Gel, gel, gel güzelim. Gel hiç acımayacak
Neslihan Yeldan’dan Candan’ı izlerken zevk aldım. Doğrusu Candan, beni ters köşeye yatırdı. İlk dakikalardaki süslü, kokoş diye tabir ettiğimiz, "Ay ben ortada oturamam"cı kadının gitmesi ve yerine hayatın sillesini yemiş bir kadın olarak dönüşüm geçirmesiyle bana “Ne oldum değil, ne olacağım.” sözünü hatırlattı. Eşinin ölümü üzerine içindeki, bastırdığı gerçek Candan’ı doğurdu. Nerede akşam orada sabah tavrı ile evine ne idüğü belirsiz insanları doldurması Gizem'in çaresizlikleri arasında yerini aldı. Gizem annesinin koyvermişliği, hayatın O’na getirdiği zorluk ve yıkımlardan sonra bir kez daha yaş aldı. On sekiz, on dokuz yaşlarındaki genç bir kızın annesine analık yapması, yavrusuymuş gibi yedirip, içirip, giydirmesi hiç de uzak değil. Kim bilir annesine analık yapan kaç kişiyiz? 


Gitmek gerekir, hissedemeyeceğin kadar gitmek

Kendinden çok düşüneceğin, seni doğuranı avutacağın bu kaçıncı çaresizlik? Gizem’in seçme şansı olsaydı babasını o gün göndermezdi. Şansı olsaydı daha küçücük yaşta parasız, evsiz, hem babasız hem de annesiz kalmazdı. Bu nedenle Gizem’in, Seda (Aslı Melisa Uzun)’dan alacakları bitmeyecek. Burada bir kez daha arkadaşlık kavramını sorgulayacağız. Ne Gizem isterdi böyle olmayı ne de Seda. Ama hayat hükmünü verdi. Geriye kalan kinin ve öfkenin yalnızca insanı zedeleyeceğini göreceğiz. Seda da istemezdi. O da vicdan yükünü omuzlarına üstlendi. Gizem’in intikamını izlerken, Seda’nın da vicdan sesine ortak olacağız.

Bu dizinin asi çocuğu benim!

Eren'in, annesi Selma ve kardeşi Derin ile yaşadığı evin her toz zerreciğinde insanı hissettiren, buram buram hayat kokusunu solumamıza fırsat verdi. Belki hakikaten yaşanılan evdir, belki de dizi için dönüştürülen bir ev. Ne olursa olsun yaşayan ve yaşamasını bilen bir evi bize sunmuşlar. Sanat ekibi, Eren ev için iyi iş çıkarmış. Anlıyorum ki o ev, Eren'in annesiyle olan şöhret kavgaları ve geçmişte ailesinin çocuk oyuncu olması için setten sete olan taşımasının verdiği travmayı yansıtıyor. Senaryo ve reji ekibi, bana setlerdeki çocuk oyuncuların psikolojik baskı yaşama nedenlerini fark ettirdi. Para kazanmak, çocuğunu televizyon aracılığıyla şöhret yapmak isteyen ebeveyn ve çocuğun isteksizliği gözümdeki bir perdeyi daha kaldırdı. Yönetmenin oyun almak istemesi; ama çocuğun o ânda oyunu vermeyişiyle şiddete meyilli olan babanın gelecekte ne tür travmaya sebep olduğunu şahit olduk. Ne şanstır ki Zeynep Günay Tan ve Deniz Koloş gibi çocuk oyuncularla iletişimi iyi olan ve pedagojiyi anlayan yönetmenlere sahipler.

 
Ömür boyu, beraberce el ele...

Aynı hayatı, aynı evi, aynı odayı, aynı sofrayı, aynı kederi ve nice aynı olası kavramları yaşayan, hisseden ve yüreğine koyana arkadaş deriz. Arkadaşlık; omuz omuza vermedir. Arkadaşlık; paranı çaldırdığında onda olmasa bile bir yerlerden bulup buluşturduğundur. Arkadaşlık; bir yudum su için kalbini kırmamaktır. Arkadaşlık; sen ağlarken, onun gülmemesidir. Arkadaşlık (!) aynı acıyı hissedememektir. El ele versen bile acının şiddeti aynı olmaz. Yanında durursun, saçını okşarsın, onun için ne yapabileceğini düşünürsün. Ama daha fazlası değil. İşte biz arkadaşlık kavramında hem arka”daş” olmayı hem de arkandan itmeyi öğreneceğiz.


 
Seni tatlı çocuk! İster misin bir aşk üçgenimiz olsun? 

Yapımcılığını Onur Güvenatam’ın yaptığı Arkadaşlar İyidir’in, yaratıcı yönetmen koltuğunda Zeynep Günay Tan oturmakta. Yönetmenliğini Deniz Koloş’un ve ikinci yönetmenliğini Savaş İlhan’ın üstlendiği yapımda, Ekin Atalar ise senaryo kalemini tutmakta. 2016 Ocak ayından bu yana Zeynep Günay Tan’ın reji liderliğini yapacağı yapımı tüm kalbimle bekledim. Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den beri radarıma giren ve gün geçtikçe hayranlığım artan tek yönetmen Zeynep Günay Tan ve ekibidir.
 
Kanaatimce Türkiye dizilerinde en iyi dünya kuran ve hikâyeyi en ince elekten geçirerek bizlere aktaran yönetmenlerden biridir. İzlerken gözünüze batan, anlatımı rahatsız eden açılar göremezsiniz. Bir defa, öncelik her zaman duygudur. İzleyebileceğiniz en basit sahnede bile duygu parçacıkları görmek mümkündür. Bu güzel dünyayı kurarken, yol arkadaşları da yadsınamayacak profesyonellikte çalışıp, yıllardır Tan’ı yalnız bırakmadı. Zeynep Günay Tan deyince dramalar direktörlüğünde Lale Eren’in, kostümde Nurcan İbiş’in, mix’te Orçun Kozluca’nın olmadığı, yine Öyle Bir Geçer Zaman Ki ve MedCezir dizilerinden adına aşına olduğumuz sanat yönetmenliği koltuğunda Onur Tuğ’u görmemek olmazdı.
 
Çizimlerinin hastasıyım, kalemlerin ustasıyım

Cast direktörlüğünü Tülay Şimşek’in yaptığı ve Zeynep Günay Tan – Deniz Koloş işbirliği ile kadroda kusurlu, “Aman da şu şöyle. Bu oyuncu da nereden çıktı?” diyebileceğim kimse olmadı. 120 dakikalık yayını boyunca ilk 90 dakikaya kadar soluksuz izledim. Geriye kalan 30 dakikada ilgimin dağılmasının tek sebebi reklam arası vermemesi oldu. İdris Nebi Taşkan, Hayal Köseoğlu ve Su Kutlu bu yapımın patlayan isimleri olur. Hayal Köseoğlu’nu Aşk-ı Memnu’da Nihal Ziyagil’in en yakın arkadaşı rolünde görmüştük. O zamandan sonra radarıma girmemişti, fakat Merve’yi bi’çırpıda üzerine giydirmiş. Jest ve mimikleri dâhil tüm tavrıyla Merve olmuş. Zevkle izledim. Kilo problemi yaşayan, annesi tarafından kompleksle büyümüş ve en kötü örneği annesi olan bir kızın yaşayabileceği tüm tepkileri izleyicilere yansıttığına inanıyorum. Keza Su Kutlu için de aynı şey geçerli. Pınar Çağlar Gençtürk, Devrim Önder Akın, Didem İnselel, Ece Dizdar, Akın Akınözü ve adını bu yazı içerisinde geçirmediğim tüm cast, ekrana yakışmış. Tabii ki bazı oyunculuklar konusunda biraz sıkıntı mevcut. Aşılamayacak bir konu değil. Bu gözler, nice ilk bölümlerde hiçbir oyunculuğun ekrana ve işe yakışmadığını da gördü. Zaman içinde hikâye de, oyunculuklar da kendini bulacaktır.
 
Nedense Zeynep Günay Tan işlerinin ilk yayınını izlemek bana kısmet olmuyor. İçimden bu da benim totemim diye geçiriyorum. Pembiş gözlükleri takmanın bir bahanesi oluyor. Bundan sonra Arkadaşlar İyidir’de beraberiz. Altı aydır bir yapımın yorumunu üstlenmediğimden ilk bölümü çıkarmak zor oldu. Hamlamışım. Bu sezon bir projeyi bile yazabileceğimi düşünmüyordum. Arkadaşlar İyidir bunu kırdı. Ben de, Allah’ın emri Peygamber’in kavliyle Ranini’den diziyi istedim. Sağ olsun kırmadı ve işte şimdi de yazımı okudunuz. Listede şansı açık, ömrü uzun olsun. Zira Arkadaşlar İyidir hem hikâyesiyle hem de yapım içinde yer alan isimlerle güzel sıralamalara gelmeyi hak ediyor.
 
Mortissa




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER