Ayaz ve Derin arasında sular ısınıyor..
17.bölümü tek bir cümle ile özetlemem gerekirse; sürprizsiz ve klasik temposunda bir Kiraz Mevsimi bölümüydü. Geçtiğimiz bölümün sonunda Ayaz’ın Öykü’ye yardım etmek için iş ayarlamasının ardından Öykü’nün bunu öğrenmesi ile gerilen sinirler, bölümün sonuna kadar yatışmadı ve tüm bölüm genel olarak bu konunun çevresinde döndü durdu. 
 


Öykü'nün Derin ile ilk iş günü oldukça ilginçti. Önce fotoğraftan hiç anlamadığı halde sınava tabi tutuldu. Aklı her şeye rağmen Ayaz’da olduğu için, verdiği anlamsız cevaplar ile yine saçmalarken aralarda Ayaz'a “öküz” demeyi de ihmal etmedi. Aslında çalışmaya gitti ama Derin ile neredeyse kanka oldu, birbirlerinin güle oynaya fotoğraflarını bile çektiler. Üstüne bir de resimleri tab etmek için girdikleri karanlık oda sahneleri neredeyse romantik sahnelermiş gibi sunuldu. Geçen bölümde Öykü ve Derin’in ormanda uzun uzun bakışmalarından sonra gelen bu sahneyle benim kafam da iyice karışmaya başladı.
 


Bir yanda Öykü’nün annesi Meral, ev geçindirme peşinde, almış önüne defteri ayı nasıl çıkarırız diye kara kara düşünüyor. Diğer tarafta Ayaz’ın annesi Önem’in ise hesabı çok daha farklı.
Önem Bülent’i tamamen kaybettiğinin farkında, üstelik oğlu da kendisine cephe almış durumda. Öykü’nün kendisini üst üste geri çevirmesini hazmedemiyor. Üstelik destek almak için çaldığı kapılardan da şimdilik kendisini buyur eden olmadı. Gözlerinde öyle bir öfke vardı ki bu hafta Önem'in, iki kolunu yanlara doğru açsa deli rüzgârlar estirecek diye korkmadım değil. Ama intikam için çok beklemeyecek bence Önem. Derin tavrını gayet net belli etti ama Şeyma Olcay’ın kapısını çarpıp çıktıktan sonra soluğu Önem’in evinde alır diyorum ben.
 


Mete neredeyse bütün bölüm boyunca evinde kurulan esrarengiz romantik sofranın esrarını çözmeye çalıştı ve yarattığı etki ile uğraştı. Önce Ayaz’ı çağırdı gösterdi, olmadı Burcu’yu çağırdı, suçladı. O sofra sabahtan akşama kadar ortada kaldı, koktu. Bre Mete! Burcu senin iki gün önce evlenmek üzere olduğun Şeyma ile yaşadığın eve, yeni tanıştığın kızı getireceğini nereden bilsin de, bir de mum ışıklı sofra kursun. Üstelik Meteciğim, sen Gizem ile sofranın yanında dururken, hemen yanınızdaki duvarın ardından, size vücudunun üçte ikisi çıkmış halde alenen bakan Şeyma’yı nasıl görmezsin (yazar burada aslında Mete’ye seslenmiyor)
 


Şeyma ise bunalımda. Olcay hariç herkes ona sırtını dönmüş durumda. Kırk yılda bir iyilik yaptı Şeyma, hem de Öykü’ye, hem de yüzüğünden vazgeçerek. Peki ya sonuç: elde var sıfır! E ne anladı bundan Şeyma? Nişanlısı da komşuya kaçtı. Bu arada, Şeyma Mete’ye mesaj atıp eve çağırdığı halde, nasıl olup da Mete’nin Gizem ile birlikte geldiğine henüz uyanamadı. Uyandığında Burcu’nun helvasını birimiz kavururuz artık.

Satranç oyununda çok iyi olduğundan Önem’e bahseden Şeyma, Gizem’e kurduğu oyunda aslında bir satranç oyuncusunun yapabileceği en basit hatayı yaptı; eksik hesapladı.
Gizem ile telefonları karışınca, Gizem’in aslında bir sevgilisi olduğunu fark eden Şeyma, arayıp ertesi gün Gizem’i görmeye gelmesini söyledi. Ertesi gün tam da Mete’nin geldiği saatte, elinde çiçeklerle Gizem’in kapısında bitti sevgili! Şeyma ortalık karışmadan Mete’yi Gizem’in evinden aldı ama Mete’nin tepkisini hesaplayamadı. Sürekli yaptığı gibi hatayı yine hata ile düzeltmeye çalıştı. Usta satranç oyuncusu olan Panov’un bir sözü vardır: Kaybeden her zaman hatalıdır. Şeyma da hırslarından vazgeçmediği sürece hep hata yapacak ve hep kaybedecek.
 
Mete’nin tepkisi üzerine Olcay, Şeyma’nın 17 haftadır yaptığı tek karşılıksız iyiliği, Şeyma’nın yüzüğünü Öykülerin evini kurtarmak için verdiğini Mete’ye söyledi. Aman da ne iyi etti. Mete’nin şalterler anında indi, içi kesin cız etti, e vicdanı da sızlamıştır, daha ne olsun. Şimdi gelecek hafta Mete Şeyma’ya sofra kurar, eski döngümüze geri döneriz. Üstüne bir de Önem ve Şeyma güçlerini birleştirirlerse sezon sonuna kadar yetecek entrika da hazır.
 


Bu haftanın hareketli ve eğlenceli sahneleri ise dağ evi macerasında yaşandı. Erkekler kızlardan, kızlar erkeklerden yılmışken, kafa dinlemek için birbirlerinden habersiz aynı mekâna gidip eşli pişti oldular.


10puanlık uzman sorusu: Sol üst fotoğrafta havaya kalkmış siyah çizme kimindir?


Bu fotoğraf ile ilgili sorum yazının en sonunda!

Kumanda kavgası ile başlayan kavgalar silsilesi sırasıyla “öküz erkek nasıl olunur”, “erkekler nasıl kıskandırılır” ve “kadınlar nasıl kıskandırılır” skeçleri(!) ile gece yarısına kadar devam etti. Gecenin net kazananı Oduncu Ferhat ve İsimsiz Dansöz çifti olurken, sabaha kadar Öykü ve Ayaz hariç diğerlerinin de araları düzeldi.

Öykü ve Ayaz gece bahçede otururken Öykü’nün söylediklerine hak versem de, içinde bulundukları duruma hala Ayaz’ın gözünden bakmadığını, anlamaya çalışmadığını düşünüyorum. Hatta sahnede Ayaz’a söz hakkı vermeden kalkıp gitti Öykü. Ertesi gün yalnız kaldıklarında Ayaz’ın Öykü’ye yaklaşma çabaları yine başarısız oldu. Ancak sonra her nasıl olduysa, Ayaz’ın hazırladığı sürpriz ile her şey bir anda düzeldi. Aralarında geçen ilave herhangi bir konuşma olmadan hem de. Ayaz belki özür dileyecekti, söze “ben” diyerek başladı ancak Öykü Ayaz’ı öperek cümlesini tamamlamasına izin vermedi. Peki ne değişti Öykü için? İllaki romantik bir sürpriz mi gerekiyordu, yoksa dizinin süresini doldurmak için dakikalar mı?


Oğlum bak git !

Derin’den gelen telefon ile baş başa geçirdikleri zaman bölününce Ayaz’ın da sigortaları attı ve Derin’in karşısına dikildi. Ayaz’ın belki basit bir kıskançlık ile başlayan Derin takıntısı yerini gerçekten tehdit oluşturacak bir konuya bırakacak mı göreceğiz. Ancak elinde somut bir delil olmadan Derin’in kapısına kadar gelip büyük laflar ederek gözdağı vermesi de ileride ayağına dolanabilir. Şurada daha Öykü ile arasını düzelteli kaç dakika olmuştu hem!
 
Bölüm içinde takıldığım konuları hemen her hafta sizlere soruyorum biliyorsunuz. Bu hafta da içinden çıkamadığım bazı sorularım var, rica etsem cevaplarınızı yoruma bırakır mısınız ? :-)
 
- Öykü bölüm başına 1500 defa öküz dediği adama gerçekten aşık mıdır?

- Ayaz’ın telefonunda dansözlerin telefon numarasının kayıtlı olmasının mantıklı bir açıklaması var mıdır?

- Kiraz Mevsimi senaryosundan bazı sahnelerin sosyal medyada Güneşi Beklerken dizisine benzetilmesi kaç haklı sebep sonrasında olmuştur?

- Bölümde uçan ateşböcekleri öyle pike yapmayı nereden öğrenmiştir?

- Atletiyle evinde televizyon izleyen her erkek öküz müdür?
 
 
Sizler bu soruların cevabını yazarken bir yandan dinlemeniz için, sizlere bölüm içinde Öykü-Derin karanlık oda sahnesinde yer alan NEFİS şarkının linkini ekliyorum. İnanç Şanver'e, beni kırmayıp linki gecenin bir vakti paylaştığı için çok teşekkürler.

Açtım Dünyaya Kollarımı
Söz/Müzik: İnanç Şanver / Volkan Akmehmet
Vokal: Mehti Aras Aydın




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER