Vay arkadaş... Geçen bir yıl nasıl da güzel, nasıl da uğurlu bir yılmış. Malvo’ya dahi uğurlu gelmiş. Kansas City, Missouri’de devam ediyoruz hikayeye... Aradan bir yıl geçtiğine göre Missouri’nin de coğrafi konumunu göz önüne alırsak yine karlı bir gündeyiz. Malvo da benim gibi karı çok seviyor bence...

Dişçi olarak karşımıza çıktı bu sefer. Baya baya dişçi olmuş adam. Sanırım 1 milyonu vurunca eski birikmişleri ile beraber yeni bir hayata başlamış.Ferhat Göçer de doktorken şarkıcı, Cüneyt Arkın ise oyuncu olmuş. Malvo da pekala diş fakültesini bitirip kiralık katil olmuş olabilir. Kendine orta karar bir malikane ve güzel bir ev yapmış. Sarışın, güzel de bir sevgilisi var. Hatta evlenme teklif etmiş. Malvo’nun yolundan gidenler için o hayattan mükemmel bir kurtuluş.

Bunu ancak Malvo yapabilirdi derken arkadaşının tanık korumadaki abisinden bahsetmesiyle tüm taşlar yerine oturdu. Hedef belli, plan incelikli. Ceylanı vurmak için dürbünle onu takip etmektense yakınlarındaki tek bir noktaya nişan almış, ceylanın oradan geçmesini planlıyor. Evlilik de mi feyk veya kız da mı Malvolar'dan bilmiyorum ama çarşı karışacak yine...

Bu arada Lester’in daha ilk bölümde heyecanla onu telefondan ararken sesini kaydetmesinin sebebini de çözmüş olduk. İnsanların hayatını mahvetmek onun için küçük bir eğlence değil, büyük bir hazmış. Bu hazzın içine cinsellik de karışıyor sanırım. Zira mevzu bahis parmak muhabbeti için gecenin sonuna sözleştiler ve belli ki parti bittikten sonra Malvo tek başına oturmuş hayatını mahvettiği bir başka insanın telefon kaydını dinliyordu. Artık günahı boynuna. Pis sapık!

Merhaba, burası cami duvarı mıydı?

Vegas’da, Lester’in ödül aldığı geceye geri döndük. Aslında Malvo’nun açısından ilerledik. Malvo, müstakbel eş adayı, abisi tanık koruma programında olan adam ve eşi oturmuş bir şeyler içiyorlardı. Program belli, yarın abisiyle görüşeceklerdi. Bunun için iki araba değiştirecekler ve telefonlarını götürmeyecekler. Malvo güya komik bir dişçilik anısını anlatıp masanın neşe kaynağı olurken omuzuna biri dokundu hafifçe... Tabii ki Lester! Ah be Lester... Mevlam sana her şeyi verdi, onca olaylardan kurtardı ve son kez seni deniyor. Tam olarak Yürüyüp gitmen gereken yerdeyken o omuza dokundun. Artık olacakları kimse durduramaz.

Doğal olarak Malvo tanımamazlıktan geldi. Lester ısrarlıydı ama sonradan jeton düştü tabi. O an kendince aniden durumu kurtarmaya çalıştı ama bunu yine çok kötü bir şekilde yaptı. Berbat bir yalancısın Lester ve bunu sana 362. Söyleyişim. Malvo ve masadakiler kalkıp başka bir yere geçtiler ve bu sırada Lester’in yüzüne sessizce “bas git” dedi. Mevlam sana bir şans daha veriyor Lester bas git işte. Anası kadir gecesi doğurmuş bu Lester’i... Başka açıklaması olamaz.

Bi Fatiha okusak mı Lester?

