Bu hafta Karagül eski ritmine kavuşmuş gibiydi.. Diziyi haftalar sonra yine aynı heyecanla izlemek beni fazlasıyla memnun etti..
Sadece Allah'ım gör diyorum. Allahım sen gör! Beni de, Asım’ı da, bu adamı da gör Allah'ım!
Geçen
hafta Asım konusunda Emine ve Kadriye Ana dışında kimsenin acısına
inanmayacağımı söylemiştim. Zaten pek de üzülmediler. Bunu geçen haftanın siniriyle
izlediğim için değil, gerçekten öyle oldukları için söylüyorum. Emine’nin Asım’ı
Baran’a taşıttırmak istememesi, hastanede söyledikleri hepsi o kadar anlamlıydı
ki...Yıllardır susan, ezilmelerine göz yuman Emine’nin patlaması şiddetli oldu.
Sadece Kendal’a değil; tüm konağa patladı. Narin’e olan serzenişinde sonuna
kadar haklıydı. Emine, Baran’ı kendi evladı gibi seviyor. Aksini düşünen varsa
günlerce bu konuyu kendisiyle tartışabilirim. Narin’in ise Asım’ı bir kere bile
sevdiğini görmedim.
Baran konusunda ise geçen hafta söyleyebileceğim her
şeyi söylemiştim. Baran’ın parayı görünce Asım’ı yok sayması bu dizideki en
büyük hayal kırıklıklarımdan biridir. Orada olan da Fırat’a oldu tabii. Yavuz
Bingöl’ü bu sezon çok az görüyoruz. Artık eskisi kadar konağa gelmiyor,
konaktakilerle görüşmüyor. Görüştüğü zaman da böyle nasibini alıyor. Emine’nin
yakın zamanda Fırat ile görüşeceğini düşünüyorum. Emine, Asım’ın eve giren
fareden daha değerli olduğunu kastetti. Kesinlikle doğru! Emine’nin Kendal’a
patlayışını defalarca izleyebilirim. Hiçbir sahnede hem bu kadar üzülüp hem
de bu kadar zevk almamıştım. Tüm birikmişliklerini kustu. Fakat bunu yaparken
bile asla beddua etmediğini söylediğinde bir kez daha hayran kaldım Emine’ye.
Emine dizideki en olgun karakter. Ve her şeyden önce harika bir anne. Onun
yerinde kim olsa beddualar yağdırırdı. Emine ise Allah’a bıraktı. Ve
karşılığını da aldı. Yanlış anlamayın, Kendal’ın doğacak oğlunun engelli olma
ihtimaline sevinecek değilim. Herkesin kendi cezasını çekme taraftarıyım. Fakat
Asım’ı sadece engeli yüzünden hor görüp sürekli yeni doğacak oğlundan
bahsettiğini hesaba katarsak, bu ona iyi bir tokat oldu. Artık bazı şeylerle
yüzleşmeyi ve insanları olduğu gibi kabullenmeyi öğrenir umarım. Allah’ın
sopası yok Kendal!
O eski Kendal'dan eser yok şimdi..
Emine konuştukça Kendal küçüldü. O sahnede Murat Saraçoğlu,
Kendal’ı sivrisinek gibi göstermişti. Murat Saraçoğlu’nu da tebrik
etmek istiyorum. Beni şaşırtan kişi ise Ada oldu bu konuda.. Gerçekten üzülmüşe
benziyordu..
Maya, İstanbul’a gitmekten vazgeçti ve dershaneye yazıldı.
Zaten böyle bir şeyler olacağı belliydi. Umarım Ada her şeyi öğrenir ya da Maya
başka birine aşık olur.. Maya yeterince ağladı bu dizide.. Hoş, ben ona gel
beraber ağlaşırız demiştim ama.. Teklif var ısrar yok tabii..
Deniz'in öfkesi Oğuz hakkındaki merakımı gittikçe körüklüyor..
Deniz’in gelmesi Oğuz’un gizeminin yavaş yavaş çözülmesini
sağladı. Deniz annesinin ölümünden Oğuz’u suçluyor. Annesi yaşarken de Oğuz’un
hayatında biri varmış sanırım. Deniz’in öfkesi büyük.. Ondan öğreneceğimiz çok
şey var gibi. Oğuz-Narin ilişkisi için de yeni bir engel tabii. Gittikçe Oğuz’u
daha da merak etmeye başladım.
Ayşe-Baran ilişkisi tehlikede gibi..
Ayşe’nin üniversiteye gitmesi, orada arkadaşlıklar kurması
Baran’ı hafiften huzursuzlandırmaya başladı. Okula gittiğinde kendisine yabancı
bir ortamla karşılaşan Baran’ın tedirginliğini anlayabiliyorum. Hele bir de
ileride Baran’ın okumayışı gündeme gelirse ilişkileri baya zora girer gibi.
İkisi de çok gururlu. Duymadınız mı Ayşe’nin bu bölüm söylediklerini? Şimdiden
Baran’ın ağzından çıkan her lafı üniversite parasına getirmeye başladı. Daha
çok Baran-Ayşe kavgası izleriz biz. Bu sırada Baran’ı teselli etme görevi de Deniz’e
düşecek gibi..
Özlem-Narin çekişmelerini izlemek çok zevkliydi. Narin,
Özlem karşısında iyice köşeye sıkıştı. Narin, Özlem’in Kendal korkusundan
susacağını düşünüyordu sanırım. Sen Özlem’i henüz hiç tanıyamamışsın Narin. O
ölüm döşeğinde bile entrika peşinde koşan biri. Ne ölümden korkar ne de
konaktan kovulmaktan.. Özlem’in de dediği gibi ölüm önce sırdaşı sonra da
yoldaşı olmuş birine bu blöfler sökmez. Benden demesi..
Hülya Duyar ve Can Atak'ı tebrik etmeden geçemeyeceğim..
Asım.. Ah be Asım. Bu bölüm hem ağladın hem de ağlattın..
Gözlerini açtığında aklına ilk Kendal’ın yaptıklarının gelmesi beni en çok
etkileyen sahnelerden biri oldu. Kendini yeniden öldürmeye çalışman, tek başına
ölmeyi bile beceremediğini söylemen o kadar dokunaklıydı ki.. Sen tek başına
ölmeyi beceremedin belki ama herkese dersini bir güzel verdin. Emine’nin Asım’dan
ses gelmeyince tuvaletin kapısını kırışına ise söylenecek pek bir şey. Emine
kendini evladına adamış gerçek bir anne. Bu bölüm Hülya Duyar ve Can Atak
oynamamışlar resmen yaşamışlardı. Set arkası fotoğraflarında samimi
görünüyorlar. Bu enerjilerini ekrana da çok iyi yansıtmayı başarıyorlar..
Ah be Baran, sence de biraz geç kalmadın mı?
Baran sonunda kendine gelmeye başladı. Emine’nin
söyledikleri, sonra gelip arabanın camını kırdığı için özür dilemesi ve Asım’ın
intiharı Baran’a iyi bir ders oldu ve takım elbiseyi konağın ortasında yaktı.
Ah be Baran, keşke Asım canına kıymaya kalkışmadan önce kendine gelseydin..
Neyse, umarım geç olur da güç olmaz.
Önce Baran, şimdi de Kasım.. O el hep havada kalıyor Kendal!
Özlem sonunda yakalandı. Kasım’ın yanlışlıkla söyledikleri
yüzünden Özlem’in konakta oldğunu öğrenen Kendal soluğu konakta aldı tabii. Kendal’ın
yaka paça tutup konağın ortasına attığı Özlem’i kurtaran kişi ise beyaz
atlımız, Kasım’ımız oldu tabii. Onların birbirlerine yakınlaşmalarını izlemek
keyif verici.. Forever KasLem! ( KasLem’in ne olduğunu hala bilmiyorsanız önceki
hafta yorumuna bir göz atın derim..)
Yeni bölüm fragmanında Narin ve Kendal iyice köşeye
sıkışıyor. Sibel’in doğumu tehlikeli anlaşılan.. Yeni bölümü merakla
bekliyorum..
Haftaya görüşmek üzere..