Aşk Laftan Anlamaz: Kum Saati..
Haydi, bu defa başka şeylerden konuşalım. Kardeşlikten konuşalım mesela. Neydi kardeşlik? Tek bedende can olmaktı, bağ kurmaktı. Kardeşlik dünyanın en büyük armağanıydı insanoğluna. Bu armağanı kıskanıp lekelemekte başka bir görevdi bir diğer insana. 

Derya çirkinleşiyor farkında mısınız? Ve bu fiziksel değil. Ruhu kirleniyor belki de kirli paslı ne varsa gün yüzüne çıkıyor yavaş yavaş. Yanlış anlamayın, sitemim ona değil.  Sitemim babaya. Hangi baba ölen eşinin emanetini kıran döken yeni eşe çanak tutar? Cevap pek de zor değil aslında. Nejat Sarsılmaz. Bu defa bendeki yerin fena sarsıldı baştan söyleyeyim. Hep duyarım annemden. Herkesi ayrı ayrı idare etmeyi bilmem gerektiğini söyler durur. Yeri geldiğinde kırıkları toparlamam gerektiğini de, gerekirse halının altına süpürüp kamufle etmem gerektiğini de. Dorukta o kadar muazzam gördüm ki ben somut örneğini ruhum kanatlandı. Kimseyi kırıp dökmedi farkında mısınız? Hem de ben "Abi sen anneme ne söyledin!?" travması beklerken. Onun bendeki yeri de Aslı ile altın harfler ile kazındı. Çok değil tam da vuslattan birkaç dakika önce gözümde ikisinin şimşeklendiği anda.

Bambaşka bir ışık buluyorum. Ekranda canlanan her karakter buluyorum o ışığı. Karakter mizaçları o kadar kavisli çizilmiş ki her hafta bir başka nur inmiş gibi çıkıyorlar karşımıza. Baştan sonra kadar her bölümde biraz daha pırıltı görüyorum. Tuval mesela.. Hangimiz onun bu denli doğruyu yanlışı ayırt edebilen bir hatun olduğunu düşündük? Açık konuşayım, ben bu hikayenin cadısı olarak kurgulamıştım onu. Buyur buradan yak. Tuval'i bir kenara bırakalım. Doruk. Hangimiz onun Hayat'a aşık olacağını düşünmedi? Şimdi o kadar hakiki bir dost ki kötü günleri perdeleme vazifesini ona yükledik. Çaktırmadan ortalığı o topluyor aslında. Biz çok güzel çakıyoruz ama çaktırmayalım. Aramızda gençler. Buradan çıkmasın. 



Şimdii... Ben size o kavga sahnesini nasıl anlatayım? Nasıl ifade etmem gerekiyor bilmiyorum ama o sahnelerin her birinde ruhumu ayrı ayrı paketleyip teslim ettiğimi bilseniz hiç de fena olmaz. Murat'ın kirpiklerinden ateş püskürdüğü anlarda ben de oturmuş bir elimde kola, bir elimde cips, alkış tutuyordum. Her şeyden önemlisi de muhteşem üçlünün Hayat söz konusu olduğunda nasıl gardını indirdiğidir. Sonrasında gelen o hastane sahnesi sizi de beni de yakacak. Allah muhafaza!




Kerem sen çok güzel adamsın vesselam. Sevmeyi biliyorsun. İncitmemeyi biliyorsun. Kalbindeki yansıyor yüzüne, söylediklerine. İnsan nasıl hayran olmaz? Nasıl sevmez ki seni?

O sahne döndüğü zaman özellikle baktım Twitter'a. Okuduğum her bir yoruma ayrı ayrı katıldım, ayrı ayrı hayran kaldım. Çok bir şey söylemeyeceğim. O sahneyi dökeceğim şimdi. Siz nasıl olsa beni anlarsınız. 

"Geçip gitme diye ayağına dolanıyorum işte. Merak etme düşürmem seni. Seni ilk gördüğüm gün kalbimi kırdın zaten. Onca zaman sensiz yaşamışım diye küstü bana. Gecesiz gündüz mü olur İpek? Soğuk olmadan sıcak ne ki? İzin ver sende eksik ne varsa o olayım ben. Sen beni kendinle tamamla."

Hayat'a döneceğim şimdi. Ben ondan bu kadar netlik beklemezdim. İlk günden son güne -devam eden günlerde dahil- kadar dobralığını çıkarıp bir kenara bırakmadı. İyi güzel ama ne işime yaradı? Ben çok sıkılırım annelerden çıkan "ne zaman evleneceksin?" muhabbetlerine. Bundandır artık annemin yanında altın günlerine gitmiyorum. Biraz o dili anneye de çıkarsa keşke Hayat. Ne şahane olacak. 25'ini çoktan geçmiş bir hatuna yapılan şu muamele ağlanacak hale güldürüyor ne yalan söyleyeyim. Düzelmesi umuduyla... 



Murat ve Hayat'ı sona bıraktım bu gece. Onlar için her son yeni bir başlangıç oluyor ya, ben buna bitiyorum işte. Girdikleri her çıkmazda didişe didişe kavruluyorlar. Ortaya çıkan tat da şiir koka koka geliyor ruhuma. Severim ben atışmayı, didişmeyi. Ama zekanın içine girdiği atışmalar hep daha çok çekmiştir ilgimi. İçi boş konuşmak değil mesele. Hayat ve Murat olmak hepsi bu. Biraz daha sindirelim istiyorum onları. Daha geç bulalım, daha geç izleyelim aşklarını ya da bir nevi o vuslat anını. Oldu bittiye getirilemeyecek kadar büyük bir şey yaşıyorlar farkındayım. 
Aşk burada. Aşk hep var. Aşk Laftan Anlamıyor. 



Kalemin başındakilere minnet ve sevgiyle...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER