Bu hafta bölüme üzerinde “beni solu”
yazılı olan gizemli bir ilacın sokaklarda ücretsiz olarak dağıtılması ile
başladık. Kendi de yeşil olan bu gizemli sıvı, içenleri Hulk gibi kuvvetli
olmalarını sağlayan ekstra bir güç verdi. Bu sırada Bullock ve Gordon öğle
yemeği molasında iken duydukları bir alarm sesi Gordon’un dikkatini çekti ve
Bullock’ın “ama öğle tatilindeyiz!” isyanlarına rağmen olaya kayıtsız kalamadı.
Bu ilacı alan bir sokak şarkıcısı bir marketi soymuştu. Bullock “cinayet yoksa
olay da yoktur” diyerek tam mekânı terk ederken, market sahibi Bullock’un da dikkatini
çeken bir şey söyledi: Hırsız marketteki ATM’yi çıplak elleri ile söküp,
sırtına atarak gitmişti. Gotham polis teşkilatı amiri olay basına yansımadan işin
çözülmesini istediği için, dedektiflerimiz Hulk’a dönen bu şarkıcının izini
sürdüler. Bu ilaçtan arta kalan şişeyi buldular. Şarkıcının yaşadığı yere giden
Gordon ve Bullock onu köşeye sıkıştırmışlarken ilacın yan etkisi ortaya çıktı
ve şarkıcı sanki tüm kemikleri toz olmuş gibi bir anda yere yıkılıp öldü. Bu
olaydan sonra Nygma (gelecekteki bilmececi) bu ilacı analiz edip,
dedektiflerimize; ilacın insanın kalsiyumunu bir enerji kaynağı gibi kullanıp
tükettiğini ve bu nedenle de aşırı derecede süte ihtiyaç duyduklarını söyledi. Ancak
sütün yakılan kalsiyumu geri getiremediği için kısa sürede bu ilacı kullanan
insanların öldüğünü belirtti.
Bullock arkanı her zaman koruyacak mı dersin Gordon?
İlacın içeriğinden, Gotham’da bu ilacı
üretebilecek laboratuvarları araştıran dedektiflerimiz Wayne vakfının WellZyn
şirketine ulaşırlar. Şirket yetkilileri akli dengesi yerinde olmayan eski bir
çalışanını suçlarlar: Stan. Şirket yetkililerine göre Stan şirkette şampuan
içerikleri yapmaktan sorumlu bir dâhidir ancak zekasının sınırlarını
kullanamadığı için şirketi terk etmiş ve gücünü bu yolla göstermek istemiştir.
Basında bu ilaç Viper olarak anılmaya
başlansa da daha sonra öğreniriz ki WellZyn süper güçlü askerler yetiştirmek
üzere bu ilacı üretmişlerdir. Bu ilacın asıl adı ise Venom’dur. Venom ise bize
Batman’in azılı düşmanlarından Bane’i hatılatır. Venom, Bane’nin bir nevi güç
kaynağıdır. Bu bölüm gelecekteki Bane’nin oluşumuna da göz kırpmıştır. Gotham Penguen’i efsaneleştirirken,
Batman’nin kötülerinin geçmişine de tadımlık bile olsa dokunuyor. Umarım
ilerleyen bölümlerde bu tadımlık hikayeler birleşir ve biz hem Batman’in hem
onun düşmanlarının gelişimini adım adım izleme şansı yakalarız.
Acılar büyütür insanı, Bruce da artık misketlerle değil kanıtlarla oynuyor.
Bölüm bizi aynı zamanda Wayne vakfı
üzerinde dönen oyunlarda da götürdü. Wayne çiftinin öldürülmesi ile vakfın
üzerindeki ahlaki zorunluluk da kalkınca, Wayne vakfının gücünü kullanmak
isteyen kişiler herhangi bir limit olmadan deneyler yapabilmekte ve askerler üretebilmektedir.
