Once Upon a Time’ın en çok konuşulan bölümü buydu desem yanlış olmaz herhalde. Ruby ve Dorothy’nin gerçek aşkının öpücüğü ortalığı birbirine kattı. Bölümden sonra, genellemek gerekirse ‘Facebook ahalisi’ (Twitter’da bambaşka bir tartışma dönüyordu) diziyi izlemeyi bıracaklarını söyleyen yorumlar yazmaya başladılar. Ki bu en kısa ve nispeten kibar tepkiyi verenler. Açıp bakarsanız ortalık leş gibi homofobi kokuyor. Bu diziyi çocuklar izliyormuş, yazarlar Dorothy gibi sevilen bir karakteri nasıl lezbiyen yapıp ‘sapkın’laştırmaya cesaret ederlermiş, eşcinselliği gözlerine sokmaktan vazgeçmelilermiş ve daha neler neler. Bütün bunlar olurken o değerlerinin yerle bir olmasından korkulan çocuklar Twitter’da, dizide bir (sayıyla 1 yani, bu apayrı bir konu) eşcinsel çift olacaksa bu Emma-Regina olmalıydı tartışmasındaydı muhtemelen. Gençlerin önünü bir açın yahu…
Gönül isterdi ki bu bir hak arama mücadelesine dönüşmeseydi. Televizyonda LGBT temsillerinin olması gerektiğini yazarların, yapımcıların kafasına vura vura; hashtagler açarak talep etmek zorunda kalmasaydık. Ancak şu bir gerçek ki televizyon dünyası bu konuda ipi göğüsledi. Hollywood’da LGBT temsillerinin geçen seneki filmlerde ne düzeyde olduğunu gösteren çalışma ne kadar utanç vericiyse; televizyon dizileri bu konuda olması gerekeni yapmaya başladı. ‘Aile dizimiz’ Once Upon a Time’da lezbiyen bir çiftimiz var artık gençler. Enseyi karartmayın, güzel günler göreceğiz.
Bölümün diğer olaylarına gelecek olursak; yeni anne Zelena ile anne adayı Belle’in konuşmasından çıkan sonuç Belle’in kendisine uyku laneti yapması oldu. Belle’i bundan kurtaracak kişinin Rumple değil babası olacak olması, babasının nerede olduğu konusunda hiçbir şey bilmediğimiz için endişelendirse de Belle’i sonsuza kadar öyle bırakmayacaklarını biliyoruz. Asıl heyecanlandıran şey onu uyandıracak kişinin Rumple olmaması. Rumple kendiyle barıştı ve geri adım atmayacak. Belle’in çocuğunu çaresizce korumak istemesi çok normal ancak kendi işini kendi gören Belle nerede diye sormadım değil. Dorothy’nin teyzesine çok yazık olmadı mı, ne şekerdi. Hades bildiğimiz Hades tabii ama aşkından ise gittikçe daha az şüphe ediyorum. Resmen zorla inandırttılar adamın aşkının samimiyetine.
