Demedim mi, demedim mi...

Ceyhun bir operasyonun da göbeğine düşme, demedim mi?

Nevizadeler bir kez daha Ceyhun’dan son anda paçayı kurtardılar. Az kalsın tüm tezgâhları ortaya çıkacaktı. Her zaman olduğu gibi bir çıkış yolları vardı elbet. Nevizadeler’i basacaklarına canı gönülden inanan Ceyhun & Esra kardeşler karşılarında Kutalmış ve adamlarını görünce bakakaldılar. Onlar adamları tutuklarken ekibimiz de fırsattan istifade üst katta hazırlıkları tamamlamış, mevlide çoktan başlamışlardı. O telaşe içinde ayakkabıları kapının önüne koymaları takdire şayan bir ayrıntıydı. Mevlidin ortasına düşen Ceyhun şaşkınlıkla ne yapacağını bilemedi, anca silahını koltuk altına alıp ellerini açabildi.

Ceyhun onları sorgulayacağına, mahcubiyetinden fırsat bulan çetemiz onu sorguya çekti, verdi veriştirdi, sitemler havada uçuştu. Yaren’in de dediği gibi “hem suçlu hem güçlücülükte bir dünya markası” bu ekip! Babalarının asker arkadaşı elli senelik hayat arkadaşını kaybetmiş bir de üstüne kendine felç indirmişti! E Nevizadeler durur mu hocayı bile beklemeden okumuşlardı mevlidi. Canım Ceyhun, temiz kalpli Ceyhun konuyu kapatmaya dünden razı ama Esra için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Artık Doğan meselesinin kapatılması gerekiyordu çünkü hem operasyon tehlikedeydi hem de Dodo’nun kaybının deşilmesi canlarını acıtıyordu ekibimizin. Doğan’ın yurt dışına kaçtığını, teknoloji dehası Baho için çerez sayılabilecek bir fotoğraf oyunuyla yani İsveç’ten gelen kartla gözlerine soktular Esra’nın. Esra işin peşini bırakmamaya yeminli olsa da Ceyhun’u ikan etmiş oldular.

Ekibimizin yeni operasyon malzemesi bu kez radyo kanalıyla kulaklarına fısıldandı. Yeni hedef dolandırıcı iş kadını Sevilay Karam’dır. Sevilay, şirketinin çaycısına imza yetkisi vererek insanları dolandırmış ve çakal avukatları ile işin içinden sıyrılma derdindedir. Çetemiz Sevilay’ın suçunu itiraf etmesini sağlayarak hem masum çaycıyı kurtarmak hem de paraları götürmek için planı yaptılar ancak planları pek de istedikleri gibi ilerlemedi.

İlk iş Sevilay Karam’a ulaşmaktaydı ve bu işi hacker Baho dakikalar içinde Sevilay’ın asistanının mail şifresini kırarak çözdü. Sevilay’ı ‘Yoksulluğa El At’ derneğinin (ah canım ya nasıl yardımsever belli değil!) toplantısında ‘yabancı basından’ Bahadır ve Tuncer, Sevilay ile ilgili yeterli bilgiyi elde ettiler. Sevilay Karam’ın en sevdiği filmden (Kadın Kokusu) yola çıkarak seyirlik bir operasyon gerçekleştirdi ekip.

Sevilay’ın otobiyograsfisini yazdırmak için yazar aradığını da bilen ekibimiz gözleri görmeyen bir yazar yarattılar Kandemir’den. Önce parfüm numarası ardından tango ile Sevilay’ı tavlamak elbette Kandemir için çocuk oyuncağıydı.

Elbise Arzu Kaprol ama dev tarıyor.

Kadın Kokusu filminin meşhur tango sahnesini bir de Nevizade uyarlamasıyla izledik. Doyasıya bir dans sahnesi izlediğim için çok mutluyum. Tüm ekibin dansı harikaydı ama “sahnede bir dans varsa edilir” diyerek dışarıdan tango şova katılan gönlümün dans şampiyonları Karlos&Yaren!

Sevilay, Kandemir’den hayatını kaleme almasını isterken Kandemir de onun avukatıyla masaj salonunda buluşacağını (avukatla masaj yaptırırken konuşmak nedir biri bunu bana açıklayabilir mi?) öğrendi. Böylece operasyonun ikinci ayağı başladı. Eski polis numarasıyla masörleri paketledi, sağ olsun FBI’dan Tuncer. Ne zaman ihtiyacımız olsa kırmaz, gelir. Peki, ekipten masörcülüğü kim yapacak? Tabii ki tiplerini sevdiğim, canım ikili Karlito &Yarlito! Türkçe bildikleri anlaşılmasın diye kuşdiliyle konuşan ikili o sırada bile birbirine yürümeyi ihmal etmediler. Aşıklar ne yapsınlar? Sevilay ve avukatı konuşmaya başladılar ve nerdeyse her şey ortaya dökülecekken Karlos avukatın masum çaycı için “cahil, yoksul, gebersin”-ki biz bu sıfatları aynen kendisine iade ediyoruz- demesine daha fazla dayanamadı ve adamın kolunu kırdı. Oh, az bile yaptı Karlos’um eline sağlık. Ama maalesef gerekli kaydı alamadı çetemiz, aman canları sağ olsun!

Operasyonun üçüncü ayağı Sevilay avukatı hastanede nasılsa ziyaret eder düşüncesiyle ambulansçılık ile hastanede gerçekleştirildi-gerçekleştirilemedi esasen. Fenalaşan Cemile’yi, hamile mi şüphesiyle deliye dönen Hayati, Ceyhun’la beraber en pahallı hastaneye götürünce bizimkilerle tabii ki de pişti oldular. Yine yeni yeniden bir operasyonun göbeğine düşen Ceyhun yüzünden bir kez daha elleri boş döndü çetemiz. Neyse ki otobiyografisini yazması için Kandemir’i arayan Sevilay avukatıyla da görüşeceği Ağva’daki evine davet edince uzun zamandan sonra” çok eğleniceeez” diyebildi canım Nevizadeler! Bu son fırsattı artık kaçırmak olmazdı. Kandemir tuvalet bahanesiyle Sevilay’ın avukatıyla görüşeceği çalışma odasına kamerayı yerleştirdi. Sevilay ve şeytanın avukatı kameranın karşısında döküldüler, her şey kayda geçti!

Kandemir’le Baho, Elif’in yeni okulunu keşfe çıkmışken Ağva’ya önden gelen çiftlerimiz de sandal sefası yaptılar.

Fragmanlardan ve fotoğraflardan bu bölüm muhteşem romantik bir FerDer sahnesi izleyeceğimizi sandık ama epey yanıldık. Güzel başlayan ve huzurun tanımlandığı sandal sefası kısa sürede cefaya dönüştü. İlişkilerini Kandemir Abi'sine söylemeyi kafaya takan Derya, üstüne bir de Ceyhun muhabbeti açıp, Ferdi’yi suçlayınca haklı olarak isyan etti Ferdi’miz. Mis gibi sandal sefası sürmek varken hiç yere tartışma yaratan Derya’yı anlamadım, anlamak da istemiyorum. Hayır, bu çocuk senin için daha ne yapsın? Kandemir’e açıklayıp daha rahat hareket etmek istiyorsun tamam da keşke biraz anın tadını çıkarsaydın. Ferdi’nin de dediği gibi kendinize daha yeni açıkladınız bu ne acele be kuzum?

Sandalcılığın hası burada Haaanım! Onlara boşuna canım ikili demiyorum. Samimiyetin kitabını yazan Karlos ve Yaren’den biraz feyz alsın Derya kızımız. Operasyonun Ağva ayağında tatilde olan ikili aşklarını doludizgin yaşamaya devam ediyorlar. Birbirlerine kendilerince (çünkü onların bir tarzı var!) methiyeler düzen aşıkların tek korkusu birbirlerini kaybetmek. Yaren’in de dediği gibi “insan birini sevince daha çok korkuyor bitecek diye" Allah ayırmasın be Yaren’im!

Kim daha güzel ‘Kandemir’ diyor yarışmasının galibi benim için Maşuka’dır! Kimse onun kadar güzel Kandemir diyemez. Hee Hayati de haklı ama onun kadar pis de kimse Kandemiiir Kandemiiir diyemez. Göndermeyi de yaptı Hayati taklidin taklidi olmaz! İlk kez aynı fikirdeyiz korkmalı mıyım?

Kandemir’le çıktıkları yemekten sonra sevgili olduklarına kendini fena halde inandırmış bir Maşuka ve ona iyiden iyiye yazan bir Tuncer izledik bu bölüm. Düşününce bu ikili hiç de fana bir çift olmaz gibi geliyor sizce de öyle değil mi? Bu arada Şehro is back! Nevizade’leri affeden Şehriban vakit kaybetmeden Ceyhun’la da buzları eritmek için bir aile toplantısı önerisinde bulundu. Nevizadeler’in Ağva’da olduğunu Maşuka’ya yumurtlayan kımıl zararlısı Tuncer nelere sebep olduğunu bir bilse! Hayal dünyasında yaşayan Maşuka’da Ceyhun’lara “Kandi’ler bizi Agava’ya çağırıyor, aşkım siz sonradan gelin dedi” diyince -Şehriban da beklediği aile toplantısı gerçekleşecek sanıyor garibim- üç kafadar yola koyuldular.