Günah ülkesinin kralıdır kibir. Tabii ki Malvo’yu dinlemedi. Çünkü kaşınıyor. Dörtlüyü son anda asansörde yakaladı ve açıkça “eski Lester gitmene izin verirdi ama şimdiki Lester?.. Hayır” dedi. Ben de “Malvo’yla şaka olmaz” diyorum. Nitekim olmadı. Malvo yine aldı sazı eline başladı çalmaya... Önce Lester’e adıyla hitap etti, sonra “bunu gerçekten istiyor musun?” diye üç kere sordu. Lester artık ne kadar ‘erkek’olduğunu ispatlamak istercesine “evet” dedi ve ufacık asansörde Malvo hem kendi eş adayını hem de diğer çifti kafalarından vurarak öldürdü. İnanılmaz bir adam Malvo...

Ooooo estetik sahne, alırım bi dal..

Daha sonra asansörle bodruma indiler ve Malvo cesetleri taşımak için yardım etmesini istedi. Tam eğilmişti ki Lester, Malvo’nun kafasına vurup onu bayıltmaya çalıştı. Baktı ki bayılmıyor, tabi topuk topuk topuk... Malvo hiç istifini bozmadı. Lester’in ardından bakıp “yakında görüşürüz” diye seslendi. Ah Lester, ah Lester! Malvo arkadan gelen asansörün ışığı ve kan izleriyle kanatları kandan olan bir ölüm meleğine benziyordu adeta. Güzel bir sahne olmuş.

Lester soluğu odasında aldı ve asyalı güzel eşini de uyandırıp apar topar hazırlandı ve yola çıktı. Asansör bekleme sahnesindeki gerginlik tam klasik bir Coen kardeşler gerginliğiydi. Sessiz ve ne olacağı belirsiz... Neyse ki asansör boş çıktı ve bindiler. Lester, Bemidji’ye kaçarak kurtulabileceğini düşünüyor herhalde. Malvo onu öldürmeyecekti fakat bayıltma denemesi tam bir ihanet. Malvo’nun daha önce ihanete verdiği cevabı Fargo’dan biliyoruz. Helvanı yiyeceğiz galiba Lester...

Lester sabah olduğunda Bemidji’ye varmıştı bile... Eve doğru giderlerken eşini Acapulco’ya tatile gitmeye ikna etti. Gerçekten Malvo’dan kaçış planın Acapulco tatili mi Lester? Sanırım Lester’in peşinde sadece Malvo yok. Molly de ailesi ve babasıyla kahvaltı ederken Vegas’daki üçlü cinayet haberini aldı ve bir görgü tanığını sorgulaması istendi. Değişen yüz halinden ismin Lester Nygaard olduğu çok açık. Yine Lester, yine cinayet... Bu arada Lester evi de değiştirmiş. Şahane bir ev almış.

Ben size geldim şüpriiiiiissss

Silahı taktı beline tam evden çıkacaktı ki Molly’e yakalandı. Lester başından savmak istese de Molly bir şekilde içeri girdi ve tatlı sorgu başladı. Lester ve eşi Vegas’ı anlatıp durdular. Laf arasında Molly asansörde ne olduğunu sordu ama kötü yalancı Lester “hiçbir şey” demekle yetindi. Ardından gelen “peki neden ilk uçakla döndünüz?” sorusuna gelen cevap gerçekten şaşırtıcı oldu. Cevabı veren eşiydi ve “ben dönmek istedim” dedi. Lester başta şaşırsa da bozuntuya vermeyerek eşinin senaryosuna uydu. Bu cevaplardan sonra Molly’e de yol göründü tabi ama tam giderken iğnesini de soktu. “Vegas kamera kayıtları gönderecek, o zamana kadar şehirden ayrılmayın size tekrar sorularım olabilir.” Ayıkla şimdi pirincin taşını.

Malvo tabi ki soluğu Lester’in evinde aldı ama eski evinde. Bahçede oynayan çocuklara babalarının çağırmalarını söyledi ama evden çıkan adam farklı olunca plan ertelenmiş oldu tabi. Bu sırada çocukların yanında evde yaşanan cinayetleri ve geceleri bodrumdan gelen inleme seslerini kısaca anlatması tam Malvo’luk bir hareketti. Bir şeyleri mahvetmeye bayılıyor. Belki Lester’i bulamadı ama iş yerinin adresini aldı. Sanırım çantayı Lester bulmuş. Yeni ve daha büyük bir ev, afili tabelalı bir iş yeri... Değirmenin suyunu merak ediyor insan. Bu arada dipnot düşelim Malvo şehre girerken tırsak postacımızla geçiştiler ve postacımız onu tanır gibi oldu. Nitekim akşam eve gittiğinde de fotoğrafına bakınca iyice emin oldu. Sarı saçlar işe yaramıyor...

