Felicity'nin
olmadığı Arrow bölümleri benim gözümde biraz eksiktir hep.
Sezonun ilk bölümü hariç, diğer bölümlerde hep geri plandaydı.
Oliver'la olan durumu, Sara'nın ölümü, Ray'in yanında çalışmaya
başlaması, Barry'nin uyanması falan derken iyiden iyiye figüran
rolüne bürünmüştü karakter. Neyse ki senaristler de bu durumun
farkına varmış olacaklar ki, tamamen Felicity odaklı bir bölümle
karşımıza geldiler bu hafta.
Adından da
anlaşılacağı üzere, en sevimli hacker olan Felicity'nin
geçmişine gittik bu bölümde. Siyah saçların ona çok
yakıştığını söylemeden geçemeyeceğim ama. En az sarı kadar
yakışmıştı o saçlar. Eğer dizide Felicity'de bir süper
kahraman olsaydı, kullanacağı peruk kesinlikle siyah olurdu. Keşke
Oliver'da görseydi onu bu hâlde diye geçirdim flashback
sahnelerinde.
Sarışın, esmer fark etmez Felicity candır.
Yalnız anne rocs!
Anne Smoak'ın
gelişiyle Felicity'nin geçmişine yolculuğumuz başlıyor. Bu
kızın Oliver'la öpüştükten sonra kısmeti açıldı. O bölümden
beri 2 farklı kişiyle öpüştü. Biri Flash dizisindeydi ama
olsun. Gelecek bölümlerde ki Ray Palmer'la olan öpüşmesini
saymıyorum bile daha. Acilen Oliver'ın yapması gereken bir şeyler
var, yoksa kız elden gidiyor. Konuyu dağıtmayalım, ne diyorduk?
Üniversite yıllarında ki asi ve aşık Felicity ile bugün ki
arasında pek fark göremedim ben görünüş dışında. O zamanlar
da adalet duygusu çok gelişmiş ve bir o kadar da saf biriymiş.
İyi anlamda bir saflıktan bahsediyorum tabii. Üniversite
yıllarında yarattığı 'süper virüs' şehri etkisi altına
alınca, başvurulacak ilk kişi yine o oldu. Oklar, bir virüse
karşı gelemiyor tabii. Ama bu sorunu kendi yarattığını
anlayınca işler değişti. Çünkü Felicity Smoak'ın yaptığı
virüs o kadar mükemmel ki, kendi bile yok edemedi.
Cooper karakterine Nolan Funk hayat verdi.
Yapılan
araştırmalar, onca arbedenin ardından bir mezardan gelen sevgili
vakasını daha yaşadık. Bu dizide insanlar ne zaman gerçekten
ölecekler merak ediyorum. Vampir dizilerinde bile bu kadar geri
dönüş yaşanmıyor. Hapishanede öldüğü varsayılan Cooper'ın
Felicity'i kaçırmasıyla gerçek ortaya çıkıyor. Sen o kadar ölü
numarası yap, şehri etkin altına al ama bir bilgisayar dahisini,
bilgisayar başına kelepçeleyip tek başına bırak. Bizimle
değilsin Cooper, sandığın kadar zeki değilsin. Feliciry'nin
sonunda dövüşmeyi öğrenmesineyse diyecek sözüm yok. Oliver
orada senle gurur duydu ama bakma hislerini itiraf etme konusunda
baya sorunlu.
İkili ilişkiler
konusunda Felicity'nin de Oliver'dan farkı yok. Annesiyle olan
iletişimsizliğini anlayabiliyorum. Anne Smoak görünüş
bakımından aptal bir sarışını andırıyor olabilir ama tek
başına dahi bir kızı büyütmek her baba yiğidin harcı değil
bana göre. Oliver'ın da dediği gibi ailemizi sevmek zorundayız,
nasıl olurlarsa olsunlar.
Popcorn görünce canı çekmeyen bizden değildir.
Aile demişken,
Oliver'ın bu bölümde Malcolm'un parasıyla alınan eve Thea'yla
birlikte yaşamaya karar vermesine şaşırdığımı söylemeden
edemeyeceğim. Thea'nın aklından neler geçiyor bilemiyorum ama
onları uzaktan izleyen Malcolm bana pek hayra alamet gelmedi
açıkçası. Yakında çıkar kokusu.
Son sahneye gelirsek
eğer, Arrow tarihinde en şaşırdığım bölüm sonlarından
biriydi bu. Sara'yı öldürenin Roy olma ihtimali nedir bilemiyorum
ama izleyen herkesi şok ettiğine %100 eminim.
Bol Felicity'li ve
eğlenceli bir bölümdü. Gelecek bölümlerde de bunun sürmesi
dileğiyle..
Kitapkurdu