Aşk Tesadüfleri Sever filminde çok sevdiğim bir replik vardır: “Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın bulunmaz.” Aşk, bir insanın başına gelebilecek hem en güzel hem de en zor duygulardan biri bu hayatta. Herkese nasip olmadığı da, kesin. O yüzden “aşk”a rastladığımızda kıymetini bilmek lazım… Ve bence son iki bölümdür Lale de Onur da bunun farkında.
Onur ve Lale’nin ilişkisi 1. bölümden beri ilmek ilmek işleniyor. En çok da bunu seviyorum. Belki bize “İlk görüşte aşk.” teması izletmiş olsalardı, bu kadar heyecanla aşklarının başlayacağı günü bekleyip, bu kadar sevip sahiplenmeyecektik onları. Sağlam bir ilişki örneği izlediğimiz için, daha inandırıcı geliyor bana bizimkilerin hikayesi. Hiçbir şey damdan düşer gibi değil çünkü.
Lale’nin, Onur’u öptükten sonra, suratı renkten renge girip; en son da kızarmış, bozarmış yüz ifadesiyle mekandan ayrılan Pelinsu’nun suratını gördükçe içimin yağları nasıl eridi anlatamam. Kilo verdim ayol resmen!
Filiz Onur ve Lale’nin konuşma anında Furkan Palalı’nın mimikleri çok doğaldı. Ses tonu ve yüz ifadesi Lale’ye olan kırgınlığını vurgulayıp durdu. “İyi ki güvenlik kayıtları var iyi ki teknoloji bu kadar gelişti ki, sen bana inanıyorsun Lale.” derken çok haklıydı hepimiz biliyoruz. Bir ilişkinin temelinde güven olmazsa, hiçbir şey olmaz çünkü. Eğer karşı tarafın karakterinden eminsen, hiçbir şekilde şüphe etmemeyi öğrenmelisin.

Şu kaşa, şu göze bak. Tablo gibi değil mi? by Onur
“Keşke beni gerçekten özlediğin için, içinden geldiği için öpmeye gelseydin.” diyen Onur, yine haklıydı evet. Ama, Lale’nin Pelinsu’ya meydan okuması ve bu zamana kadar yaptıklarının rövanşını alması gerekiyordu. İyi ki de böyle oldu. Tamam Onur incindi. Ama bazen, biz kadınların yaptığı şeyleri sorgulamamak lazım. Erkeklerin anlamadığı, anlayamacağı şeyler bize gayet mantıklı gelebilir ve bazılarına “Bu adam benim.” mesajını vermek gerekir.
Yeni bölüm başlamadan önce, dizinin sosyal medya hesaplarından gelen Onur ve Lale videolarını çok sevdim. Bunlar çok güzel hareketler ve herkesin ilgisini çekiyor. Bundan sonra Onur - Lale birlikte de isteriz valla! #LaleOlsam etiketine binlerce şey yazıldı. Ve bana göre artık Lale’nin Onur dövmesinin gündeme gelmesinin tam sırasıydı. Onur’un dövmesini sildirdiğini biliyoruz. Ama Lale’ninkinden hiçbir şekilde haberimiz yok. Açıkcası dövmeyle ilgili bir sahne bekliyorum. Şimdi ortada bir ilişki var evet ama, hâlâ “Seni seviyorum.” itirafları gelmiş değil. Birbirlerine aşklarını itiraf ettikten sonra, eğer duruyorsa, -bence en azından Lale’nin dövmesi duruyor olmalı- dövmesini Onur’a göstermeli. Ve zamanı geldiğinde Onur, sildirdiği dövmesini tekrar yaptırmalı…
Artık bölümler tam istediğim, istediğimiz gibi gidiyor. Yalnız, şu “Canım, hayatım, tatlım.” seviyesinden “Aşkım.” seviyesine geçelim istiyorum artık. LalOn sahnelerinde, genel olarak; özellikle son iki bölümdür, gözlerinden kalp çıkartan emoji oluyorum. Artık No:309’u izlemesi her zamankinden daha keyifli. Aman nazar değmesin!

Gülmesene! Şimdi sinirim geçecek…
Birlikte kahvaltı ettikleri, kahvaltıdan sonra çalışırken Lale’nin Onur’u izlemesi ve onun öncesinde Lale’nin evde börekler sardığı, kekler yaptığı sahneler çok keyifliydi. Sadece, jenerik müziğinin daha kaç versiyonunu dinleyebiliriz diye sorgulamaya başladım. Çok seviyorum ama, sürekli bir hızlı, bir slow dinlemekten ve bunların sahnelere eklenmesinden hoşlanmıyorum. Yüz binlerce şarkı seçeneğimiz var. Neden jenerikle kendimizi kısıtlıyoruz değil mi?
Lale’nin adım atması, bir de üstüne yemek hazırlaması Onur’u gerçekten yumuşattı. Konu Lale olunca, Onur zaten hiçbir şeyi uzatmıyor. -Lale de bu uzatmama konusunu örnek almalı bence- Erkeğin kalbine giden yol, midesinden geçer tezini de bir kez daha onaylamış olduk.(Yemek yapmayı öğrenmem lazım galiba.)
Yazı devam ediyor..