Çünkü kahraman olmanın bir bedeli vardır
-- Dikkat spoiler içerir, tadın kaçmasın istiyorsan okuma--

Başlıktan ve bölümün isminden de anlaşılacağı gibi tamamen 'Sara' odaklı bir bölümle karşımızdaydı bu hafta Arrow. Geçen hafta ölümüyle izleyen herkesi şok eden Sara'yı antrenman yaptığı ve bir çok kez bulunduğu yerde cansız bir şekilde yattığını görmek Oliver ve diğerleri gibi benim de canımı acıttı. Yalan yok, karakterin çok da fanı olduğum söylenemezdi aksine sevmezdim ama böyle bir ölümü hak etmiyordu. Bir zamanlar ortağı, arkadaşı ve sevgilisi olan kızın cansız bedenini görmek Oliver için pek kolay olmadı tabi. Ama o ve ekip acılarını bir kenara koyup Laurel'le birlikte intikamın sıcak kucağına sığındılar.


Toshi ve eşi Katana Oliver'ın bugün ki kahraman olmasında büyük rol oynayan insanlardan..

Arrow yayınlanmaya başladığından beri her bölümde Oliver'ın ada günlerini flashbackler halinde izledik. Kaza nasıl oldu, o adada neler yaşandı, Oliver kazadan nasıl kurtuldu vs. Bu sezonda da ada yerine Oliver'ın Amanda ile tanışmasını ve eğitiminin nasıl devam ettiğini öğrendiğimiz Hong Kong günlerini kısa kısa kesitler halinde izlemeye başladık. Geçen bölümden hatırlayacağınız gibi Oliver, Amanda Waller'ın elinden kaçmaya çalışıp, annesine hayatta olduğuna dair bir mail atma girişiminde bulunmuştu. Bu bölümde de ileride Oliver'ın eğitimine büyük katkıda bulunacağını öğreneceğimiz ve en yakın dostlarından biri olacak Toshi/Maseo Yamashiro ile bir suikast girişiminde karşımıza çıktı Oliver. Toshi ve ailesinin hayatını kurtarmak için kaçmaktan vazgeçen ve Amanda'nın casusu olmayı kabul eden Oliver'ın hedefinde sürpriz bir isim vardı. Tommy. Dizide ilk sezonun finalinde hayata veda eden ve ölümüne en çok üzüldüğüm karakter olan Tommy'i arada sırada görmek oldukça keyifli oluyor.


Ölümden dönebilsen keşke be Tommy.. Özledik.

Tabii ki Oliver'ın onu öldürmeyeceğini biliyorduk, sonuçta en yakın arkadaşıydı ama ortada elinde fotoğrafla ölü bir adamı arayan Tommy'nin ölmesini engellemek için Toshi ile harekete geçtiler ve onu Oliver'ın öldüğüne ikna ettiler. Kayboluşunun üzerinden o kadar zaman geçmesine rağmen, tek bir işaretle o kadar yolu gelen Tommy, Oliver için ne kadar iyi bir dost olduğunu bir kez daha kanıtladı. Laurel için ölmesini hala hazmedemiyorum..


Sen ağlama..

Şüphesiz bu ölümden en çok etkilenen kişi Felicity oldu. Daha geçen bölüm Oliver ile yaşadığı duygusal anların üstüne bu olay resmen ikinci bir şok niteliğindeydi. Oliver'ı sevmek çok normal ama Arrow'u sevmek çok tehlikeli. Felicity ilk kez aradaki farkı gördü. Çünkü geçen bölüm anlamak istemediği kanlı canlı/sız karşısında duruyordu. Haklı olarak gözü korktu diyebiliriz çünkü hayatı pek de iyi geçmemiş bir kızın daha fazlasını istemesini çok iyi anlıyorum.


Felicity'nin kalbi dolu Ray'ciğim sen o milyon dolarları başkasına harca bence..

Hele ki önünde onun için milyon dolarlık şirketler satın alıp, birlikte çalışmak isteyen Ray Palmer gibi bir adam dururken. Oliver'la olan imkansızlığı karşısında, Ray daha iyi bir seçenek gibi duruyor şu an için. Olicity çiftini destekleyen bir çok insanın ondan hoşlanmadığını bilsem de, karakter hiç de fena durmuyor ekranda. Chuck dizisindeki Daniel Shaw karakterinden sonra bu rol daha iyi olmuş Brandon'a.


Bu beden bana uyar mı bakışı.

Kardeşini ikinci kez ölüme yollayan Laurel'in durumunu pek parlak görmüyorum açıkçası. İlkinde ihanetle karışık bir üzüntü duyup atlatmıştı ama şimdi nasıl olacak, hiç bilemiyorum. Bu olayı babasından saklamasını anlamaya çalışsam da, Oliver'ın dediği gibi Lance'in bunu bilmeye hakkı var. Katil bulunana dek saklamak pek mantıklı gelmiyor açıkçası. Sezon finalinde o meşhur deri ceketini ablasına bıraktığından beri Laurel'in 'Black Canary' olacağını biliyorduk zaten. Bu işe Sara'nın anısını yüceltmek için gireceğini öğrenmiş olduk. Sara belki bir katildi kendi tanımına göre ama Laurel bir kahraman olma yolunda ilk adımını atıp kararını vermiş gibi.


Ölme o zaman Oliver, yaşa!..


Keşke dönmesen..


Babasının kızı tabiri 'cuk'o turucak sanırım.

Bölüm boyunca ayakta kalıp mantıklı kararlar vermeye çalışan Oliver'ın Thea'ya ulaşma çabalarını izledik. Laurel'in acısını görüp ailesinden geriye kalan tek kişi olan kardeşini hatırlaması kadar doğal bir şey olamazdı. Aylardır haber alınamayan Thea'nın da gizemi Roy'a bıraktığı mektupla biraz olsun çözüldü. Açıkçası Thea'yı çok da özlediğim söylenemez. Onun bitmek bilmeyen kaprislerini izlemek fazlasıyla sıkıcı ama finalde gördük ki, intikam hırsı onun da gözünü bürümüş. Artık kimden, neden bu kadar nefret ediyor, orası merak konusu. İlerleyen bölümlerde hep beraber göreceğiz.


Bölümün en güzel yanı Diggle ve Laila'nın bebeklerine Sara adını vermesiydi. Kaderi benzemesin o yeter bize.

Ölümün etki ettiği ve karamsar bir bölüm izledik, ilk bölümün aksine. Daha optimist beklentilerimin olduğu gelecek haftadaki bölüm yorumunda görüşmek üzere.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER