Dizinin ikinci bölümü, sosyal medyada yapılan pek
çok “sıkıcı” eleştirisine rağmen bence güzel bir bölümdü. Hikayenin geneli ray
değiştirdi. Evet, bu ray değişimi için dizi klişe bir yöntem seçti ama Jamie Dornan o
klişeden harikalar yarattı.
Kaçınılmaz olan ile bu bölüm karşılaştık. Stella ve
patronu Jim, Spector davasını ele alış şekilleri nedeni ile soruşturma
altındalar. Bu soruşturma sahnelerinde, beni en çok mest eden, Stella ve soruşturma
görevlisi Kinkead (Genevieve O'Reilly) arasındaki soğuk savaş idi. İki güçlü
kadının birbirini ezmeden kendilerini ifade etme çabaları haz verici idi. İki
kutup arasında kalmışsınız da hangi yöne gideceğinize karar veremiyormuşsunuz
gibi iki kadın da kendine çekti biz izleyicileri.
Çakallık mı yapıyor, gerçekten unuttu mu?
Bölümün ilk yarısında Spector’ın hala bilinci açık
değildi. Bu sırada, yoğun bakım hemşiresi Spector ile ilgilenmeye devam etti.
Ancak bu sahneler, odanın atmosferi ile Spector’ın geçmişi birleşince beni çok
gerdi. Bu hemşire sadece beni rahatsız etmiyordur umarım. Hemşirenin hikayesini çok merak ediyorum. Stella'nın karşısına çok kötü çıkacak gibi hissediyorum. Hikaye için bumerang etkisi yaratacak galiba. Öte yandan, Spector henüz uyanmamışken, biz de Spector’ın hikayesinin
diğer karakterlerine yakından bakmak için zaman kazanmış olduk.
Hala izlemeye dayanamıyoruz.
Bunlardan bir tanesi de Katie (Aisling Franciosi) idi.
Hala neden hikayesini takip ediyoruz emin değilim. Sanırım Allan Cubitt finalde,
Katie’yi Spector’ın kaçışı için kullanacak ya da kopya cinayetlerle Katie,
Spector’ın kaldığı yerden devam edecek.
Sally – Olivia, Sally ve etrafındaki meraklı gözler
arasındaki ilişkisi ise çok kalp acıtıcı. Bir yandan babasını ne olursa olsun
seven bir kız çocuğu, diğer yanda çocuklarını her türlü kötülükten (Bu kötülük
babanın kendi bile olsa.) korumaya çalışan bir kadın. Bu noktada, siz ne yapardınız?
Çocukları alıp uzaklaşmak bir çözüm olabilir. Ancak babasına deli gibi bağlı
bir çocukla sorunları da peşinizde sürüklersiniz. Bir de uzun süre birlikte
olduğunuz "dünyanın en iyi adamı", sırf polis “katil” dedi diye katil oluverir mi
hemen? Spector’un ailesi böyle bir ikilemde. Artı, Spector’ın ismi polis
tarafından medyaya bildirilince, çocukların okulu, okuldaki arkadaşları ve
veliler, komşular birden Sally’nin üzerine gelmeye başladılar. Ancak Bronagh
Waugh, çok başarılı bir duruş sergiledi ve ikilemde kalan bu kadının ruh
hallerini çok iyi anlayabildik. Spector'ın 2006'da donup kalması gibi Sally de 2016'da, Spector'ın yakalanış öncesi zamanda donup kaldı. Zaman ve olaylar sanki onun etrafında, ona rağmen hızla akıp gidiyor ama Sally için nefes almak bile bir yüz yıl sürüyor gibi.
Spector’ın uyanışı ise olaylı oldu. Uyandığında
kendini 2006’da sanıyordu. Komadayken zihninde canlandırdığı araba kazası
yüzünden hastanede olduğuna inanmıştı. Hafıza kaybı mı yaşıyordu yoksa bu
Spector’ın yeni bir oyunu muydu? Bu soruya henüz bir cevabım yok ama Jamie
Dornan’ın performansı alkışlamalıktı. Özellikle kızı ile karşılaştıkları sahne, Spector’ın katil olduğunu bildiğimiz halde, kalp yakıcı idi.
Kızı için söylediği “Seni
tanıyamıyorum ama seni sevdiğimi biliyorum.” cümlesi iç sızlatırken, Jamie Dornan’ın bakışları kalplerimizi deldi, geçti.
Özetlemek gerekirse, şimdi karşımızda büyük
ikilemler var. Stella, Spector’ın “kedi yavrusu” hallerine ve dişli
avukatına rağmen katil olduğunu kanıtlayabilecek mi?
Peki, sizce Spector oyun mu oynuyor?