Vicdan, sesini kıstığını sandığın anda bile kulaklarında çınlamaya başlayan bir yüktür kimi zaman. Şu dünya yüz yıllardır dönüyorsa elbet vicdanının sesini duyabilen insanların hatrına dönüyordur. Bu bölüm vicdanın insanın hayatını nasıl değiştirdiğine şahit olduk. Geçen bölüm pek çok karakterin hayatları alt üst olmuş ve pek çoğu hayatlarının altının üstlerinden daha iyi olduğunu görüp mutlu olmuşlardı. Ancak bu bölümde, Hüseyin yıllardır beraber götürmeye çalıştığı hayatlarının birbirine karışması ile uğraştı ve iki hayatı da alt üst olurken, ikisinde de hayatının altı, üstünden daha ağır yükler bindirmeye başladı. Bir yanda babası imiş gibi büyüttüğü kardeşi bir yanda içine bulaştı pis işlerin kirleri.
Hüseyin niye bu işlere karıştı diye düşünüp duruyordum. Bu bölüm sanırım bunun cevabını biraz da olsa aldık. Düşünürsek Hüseyin, Baba Demir'in kahvahanede ansızın öldürülmesi ile ailesine bakmak zorunda kalmış bir insan. Büyürken kardeşine de babalık yapmış. Kardeşi hayallerine kavuşsun diye kendi hayatını ertelemiş. Kardeşi kendi ayakları üzerinde durup kendi hayatına başladığı zamanlarda artık rahatlamış ve tam arkasına yaslanacakken, bir olay esnasında bir kadın tanımış. Ona aşık olmuş. Ancak bu kadın katilmiş. İstediği hayatı geç de olsa yaşama şansı bulmuş olan Hüseyin bir yol seçmiş ve kadını cinayetten kurtarmış. Kurtarmış da kurtarırken karanlık yollara sapmış. Ama hayat bu, Karadeniz gibi, yanlış yollardan kendisinden aldığımız şeyleri gün gelir geri alır. 12 Mart gecesi Sibel'in kafasına sıktığı o kurşun Hüseyin'in hayattan çaldığı şeyleri geri verme vaktinin de geldiğinin göstergesi oldu.
Kardeşini aileni kurtarmak için seçtiğin her yol mübahtır.
Bu diziyi her defasında Elif ve Ömer için izlesem de
Hüseyin ile mest olup kalkıyorum. Bu bölümün yine en başarılı oyuncusu Burak
Tamdoğan idi. O nasıl bir oyunculuktur ki sadece bakışları ile içinde olduğu
pişmanlığı ve bir yandan da kendisi ile ilgili endişeleri aynı anda verebildi.
Hele Ömer için türkü söylerken evde ağlamayan kalmamıştır. Bir daha böyle
sahneler olacaksa ATV’den mendil bağışı talep ediyorum. Hüseyin her şeye rağmen
kardeşini kurtarmak için Ali amir ile Tayyarı susturmaya çalıştı çünkü
kulaklarında vicdanının sesi yankılanıyordu. Ancak geçmişte işleri o kadar çok
eline yüzüne bulaştırmıştı ki Tayyar elmaslarla kullanım bedelini ödeyerek
Hüseyin’in elini kolunu bağladı. Hüseyin’in vicdanı onun ölümüne sebep olacak
diye korkuyorum.
Hayatımın belli dönemlerinde şu sözle
karşılaşmışımdır: “Sorun sende değil bende. Birlikte bir geleceğimiz olamaz.” Bunu
her duyduğumda isyanım “ama denemeden bilemezsin ne olacağını?” olmuştur.
Susan Miller'dan ders almış bir polis komiseri.
Bu bölüm flashbacklerle Sami, Elif’e (Susan Miller’a
taş çıkartacak derecede fal yeteneğini kullanarak) bir gelecek yazdı ve ben
ekran karşısında yine aynı isyanla bağırdım “denemeden bilemezler!”
Arkanı dönsen de yüreğini dönemezsin ki.
İkidir dizinin sosyal medya hashtagine ters şeylerin
olduğu bölümler izliyoruz. Bu bölüm Ömer Elif’i konuşturmak için onu kendine
kelepçeledi ama kesik kesik verilen sahnelerde eğlenceli-romantik şeyler
yaşansa da yine beklediğimiz şey olmadı. Bütün bölüm boyunca Ömer anlamaya
çalıştı “neden kalbimi her açtığımda, Elif sen orada olmuyorsun?” Elif’ten
somut cevaplar beklemesi nafile idi çünkü Elif’in gözleri her şeyi anlatıyordu
zaten. Bir durup, oraya bakması yeterli idi. Ama Ömer bir adım ileri gitti ve “her
kalbimi açtığımda senin yalanlarınla karşılaşıyorum” dedi. Ancak yine durup bir
an kendini sorgulamadı. Gerçekten Ömer bu aşk için kusursuz davranabildi mi ki
Elif’i sürekli yalan söylediği için suçluyor? Ömer’in unuttuğu, Elif dürüstçe
gelip aşkını ilan ettiği her zaman, Ömer’in korkup geri çekildiği ve kendini güvene
aldıktan sonra Elif’e geri döndüğü. Aşk için yalanlar kadar kayıp zamanlar da
tehlikelidir.