‘Olaylar daha da karışabilir mi’ diye düşünürken Molly’e bir çağrı daha geldi. İki FBI ajanı onu arıyorlarmış ve babasının yerine yollamışlar. Hani Malvo Fargo’daki mekanı basarken kapıda bekleyip içeri girmeye korkan ajanlar. Hiçbir şey yapmadan arşivde otururken Molly’nin aramasını dosyaya eklemek için gelen bir ajandan öğrendiler her şeyi ve soluğu Bemidji’de aldılar. 

Şu tahtayı görüyor musun polis şefi? İşte o tahta...

Onlar Lou’nun Yeri’ne giderken Malvo mekandan içeri girdi bile. Bundan sonrası enfes diyaloglardı. Lou eski polis. Hem de doğuştan polis tıpkı kızı gibi... Hemen Malvo’nun kötü biri olduğunu anladı ve Lester’in adresini ona vermedi. Bu sırada konuyu daha önce de duyduğumuz Sioux Falls’a getirdi ve yıllar önceki olaydan bahsetti biraz. Malvo da “gençken bir ara orada bulunmuştum” dedi. Belli ki önce babası şimdi de kızı peşinde... Tam Molly arka kapıdan kafeye girerken Malvo ön kapıdan çıktı. Bu tip tesadüfler Fargo’nun ruhunda var.

FBI ajanları Molly’den bildiklerini anlatmasını istedi ve Molly’nin tahtada gösterdikleri karşısında nefesleri kesildi. İnanılmaz etkilendiler ve işin peşinden gitmeye karar verdiler. Bemidji kadar ufak bir yerde Lester, Molly, Malvo tekrar bir aradaydı ve şimdi bunlara FBI da katılmış oldu. Üstelik Malvo’nun eşgali de ellerinde...

Akşam olduğunda Lester Acapulco biletlerinin çıktısını alıp yola koyuldu bile. Hayatta kalma güdüsü uçlarda olan bir adamın evinde oturup Malvo’yu bekleyeceğini kimse düşünmüyordu zaten. Fakat pasaportlarını iş yerinden almaları gerekiyordu. Arabayı arkaya parketti ve içinde ne olduğunu bilmediği iş yerine doğru biraz baktı. Malvo bekliyor olabilirdi. Bir nevi bir asansör sahnesi gerilimi daha beklerken yine kafası çok hızlı ve çok alçakça çalıştı. Belini bahane ederek eşini pasaportları almaya yolladı. Bu yetmezdi... Üşümemesi için kendi turuncu paltosunu verdi ama hala yeterli değildi. Güzel yüzünün de donmaması için kapşonunu da kafasına taktırdı ve öylece içeriye yollayıp olan biteni izlemeye başladı.

Kiralık katil tetiğe asılmış, 'ya kısmet' demiş.

Eşi ışığı yaktığı anda arkasında Malvo belirdi ve Lester’in gözü önünde susturuculu silahla kafasından vurdu. Daha bir dakika evvel kendi hayatı yerine güzelce paketleyip eşini ölüme yollayan Lester şok olmuş gibiydi ama tabi ki kanmıyoruz bu hallerine... Malvo dışarı çıktı ve bir sigara yaktı. Lester eşini o halde yolladığına göre fazla uzaklaşmış olamaz ama Malvo da sağa sola koşup Lester’i arayamaz. Tarzı değil... Çok yaşlı bir akrabamız “hatunun iyisi altı ay yaşar” derdi. Lester her yerde, her zaman olduğu gibi yine işini biliyor ve gelecek hafta inanılmaz bir final bizi bekliyor. İnanılmaz!...

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER