Bu dizi bana
yakında yorum yazmayı bıraktırıp, ilişki tavsiyesi veren bir
köşe yazmaya başlatacak. Başka açıklaması yok çünkü bu
bölümlerin. Eh, madem böyle bölümler geliyor ben de içimdeki
Güzin Abla'ya dur demeyeyim o zaman. Bu hafta da ilişkiye
hemcinsimiz olan Şebnem'in gözünden bakıyoruz arkadaşlar. Bir
erkek 10 günde değilse bile nasıl kaybedilir, inceleyip öğrenelim.
Şimdi, en baştan
kabul edelim ki oyun söz konusu olunca Şebnem>Selim. Doğruya
doğru. Geçen bölüme göre çok daha akla uygun yollara başvurmuş
Şebo, tebrik edip neleri yanlış yapmış bir bakalım.
Tv ekranlarında gördüğüm en tatlı çift kesinlikle Şebsel!
1-Kendinden soğutma;
Plânın ilk aşaması
olan bu hamle, en başarısız olanıydı bence. Şebnem gibi kendini
moda ikonu ilan eden birinin, o sergiye o kılıkta gitmeyeceğine 5
yaşındaki çocuk bile inanmazdı. Selim inandı mı? Onu tam
çözemedim ama ben. Sanki bu numarayı yedi gibi, bu çocuk bu
yaşına kadar nasıl gelmiş anlamadım ben bu saflıkla. Neyse
kendini rezil etme çabasına rağmen Şebnem'i yalnız bırakmayıp
o piyanonun başına oturdun ya Selim, benden sana 10 puan geldi.
Geçen hafta ki öküzlüklerini bir nebze hafifletti bu hareket.
Selin Şekerci'nin güzel sesini de unutmak olmaz tabii. Tekrar izlemek isteyenlere videosunu ekleyelim.
Şurada; ben Şebnem'i çok seviyorum dedin ya Selim, darısı Şebnem'inyüzüne karşı söylemene artık..
2-Uzaklaştırmaya
çalışma;
Plânın ana amacı
bu evet ama Şebnem, Şebnemliğini konuşturup bu olaya da farklı
bir açıdan baktırdı bizlere. Kendinden uzak olsun diye Selim'i
polislere şikayet ettirip nezarete attırmasına benim diyecek sözüm
yok. Sözün bittiği yerdeyiz çünkü. Haddini aşan bir hareketti
kabul etmemiz lazım, şikayetini geri alması bunu affettirmez.
Selim buna da tamam dedi ve beyaz atlı prens unvanına bir adım
daha yaklaştı.
Selim>Alp Şebo.
3-Kıskandırma;
Bu numarayı geçen
hafta Selim'de denemişti hatırlarsanız. Ama o tamamen farklı
nedenlerle bu yola başvurmuştu. Burada amaç; seninle değil
başkasıyla ilgileniyorum mesajı vermekti karşı tarafa. Başarılı
oldu mu? Tartışılır, pek olduğunu söyleyemem. Diziye bu hafta
kendi adıyla konuk olan Alp Kırşan'ı kıskanmak Selim'e çok
yakıştı ama amaca hizmet etmedi bu kıskançlık. Ben Selim olsam
kıskanmazdım bile, hayranları kusura bakmasın ama havada karada
Selim ya da Furkan Alp'i döver bu konuda. Sorry not sorry.

4-Sinir etme;
Plânın en başarılı
hareketi şüphesiz yerli yersiz ağlayan kadın taktiğiydi kabul
edelim. %100 çalışıyor, test edip onaylandı ama.. Aması var
işte. Şebnem'in böyle saçma sapan bir sebepten bile ağlamasına
kıyamayan Selim, geçen hafta o odunlukları yapan kişiyle aynı mı
ey senarist grubu? Bir öyle, bir böyle yapıp durdunuz çocuğu
karar veremedik sevelim mi yoksa nefret mi edelim? Siz ZeyKer'den
alışkınsınız nefret-aşk karışımına diyorsanız, o başka
tabii.
Konuyu dağıtmayalım
daha fazla devam edelim. Haksız olduğu halde özür dileyen Selim
sevilir hatta sevilmekle kalmayıp pamuklara sarıp sarmalanır.
Aynen böyle kal hiç bozma diyeceğim sana ama fragmandan
anladığımız kadarıyla en başa döndük yine. Akıllıca ama işe
yaramayan oyunlardan sonra, Memo'nun çektiği görüntüleri izleyen
Selim'e hangimiz üzülmedik? Bölüm boyunca, 'Şebnem neden bana
böyle davranıyor'un cevabını acı bir şekilde aldı maalesef.
Ben Şebnem'den
vazgeçmem sözüyle başlayan ve senden vazgeçtim Şebnem
cümleleriyle biten bir bölüm izledik. Güzel ama çokta keyif
almadığım bir bölümdü. Diğer çiftlerden neden bahsetmedin
diyenler için de kısa kısa cümlelerim, hatta sorularım var bu
konu hakkında.
- Kâinat'a daha ne
kadar erkek karakter getirmeyi düşünüyorsunuz? Harem mi kuracak
bu kız?
- Dizinin en başında
sakin sevimli olan Can karakterini neden saçma sapan kıskançlık
hareketlerine sokup itici hale getiriyorsunuz? Amaç karakteri
sevdirmek değil mi seyirciye?
- Ege karakteri en
başından beri dizinin ana konusu içine bir türlü sokulamadı,
kötü karakterlere bayılan ben bile sevmediysem siz düşünün ne
kadar başarısız bir çalışma olduğunu. Ya bir amacı olsun ya
da görünmesin daha iyi, zap sebebi çünkü.
- Elinizde İzafet
gibi Orijinal bir karakter varken neden kullanmazsınız onu da hiç
anlamıyorum ben. Hayalleri, rüyaları bile yetiyordu onun.
- Bölümü kurtaran
yine Özgür karakteriydi. Âlmillâ'ya olan sürprizlerine hastaydım
zaten ama tripli halleri bile çok tatlıydı. Çok iyi yaptı ama
böylelerin kıymetini bilelim lütfen Âlmilla'cığım olan var,
olamayan var değil mi?
Çiftler konusunda
sürekli aynı konular üzerinde dönüp durulmasından sıkıldığım
bir bölümü geride bıraktık. Umarım haftaya değişik konular
izleriz diye bir düşüncem var ama aşağıya eklediğim fragmandan
sonra çok umutlu değilim açıkçası. Haftaya görüşmez üzere,
herkesin emeğine sağlık.
Kitapkurdu
Kaçak Gelinler 20. Bölüm Fragmanı;