-Yazı spoiler içermektedir-Hepimiz bir şeyler
kaybettiğimizde ya da kaybeden birini gördüğünde en yakınımıza
sığınırız. Sanki düşüyormuşuzcasına tutunacak bir dal
ararız. Kim yalnız olmak ister ki bu hayatta? Süper kahraman olmak
bile bazen yetmez. İşte bu bölümün ana konularından biri de
buydu. Bir aile olmak, birine ihtiyacın olması.
O zaman çok yanlış kişinin yanındasın Thea. Sorry not sorry.
Geçen sezonun
sonunda Thea'yı biyolojik babası olan Malcolm Merlyn'le arabada
bırakmıştık en son. Bu bölümde o güne dönüp orada neler
konuşulduğunu gördük. Ona söylenen yalanlardan sıkılan Thea,
artık incinmek istemediğini karar verip bu konuda en deneyimli kişi
olan babasına koşuyor. Malcolm gibi oğlu da dahil her şeyini
kaybetmiş bir kötü bir adamdan daha iyi bir öğretmen bulamadın
mı demek istiyor insan ama kız abisinin bir 'hero' olduğunu
nereden bilsin.
Peki.
Thea küçük bir
ninja olarak eğitiledursun, ailesinden kalan tek kişi olan
kardeşini geri getirmek için harekete geçiyor Oliver. Sara'yı
kaybeden Laurel olmasa Thea aklına gelir miydi? Bilemiyorum. Tamam,
pek düzgün bir bağlara sahip değil Queen ailesi, yalanlarla ve
sırlarla dolular. Birbirlerine güvenmiyorlar. Tek ortak noktaları
birbirlerini koruma hevesleri, başka da bir olaylarını göremedim
ben bugüne kadar. Bu olayda da son derece başarısızlar bunu da
söylemeden geçemeyeceğim. Annesi Thea, babası ise Oliver için
hayatlarından vazgeçti. Umarım bunun kıymetini anlarlar da, artık
aralarında sır kalmaz. Hiç umudum yok ya, neyse.
Hani Felicity? Bu bölüm kızı pek dışladınız gözümden kaçmadı..
Oliver 'Corto
Maltese' e gider de orada olay olmaz mı hiç? Tabii ki olur. Çünkü
kahraman olmak bunu gerektirir. ARGUS'a bağlı ajanlardan birinin
kayıp durumunda olmasıyla takımımız olay yerindeki yerini
alıyor. O sahnelerde Oliver'ın ekmeğini taştan çıkarırcasına
yaptığı ok ve yayların altını çizmesem olmaz. Meğer otel
odaları silah için ne elverişli yerlermiş. İlginç. Okların
yeterli olmadığı ve silahların konuştuğu olayların sonucunda
içinde Lyla'nın da bulunduğu ARGUS ajanlarına ait bilgiler
kurtarılıyor. Bu oluşumdan kaçmak için bu kadar tehlikeyi göze
alan biri karşısında Diggle'ın yaşadığı tereddüt gözlerden
kaçmıyor. Aile babası mı yoksa Oliver'ın yardımcısı mı
olmaya karar veremeyen Diggle'ın küçük Sara'nın iyiliği için
yaptıklarını gördükten sonra kararını verdiğini düşünüyorum
ben. İleri ki günlerde Lyla'dan da evinin kadını, çocuklarının
anasını olmasını isterse hiç şaşırmam.
Mor sana çok yakışıyor Laurel.
Uuu beybi beybi!! Hep dövüş dersi almak istemişimdir zaten.
Laurel'in 'Black
Canary' olma yolundaki adımları hızla ilerlemeye devam ediyor. Bu
hızda giderse kendisini 3-4 bölüme gece mesailerinde görebiliriz
gibi geliyor. Kardeşinin ölümünün verdiği üzüntüyü içinden
bir türlü atamadığı için 'Sara'nın ceketinden' aldığı güçle
kendini kahraman ilan etmeye kalktı ama o işler tek ceketle
olsaydı.. Yediği dayakla aklı başına geldi ve soluğu Oliver'ın
yanında aldı yardım için. Oliver'ı biraz olsun tanısaydı eğer
Sara'nın ölümünden kendini sorumlu tuttuğunu ve bir daha asla
sevdiği insanları bu işin içine sokmak istemeyeceğini bilirdi
diye düşünüyorum ben. Ama düşünen benim tabii burada, Laurel
şuan hiçte sağlıklı düşünemiyor. İstediği sadece intikam ve
kardeşinin acısını dindirmek. Kendine bu konuda yardım edecek
kişiyi de buldu.
Ted Grant
karakterine hayat veren
J.R.
Ramirez ile aralarında sadece usta
çırak ilişkisi değil, bir aşk ilişkisi de yaşanacağı
dedikodularını da yazalım.
Burası nasıl gizli mekan? Elini kolunu sallayan geliyor.
Starling'e
geri dönen Thea'nın planları nedir? Ray Palmer neyin peşinde?
Nyssa, Sara'nın öldüğünü öğrenince ne yapacak? Hepsi
ilerleyen bölümlerde cevaplanmak için bölüm sonunda akılda
kalan sorular. İlk iki bölüme göre durgun bir bölümü geride
bıraktık. Fragmandan anlaşılacağı üzere bu sezonun kötüsü
olan Ra's al Ghul'ün gelişiyle işler iyice kızışmaya
başlayacak. Bekleyip göreceğiz.
Haftaya
görüşmek üzere.
Kitapkurdu