Bu hafta fragman, resim,
özet ve dizi ile ilgili ne kadar bilgi varsa hepsinin durumu bizler için
vahimdi. Hal böyle olunca daha bölümü izlemeden bir sinir, stres hali içine
girdik ki sormayın. Fragmanlar döndükçe bölümü izlemek için birbirimize sabır,
metanet diler olduk. Geçen hafta resmi olarak başlayan "yüzüklerin
ayrılığı", bu hafta "sevgilim" cümlesiyle bezeli
"Belgin" temalı bir bölüme dönüştü. Mahir'in bu aşk için hissiz
tutumu, Feride'nin gitme kararı, bolca Belgin sahneli adliye maceramız vardı bugün
ki bölümde.
Feride bu günlüğe döküyordu. Keşke Mahir de bir şekilde anlatsa neler yaşadığını.
Birinin
değerini bilmek için en az bir defa kaybetmek şart aslında. Hatta Mahir için bu
şart olmuştu. Ama maşallah Mahir'de tık yok! Gözünden dökülen birkaç damla yaş
pek ikna etmedi beni üzüldüğüne. Sanki bu Mahir değil sevdasından ayrı düşen.
Sıradan bir olay yaşamış, o an canı yanmış geçmiş gibi duruyor izlerken. Gene
karşı cepheden tepkiler gelecek biliyorum; "Mahir haklı" buna mecbur!
Bilmiyorum ne mecburiyeti vardı böyle bir oyun için, tek bildiğim şey
"korumak" denen kavramın tamamen "zarar" vermeye, iyice can
yakmaya döndüğü. Bir de şöyle bir soru çıkıyor tabi karşımıza; insan hep
kaybedince mi anlar sevdiklerinin değerini? Keşke böyle olmasa… Tutup
bırakmamak gerek gidemeyeni, peki niye zorla gönderir ki insan sevenini? Mahir
bunu asla yapmaz, denen ne varsa yapıyor bu sezon. Ama bunu gerçekten yapmasın.
Feride'nin gidebilmesi zor gözüküyor, gitmek istese bile durduran kesinlikle
Mahir olmalı. Kırılma noktası vardır her ilişkide, kırıldığın yerden daha
sağlam kaynarsın belki iyileşince! Böylesi naif bir aşkın karşısında bu kadar
basit yalanlar olmamalıydı, bu kadar uzaması bile yordu. Her defasında bu
aşıkların böyle güzel iletişim kurabilmesine övgüler yağdıranlar olarak, bunca
yalanı hiç bir arada görmemiştik. Şaşkınlığımızı mazur görün!
Ellerim bomboş, yüreğimde bir sızı...
Feride'nin
derin acısı hız kesmeden devam ediyor. Üstüne bir de adliyede olanlar yıktı
geçti. Feride'nin gitmek isteyeceğinin sinyallerini almıştık zaten. Aynı
Feride'nin gidemeyeceğini bildiğimiz gibi. Bölüm içinde en keyif aldığım an;
Feride'nin yüzüksüz elini göstere göstere nispet yapmasıydı. Bu kadar güzel bir
misilleme ancak Feride'den beklenirdi. Sen "sevgilim" kelimesini
gözüme sokarsan, ben de artık bekar bir kadın olduğumu gözüne sokarım dedi hal
diliyle! Kendince güçlü haliyle dimdik durdu sevdiğinin karşısında. Göz göze
gelinen sözsüz bakışlarda ise yine mest olduk. Geçen sezon izlediğimiz Sinan -
Feride sahnelerine boşuna söylenmişiz meğer. Bilsek bir Belgin fırtınası esecek
daha az çıkardı sesimiz o anlarda. Sinan bile daha masum bir hal aldı artık
gözümde. Tam bir kadın dayanışması gördük bugün bu çok iyi oldu! Feride, Ayten,
Suna Mahir'e karşı! Ayten - Feride dostluğu nasihatlerle devam ediyor. Ayten'in
Feride'ye böyle güzel akıllar vermesi şaşırtıcı; - bırakma Mahir'i o kadına!
Suna'ya özel teşekkür gerekli bu bölüm için. Kimsenin edemediği lafı Mahir'e
söyleyiverdi bir çırpıda. Günlüğü de yerine ulaştırdı daha ne yapsın.
Bin bir kılık Mahir.
Kabadayıların
masasında yerini hazırlayan Mahir geçiş dönemi bitirdi. Aslında bugün tam
olarak Karadayılığı onaylandı. Gene çok basit planlarla büyük işler başardı.
Plan demişken; köfteci Mahir ve şapkasına ayrıca bayıldım arz ederim. Her
defasında basit planlar yapıyor ve başarılı oluyor. Umarım bir gün elimde
patlamaz. Sosyete Yusuf benim için o masanın en güçlü ayağı. Aslında hem
korkuyor Mahir'in gerçekleri öğrenmesinden, hem cesaretinden etkileniyor.
Seyis; büyük adımlar atmaya devam ediyor. İlknur'u hayata döndürdü çok iyi,
tamam ama gene kendi elleriyle yıkacak o dünyayı. Songül - Osman cephesi tam
kördüğüm. Ben hala Songül'ün ne yapmaya çalıştığını anlamış değilim. Yasin'e
sarılım ama Osman'ı severim mantığı ne demek? Çözemedim! Gene en üzülmemesi
gereken kişi olan Osman üzülecek. Demek ki gene ben üzüleceğim. Belgin'i
izlemek tam bir işkenceye dönüştü bugün! Araya giremeyen o kadar kişiden sonra
Belgin'in Mahir'in hayatına bu kadar çabuk girmesi bir başka ilginç detay.
Vehbi'nin Mahir'i er geç öğreneceğini düşününce, Mahir için zor günler geliyor
galiba.
Yine mi yaranamadım ben sana?
Farkettiniz
mi bugün kaç defa Belgin dedim? Ben bilmiyorum saymadım. Bölümde aynı böyleydi,
her karesinden Belgin taştı. Başrolde hep bir Belgin, daha da olacak oyun yeni
başladı. Son sahnede Belgin'in Mahir'e uzanan o narin elini gördük. Mahir o eli
de öperse daha da dilimden kurtulamaz. Hala bu aşka ve dönüşüne dair umut
besliyor musun diye soruyorlar; besliyorum. Aşktan başka bir umuda lüzum
görmüyorum bile. Ama Mahir'in affedilmek için çabalamasına daha büyük umutlar
besliyorum. Feride'nin affina mazhar olmak için deyim yerindeyse ağzıyla kuş
tutmalı, tutacaktır da eminim. Son cümleyi gecenin etiketiyle yapalım; sizin
için aşk mı gurur mu bilmem ama bizim için hep bu aşk kazanacak! Sırada ki
bölüm lütfen.
Not: Bu hafta mutlulukla, gururla alınan ödüllerin devamının gelmesini canı gönülden istiyorum.Daha nice, güzel ödüller alsın Karadayı. Biz de haklı gururunu yaşayalım beraberce. En büyük ödül sensin bize. İyi ki varsın Karadayı!