Bunun için Arkham gibi yerleri mafya babaları arasında pay edebilir ve
Viper/Venom ilacı ile masum insanları düşünmeden askeri deneyler
yapabilmektedirler. Bruce Wayne ise Arkham’ın Falcome ve Moroni arasında pay
edilmesinin ardındaki gerçeklere ulaşmak ister. Bu bölümde gördük ki Bruce
Wayne “true dedektif” olma yolunda ilerliyor. Salonu kendine çalışma odası
yapan Wayne, vakıfla ilgili bulabildiği her dosyayı okuyup Gotham şehrinin
nasıl işlediğini anlamaya çalıştı ve vakfın kötü işler çevirmek için bir
paravan olarak kullanıldığını buldu. Bu nedenle vakfın düzenlediği yemeğe katılmaya
karar verdi. Ancak Stan, WellZyn şirketine ahlaki bir ders vermek için yemeğin
düzenlendiği salona bu ilacı verdi tam da genç Bruce Wayne vakfı yetkililerinin
birileri ile konuşurken. Wayne vakfında Venom deneyi gibi deneylere izin veren
üst düzey yetkililer ise Bruce Wayne’nin soruşturmasından işkillenirler. Bacak kadar veleti halt edebileceğini düşünen yetkililerin başlarına ne kadar büyük bir bela aldığını ve Bruce Wayne'nin kolay bir lokma olmadığını görmelerini ve daha sonra daha sinsi planlarla/düşmanlarla (belki de Bane olur bu) geri dönmelerini sabırsızlıkla bekliyorum. Bu bölüm anlam veremediğim tek sahne Selina Kyle (genç kedi kadının) sadece bir sahnede cüzdan çalıp kaybolması sahnesi idi. Bu bölümdeki hikaye için ne anlamı vardı. Hala Gordon'ı takip ettiği izlenimi vermek için mi gösterilmişti bilemedim.
Dizi,
Fish Mooney’nin gizli silahını artık ortaya çıkarması ile biter. Gizli silah olarak kullanılan kadın kapkara saçları ile daha tehlikeli ve seksi idi. Falcone'nın ölen annesine olan aşk ile karışık duygularına hitap edebilmek için saçları sarıya boyanmış ve daha anaç bir hal almıştı. Dünyada var olmak için elinde güzelliğinden başka bir meziyeti olmayan bir kadın her daim tehlikelidir ve bela mıknatısıdır. Ne Falcon ne de Fish Mooney başına gelecekleri bilmiyorlar gibi görünmekte. Bu kadının bu ikilinin başına iş açmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
Şimdi aynı yöne dönen silahlar birbirlerine dönmez umarım.
Bu hafta Bullock ve Gordon’ın kendileri
arasında bir iletişim kurmaya başladıklarını ve birbirlerinin farklı
yöntemlerine rağmen aralarında bir denge kurduklarını gördük. Öte yandan Gotham
şehri içindeki kötüleri bir bir ortaya döküyor. Baloncu, Venom, Penguen, … Genç
Bruce Wayne ise Gotham şehrinin DNA’sını çözmek için Alfred’in de yardımı ile vakfın
tüm dosyalarını elden geçirmeye başladı. Alfred başlarda Wayne'e karşı gelse de yemekte başlarına gelen olaylardan sonra Wayne'i sadece korumaktan vazgeçip ona yoldaş olmaya da karar verdi.

Kart oyunlarını bilirsiniz. Elinizdeki
kozları son ana kadar göstermemeniz lazımdır. Hatta bunun için “Poker face”
tabiri bile kullanılır. Elinizdeki kozları erken masaya dökerseniz, zarara
giren siz olursunuz. Bu bölüm Penguen-Oswald biraz rahatlamanın verdiği güvenle
Moroni’ye aslında kim olduğunu, eskiden Falcone’nın arkadaşı Fish Mooney ile
çalıştığını anlattı. Hata yaptığını ise Moroni Oswald’ın yüzünü masaya vurunca
anladı. Oswald’ın hikayesinin doğrulanmasının tek yolu vardı o da Gordon’a
hesap sormak. Bu bölüm Gordon ilk defa bir taraf olması gerektiği ile yüzleşti.
İlerleyen bölümlerde Gordon bir taraf mı seçecek, yoksa kendi tarafını mı
yaratacak göreceğiz.