Sorguda bile polis tehdit eden adamla öyle kolay baş edemezsin.
Elif bize hatırlattı, “en büyük günah kibirdir.” diye.
Ömer bunu unutmuş olmalı ki kendinden çok emin Tayyar’ın üstüne gitmeye
başladı. Tayyar’ın hata yapacağından o kadar emindi ki kendi gardını düşürdü ve
hata yapmaktan kurtulamadı. Bulduğu her ipucu ile olayı “kesin” çözdüğüne bu
kadar emin olan Ömer, Tayyar’ın kollarının ne kadar uzun olabileceğini ön
göremedi. Açıkçası ben de tahmin edemezdim. Dizi Reaksiyon dizisindeki entrikaları
geçti. Savcısından emniyet müdürüne herkesi kendine bağlayabilen Tayyar neden
İstanbul’u işgal etmiyor ki? Tayyar kendisi ile satranç oynanmayacağını hem
Ömer’e hem Hüseyin’e gösterdi. İkisini de enselerinden yakaladı, ne kadar
tıslasalar da tırnaklarını çıkarsalar da nafile. Şimdilik kazanan Tayyar oldu.
Hem de Elif’i de yeniden arkasına alacak gibi.
Nilüfer Metin dolu dizgin aşk yaşarken Ömer ile Elif neden ilerlemiyor sayın senaristler?
17. bölüm yorumumda da dediğim gibi Nilüfer ve Metin
arasında geçen bu dini nikâh olayını anlayan varsa bana da anlatsın. Metin ne
ara böyle bir insan oldu? Âşık anlıyorum. İntikam almak istiyor onu da
anlıyorum ama Nilüfer ile imam nikâhı ile evlenmek senaryoya ne katar? Hikâyenin
ilerlemesi için bize ne verir? Nilüfer’i ikna etmek için Metin kendi hayatını
anlatmaya başladı. Tam dedim “oğlum Tayyar’ı da söyleyecek şimdi.” Yok, yine
Tayyar’ın ismi zikredilmeden Metin’in neden psikopat olduğuna dair ipuçlarını
içeren hikâyesini dinledik. Bunun için Nilüfer ile evlenmesi lazım mıydı? Bence
değil. Sanırım Elif ile Ömer’i ilerleyen bölümlerde Metin’in Tayyar intikamı
kurtaracak.
Pelin ve Arda çok güzel bir çift oldular. İzlemesi
de çok keyifli olmaya başladı. Ömer’den farklı, ilk engelde aşkının peşini
bırakmayan Arda, çok geç olmadan farklı bir strateji izlemeyi seçti. Pelin’in
duvarlarını kırmak o kadar kolay olmayacak tabi ki. Geçen bölüm tokatı çakmış
olsa da Pelin de ne olduklarını anlamaya çalışmak istiyor. En azından Arda’nın
oyununa hayır demedi. Arda Pelin’i iyi tanısa da âşık bir kadın demek tamamen
yeni bir kadın demektir. Daha önceden bildiğiniz tepkileri tamamen değişebilir,
hiç beklemediğiniz tepkiler verebilir. Hem de kırk yıldır böyleymiş havasında. O
nedenle sinemada esniyorum ayağına sarılmak, Pelin’de işe yaramaz Arda komiser
daha yaratıcı olmalısın. Kaç yıldır devre olsalar da Arda ve Pelin birbirlerini
yeni tanımaya başlayacaklar. Arda’nın Pelin’in arkasından “katır inatlı” derken
Pelin’e yakalanması gibi eğlenceli sahnelerle bu aşkı bize sunarlarsa çok
eğleniriz ve severek izleriz.
Sevgi sadece aşkta değil, kardeşlikte de kör ediyor insanı.
Bu bölüm karakterlerin sorgulamalarına şahit olduk.
Ömer Elif’i sorguladı, cevapsız kaldı. Nilüfer Metin’i sorguladı cevaplarını
aldığını sandı. Sanırım gözleri bozuk burnunun ucundakileri göremiyor. Pelin
kendini sorguladı ve Arda’yı hayatında istediğine karar verdi. Hüseyin tüm
hayatını sorguladı ve büyük bir kapanın ortasında buldu kendini. Elif
elindekileri ve geleceğini sorguladı ve Ömer’in ve kendi ailesinin iyiliği için
Ömer ile arasındaki mesafeleri iyice artırdı.
Bölüm sonunda Ömer hepimizin istediği şeyi yaptı ve
Ali amire bir dene çaktı. Bir yandan Ömer’in artık polis olmaması onun elini
güçsüzleştirecekken, bir yandan artık polis olmayacak olması daha rahat hareket
edebilmesini sağlayacak. Belki de Elif’in korkularına su serpecek ve Roma yolculuğu
Ömer ile Elif aşkı için yeni bir başlangıç olacak. Ne de olsa insanlar
birbirlerini en iyi yolda tanırlarmış.