalar dışında sadece kötü karakterleri seven bir yapım
var. Daha akıllı ya da daha gerçekçi olduklarından mıdır
bilinmez tabii. Arrow'da bu pek mümkün olmuyordu üç
sezondur. Çünkü; tüm kötü adamlar bir, bilemedin iki bölüm
yaşayıp/ölüp gittiler.
Cupid için geçen
bölüm ki yorumumda 'Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk' tarzında
bir karakter demiştim ama yanışmışım. O daha çok ölmek değil
de öldürme kısmıyla daha ilgiliymiş. Onun Arrow'a olan
aşkı ya da takıntısı hastalık derecesinde bile olsa, göze çok
batmadı. Karakterin bize gösteriliş biçiminde bunun payı büyük
tabii.
İlk olarak bu
takıntının derinine gittik bölüm başında. Altı ay önce
Starling mirakuru etkisindeki askerler tarafından ele geçirilmişken,
kahramanımız Carrie'yi kurtarmış. Eh, sağlıklı bir insan bile
hayatını kurtaran insana duygular besleyebilirken Carrie gibi
birinin saplantılı bir aşka takılıp kalması çok normaldi.
Cupid karakterine
hayat veren Amy Gumenick, karakter için şunları söylemiş;
''Kesinlikle biraz ruhsal açıdan dengesiz ve istediğini almak için
yapmayacağı şey yok. Esasen, o aşk tarafından yönlendiriliyor,
aşk için savaşıyor ve aşkı için herkesle karşı karşıya
geliyor. O sadece sevilmek istiyor.''
Cupid, Roy'u nasıl etkisiz hale getirdi merak ettim..
Sevilmek ya da daha
doğrusu elde etmek için elinden geleni de ardına koymuyor. Bunun
için Oliver'la birlikle ölmeyi göze alacak kadar gözü kara biri.
Ölmediği için karakterden umudumu hala kesmiş değilim ben. Arada
bir gelsin, Oliver'ın başını biraz belaya soksun sesim çıkmaz.
Sıkı bir Felicity hayranı olabilirim ama Cupid'in zarardan çok
yararlı olabileceğini düşünüyorum ben. Bir de ek bilgi, aynı
röportajda Gumenick, onu
Arrow'da daha fazla görüp
görmeyeceğimiz sorusuna, ''Bu konuyu görüşüyor ve gelecekteki
maceralarım için entrika planları yapıyoruz, yani umuyorum ki
daha fazlası da olacak. Kaç bölüm olacak, orasını bilemem ama
Cupid'in ilgilenmek üzere geleceği bitmemiş işleri kesinlikle
olacak'' yanıtını verdiğinden umudumu sürdürüyorum.
Sadece 10 milyon dolarcık..
Bölümün bir
bölümü Cupid'in platonik aşkını incelerken, diğer bölümünde
ise Ray'in Felicity'e olan inceden değil alenen ilgisini konu
ediyordu. Tasarım elbiseler, milyon dolarlık takılar hediye
etmeler falan. Felicity gibi zeki bir kızın bile kafası karışırdı
bu durumda. O yüzden Oliver'ın kıskançlıktan delirmesine bile
bir şey diyemiyorum. Hem zamanında Sara'ymış, Laurel'miş çok
izledi Felicity devir ödeşme devri Oliver. Her karar bir
vazgeçiştir, sen Felicity'den vazgeçmeye karar verdin iki katı
hatalısın o yüzden bunu bedelini ödemen gerek. Sorry not sorry.
Brandon'u görünce aklıma hep Superman geliyor..
Bu arada Ray
Palmer'ın nasıl süper kahramana, bilinen adıyla Atom karakterine
dönüştüğüne kısa kısa da olsa şahitlik ediyoruz son
bölümlerde. Onu Arrow'da Atom karakteriyle pek göremesek
de, kardeş dizi olan Flash dizisinde çok kilit rollerde yer
alacağı yapımcılar tarafından San Diego Comic
Con'da açıklanmıştı.
Yine hem Arrow hem
de Flash dizisinde karşımıza çıkacak olan 'Captain Boomerang'
lâkaplı George Harkness bu hafta diziye dahil olan kötü
karakterimiz. Captain Boomerang'ı daha önce
Spartacus
dizisinden hatırlayacağımız Nick Tarabay canlandıracak.
Tez zamanda o saçlar kesilecek..
Diziye katılan
diğer bir karakterse 'Chase' adlı bir Dj'i canlandıran Austin
Butler. Thea için diziye dahil olan Butler'in, o uzun çirkin
saçlarının bir an önce kesilmesi gerektiğini dile getirmezsem
olmaz. Nasıl olsa Thea Roy'la olacak biraz çirkinleştirelim şu
çocuğu diye düşündüyseniz çok yanlış yapıyorsunuz. Kendine
güveni sonsuz, biraz ukala Chase karakterini çok sevdim ben. Thea
ile durumları ne olur bilmem ama Roy'un sinirli anına denk
gelmemesi baby face yüzü için pek iyi olmaz.
Arrow 3. Sezon 8. Bölüm Fragmanı;