Öfkeye yenilmek kolay, sen zoru seçmelisin...
Dikkat, bu yazı aşırı derecede hayal kırıklığı içerir.

İlk bölümünden beri bu haftayı beklemiştim. Yani Murat’ın ortaya çıkışını, konağa gelişini.. Birçok senaryo kurgulamıştım kafamda. Hiçbiri tutmadı. Keşke size bölümün beklediğimden daha da heyecanlı olduğunu yazabilseydim ama, en heyecanlı olacağını tahmin ettiğim bölümde resmen sıkıntıdan patladım. Bu bölüm Karagül tarihi boyunca izlediğim en sıkıcı bölümdü. Son çeyreğinde biraz hareketlense de genel olarak çok durgun geçti. Belki de bu zamana kadar çok heyecanlı olduğu için bu kadar sıkıldım. Ee, beklenti yüksek olunca arada böyle çakılabiliyor insan.

Değil elini öpmek, sırtında taşısan kalbindeki kırığı onaramazsın da, adı üzerinde: anne işte..

Murat konağa geldi ve şaşkın bakışlar arasından Kadriye Ana’nın yanına gitti. Kalbi kırık, ailesini bir arada tutmak için yaşadığı tüm acılara tek başına göğüs germeye çalışan anasının.. Kadriye Ana tüm acısını, şaşkınlığını ve belki de nefretini hareketleriyle gösterdi. Ve Şerif Sezer bir kez daha devleşti oyunculuğuyla.. Ebru sessiz kaldı. Fırtına öncesi sessizliğiydi aslında. Bu bölüm en çok Ebru’ya hak verdim. Aylarca, kandırıldığı adamın ailesinin yanında yaşadı, Kendal yüzünden çekmediği bela kalmadığı halde direndi. Her fırsatta Murat’ı ne kadar sevdiğini söyledi, Baran’ı en çok da Murat’ın bir parçası olduğu için sevdi. Narin’e rağmen hem de... En sonunda da hiçbir şey olmamış gibi karşısına dikilen Murat'ı gördü. Kendimi Ebru’nun yerine koyuyorum da verdiği tepki azdı bile. Boşanma konusunda sonuna kadar haklısın!


Fazla ergensin Ada, büyü biraz lütfen..

Sanırım senaristler bir insan en fazla ne kadar bencil, gıcık ve ergen olabilir testini Ada karakteri üzerinde yapıyorlar. Tamam, aylardır öldüğünü zannettiğin babanı bir anda karşında gördün. Çok sevindin. Sonuçta kim sevinmez ki böyle bir durumda? Ama Ebru’ya, Maya’ya çektirdiklerin yetmedi mi be kızım! En başından beri Narin ve Baran’ı kabullenemediğin –aslında Baran’ı kabulleniyorsun da- için söylendin durdun. Şimdi de umurumda değil diyorsun. Yalnız hatırlatmakta fayda görüyorum; Narin babanın ilk eşi, Baran da oğlu. Ben görür görmez hesap sorarsın diye bekliyordum ama sen çoktan unutmuşsun babanın sırlarını. Bunu da babanı çok sevmene bağlıyorum.


Çatladık! Adam susarak hepimiz ekran karşısında çatlattı..


Tüm sorulara rağmen Murat’ın sessiz kalışı ve sürekli alnıyla uğraşması konak ahalisi kadar benim de sinirlerimi bozdu. Özcan Deniz’i Asmalı Konak’tan beri takip ederim. Oyunculuğunu oldukça beğendiğim bir olmuştur hep. Fakat bu bölümde Murat’ı genel olarak hissedemedim. Başta da söylediğim gibi; beklenti büyük olunca en ufak şeyde insan hayal kırıklığına uğruyor. Murat’ın ortaya çıkmasıyla Narin’in Kadriye Ana ile yaptığı konuşma sonrasında bastırdığı 'Baran’ı kaybetme korkusu' yeniden gün yüzüne çıkmış oldu. Murat’a kendisini evladından ayırmamasını söyledi. Daha doğrusu resmen tehdit etti. Zamanında Ebru evladından koparılırken de Narin böyle karşı çıkabilmiş miydin? Hiç zannetmiyorum ve o yüzden Narin’e hak veremiyorum maalesef.

Bu kadar sıkıldığım bir bölümde yüzümü güldüren tek şey Rıza oldu. Selçuk Yerlikaya’yı enerjisini ekrana bu kadar güzel yansıtabildiği için tebrik etmek istiyorum. Kadriye Ana’nın da ısrarı ile tüm aile yeniden o masanın etrafında toplandı. Tek bir kişi eksik: Kendal! Geçen bölüm Baran 'Küçük Kendal' olmanın verdiği yetkiye dayanarak Kendal’dan boşalan yeri doldurmuştu fakat bu bölüm eski yerine geçmiş yine. Ne kadar sinirlenmiş olsa da babası geldi artık. Baş köşe onun hakkı.. Feodalite tam bu mu demek acaba?

Sonuna kadar haklısın Ebru, arkandayız!

Sofrada Rüzgâr’ın sorusuyla gerilim kaldığı yerden devam etti. Aslında herkesin merak ettiği bir soruyu sordu: Neredeydin? Murat, Rüzgâr'la yaşadığı eski anılardan bahsedecekken -bu konuda Murat’ı Kendal’a benzettim. O da Baran hesap sorduğunda Murat gibi anılara sığınıyordu- Ebru araya girdi ve biriktirdiği, yutup yutkunduğu sözlerden bir parça da olsa kustu. Ebru masayı terk edip dışarı çıktı. (Bu konakta yapılan hiçbir yemek yenilmiyor. Her bir kavga hep bir terk ediş! Hiçbir şeye acımıyorsanız Emine’nin emeğine acıyın yahu!) Baran durur mu? O da peşinden tabii. Bu işte bir terslik sezmediniz mi siz de? Genelde Ebru Baran’ın peşinden giderdi. Bu kez Baran gitti ve Ebru ile ayaküstü de olsa dertleştiler.

Sonunda Ebru ve Murat yüzleşti. Tüm bölüm boyunca ağlarken gördüğümüz Ebru kocasının, sevdiği adamın karşısında ne kadar da güçlüydü! Dudaklarından dökülen her kelimede Murat’ı bir kez daha öldürdüğünü hissetmemek neredeyse imkânsızdı. DNA testi 'laf sokup acıtma' ölçümü olsaydı Baran’ın Ebru'dan olduğu yüzde yüz ispat edilmiş olurdu. Narin’e evlenme teklifi edecek olan Oğuz; Murat’ın ortaya çıkışıyla kabuğuna çekildi ve gitme kararı aldı. Gideceğine dair bir şüphem yok –gidiyorsan da lütfen Serdar’ı bırak- ama bundan sonra Baran'la işi çok zor. Öyle zannettiği gibi iki bağırıp susmaz bu çocuk. Hiç tanıyamamışsın Baran’ı hiç! Bu arada Murat’ın gelişi Ada-Baran-Maya-Rüzgâr cephesinde olumlu gelişmelere sebep olur diye umuyordum. Olmadı. Onları artık kardeş olarak görmek istiyorum, çok mu? Özledik yahu!

Murat o deri ceket yüzünden ölüyor olabilir, hiç çıkarmadı zehirlenecek.

Özlem’in kâbusu geri döndü. Kendal artık özgür. Kendal’ın özgürlüğü Özlem’in tutsaklığı demek. Bu yüzden Özlem için şimdiden üzülmeye başladım. Bence kaç kurtul canım. Çünkü bu saatten sonra ya kaçarsan ya da uçarsan kurtulabilirsin Kendal’ın elinden.. Sonunda Kendal yeniden fabrikada! Tek bir fark var. Bu sefer koltuğunda Murat oturuyor. Kendinden gayet emin bir şekilde başladığı hesaplaşmada o imzayı atacak adam mıydın be Kendal! E tabi gördün mahpusu bir kere. Tekrar dönmeyi kim ister oralara? Murat dersine iyi çalışmış, tek tek yaptığı tüm hataları önüne serdi Kendal’ın. Sonsuzluğa giderken -bu sefer gerçekten giderken- geride bıraktığı sevdiklerini de düşünmüş.

Kabul, hastalığıyla ilgili flashbackleri, neden ortaya çıkmadığını söyleyince hak vermedim değil. Ama madem hayati riskin bu kadar büyüktü, keşke daha önce çıksaydın ailenin karşısına. Hiçbir intikam onların bir tebessümünden daha çok rahatlatamazdı seni

Ebru boşanmak istediğini herkese söyledi ve bu kararı konağın ortasına bomba gibi düştü. (Zaten bombasız günleri yok ki!) Konağın adrenaline daha fazla dayanamayan Murat yere yığıldı. Biz bunlara alışkınız Murat, bu konak uzaktan göründüğü gibi değil maalesef.

Umarım sıkılarak izlediğim ilk ve son bölüm olur. Yeni bölümün fragmanı çok acayipti. Sanırım sıkıntının üzerine çok ağlayacağımız bir bölüm olacak. Okuyan herkesin gözlerine sağlık.. İyi bayramlar!

Karagül 53. Bölüm Fragmanı


 
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER