Yastığa kafasını koyduğunda uyuyamayanlar eklesin
Rüyaların anlamı olmalı…

Yer: Şile
Mekan: Otel odası
Kişiler: Deniz & Yiğit

Yiğit’in söylediği şarkının etkisinden çıkamayıp şarkıyı mırıldayan Deniz yatakta yatıyor. Uyuyamayan Yiğit yerde yatıyor. Deniz’in gözünden Yiğit’i sorduğu anda verdiği cevapla Deniz’in sonunu hazırladığını nereden bilebilirdi temiz yürekli Deniz? İçinden kötülük geçirmemişti ki. İrem’e tüm içtenliğiyle Şile macerasını anlatırken, karşısında İrem’in düşman olduğunu bilmiyordu ki. Ufak yalanını açıklamayı düşünüyordu. Bir ihtimal bir daha Yiğit’i göremem diyordu. Boyu minik yüreği kocaman kadın, bilmiyordu ki bir canavarla aynı evde yaşadığını. Rüyalar görüyordu, kabuslar karşısına çıkıyordu. Sonra Yiğit’i gördü, yüzüğü gördü. Rüyasının bir anlamı olmalıydı. Yeni yaşına merhaba derken, Yiğit ile dejavu yaşıyordu. Kalbi ağzına gelmişti. Heyecanı gözlerinden okunuyordu. Her an bayılabilirdi, kalpten giderse üzülürdü. Beklediği yüzük çıkmadığında hayalleri de suya düşmüştü, tıpkı kendisi gibi. Bir dk o da neydi? Deniz gerçekleri anlatamadan İrem tekne önüne gelmişti. Ve Balcı Yiğit. Yüzüğü İrem’e takdim etmişti. İçim titredi, ölsem dedim. Deniz’i saklasam, içime kapatsam dedim. Bu neden rüya değildi? Yüzük önemli değildi. Yiğit ve İrem… İlk aşkını kendi elleriyle İrem’e vermişti Deniz. Doğum günlerinde suya düşme görevi Deniz Aslan’a mı verilmişti. İrem yeni yaşına girerken durum böyle mi olmuştu. Zamanla neler değişmişti böyle. Acımasız olan tek şey zaman değildi. Evini, odanı, yemeğini paylaştığım kişi de darbeyi vurmuştu sana. Oysa Deniz, Meriç’ten kurtul demişti. Nereden bilebilirdi kendi sevdiğini kapacağını. Bu kadarını kan davalısı olsa yapmazdı. Kollarını bağlayıp işkenceler yapmak istiyorum, ayağına prangalar bağlayıp eziyet çeksin istiyorum. Geçen haftadan beri geçmeyen İrem nefretim arşa çıktı.


Böyle mimikli kızı üzüyorsun ya, gözümden kaybol İrem!

Neden iki kız iyi arkadaş olamıyor?

İlk bölümü hatırlasanıza. Deniz ve İrem kardeşliğini. Tek çocuk olan İrem’in adeta minik kedi yavrusu gibi Deniz’e sarılmasını. Doğum gününde ailesinin pamuk şekeri almasını bekleyen mutlu küçük çocuk gibi gözü kapıda Deniz’i beklemesini hatırlasanıza. Hani her yerde Zuzu bağı, hani nerde o günler. Aslan Ailesinin Deniz’ine yaptığın ihanet olmadı be İrem, olmadı. Oysa o senden yardım istemişti. Kâra geçmek istemişti, zararına gitmeyi değil! İflas ettirdin, batırdın. Nasıl güvenecek etrafına? Hani siz başkaydınız? Hani sen çok seviyordun Deniz’i? Bir erkek uğruna neler yaptın? Flamingo’daki Neşe yapsa üzülmezdim. Vera, Yiğit ile evlenseydi bu kadar ağrıma gitmezdi. Deniz’in ciğerleri de sökülmezdi. Seni sevmiyorum İrem…


Ağzın öylece kalıversin İrem 

Peki İrem, kimi seviyor?

Zor anların kahramanı Tuna. İrem yine ve yine Tuna’yı arayarak destek istedi. Aldığı gazla babasıyla konuşması güzeldi. Cesaretini göstermesi, geçmişin kırıntılarını süpürmesi iyiydi. Keşke aynı güzelliği Yiğit’e karşı da yapsaydı. Henüz başında anlatsaydı da “Kötü Kadın” olmasaydı. Yiğit’i seviyor muydu? Aşık mıydı? Baba eksikliğinden ötürü müydü sarmalaması? Bunların hepsi ya da hiçbiri. Yalnız gerçek olan nokta şu ki: Yiğit’in İrem’i öpmesi ve yaptığı evlilik teklifi. İşte şimdi Yiğit, İrem’in kalbinde, bedeninde, ruhunda. Şimdiye kadar İrem sadece kendini seviyordu.


Yönetmenim şekil, önümden çekil


Sahneler kalp kalp 

Sona geldiğimde geceden elimde kalanlar…

TuDen fotoğraf çekimleri, karşılaştıkları teyzeler, Gazi, ofis halleri hepsi değerliydi. Yalnız bir Deniz yapmışlar ki on numara silahşör olmuş. Peşine de on numara acı çekmiş. Şöyle söyleyeyim: Yeni bölüm başladığında Yusuf Pirhasan yine yapacağını yapmış ve bölümü 1-0 önden başlatmıştı. Televizyona uzunca süre bakakaldım. Pirhasan “Bu gece yine keyifli sahneler çektim, hadi iyisiniz.” dercesine yeni bölüm çekmiş. Bir anda film izliyorum sandım. Ve biterken esas kız esas erkek yüzünden ağladı. Eğer bölümün bir ismi olsaydı, Deniz’in deniz ile başlayıp deniz ile biten öyküsü derdim. (Deniz’imiz iyi olsun da Flamingo’dan da Aslan Ailesi’nden de bol bol bahsederiz.) Tüm ekibe yine güzel bir Pazar akşamı yaşattıkları için teşekkür ederim. Beni 4 Eylül akşamına ışınlayın.^^

Sevgiler.

*Emel Sayın’ın seslendirdiği “Rüyalar gerçek olsa” isimli parça.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER