En son
söyleyeceğimi en başta söyleyeceğim bu hafta. Ama geçirdiğim son 3 saat
gerçekten şalterleri indirip, histen hisse girerek izledim. Bütün ekip size
sesleniyorum: ellere kollara sağlık. Tezgâhıyla, öpüşemeyen FerDer ve KarYar
tayfasıyla, şarkılarıyla, Ceyhun’un darlamasıyla. Perşembenin gelişi
çarşambadan bellidir hesabı fragmanlardan uyandım mevzuya ama “hoppp” dedim
içimden “Peki, El-Zeker ve polislerden nasıl yırtacaklar?” Meğerse sinsicilik
burunlarının dibindeymiş. Üstelik bir de damat kılığına girmiş.
Previously on Ulan İstanbul
Malum
telefonu satın almak için gece yarısı sıraya girenler gibi yeni bölümü bekledim
desem abartmış olmam sanırım. Zira bölüm sonunda otel adeta pazar yeri gibiydi.
Bizimkiler otelin lobisinde, yetmez ama El-Zeker, polisler, dünürler… Sanki yüz
yılın filmi oynuyor.
Dünya
üzerinde hangi cennet vatanda hırsızı polisten polis kurtaracak diye? Hırsızı….
Polisten… Polis mi?... Bir an gerçekle diziyi karıştırdım. Tabikiiiii dizilerde
olur böyle şeyler. Kahraman polisimiz, cesur damadımız Ceyhun hem kendi
ailesini hem de Nevizadeleri çekip kurtardı o kirli hayattan. Karlos durumu çok
güzel ifade etti. Estaban tezgâhında olduğu gibi yine manitacılıktan
yırtmışlardı. Bizimkiler de boş değil
yani, zehir gibiler. Bir Nevizade kolay yetişmiyor. Yaren kapıda arama
yapıldığını fark etti de temizlik odasına atı atıverdi caanım mücevherleri. Bir
tanesi hariç. Onu da Tuncer’e okuttular 100.000’e. Kısa günün karı artık. Ne
diyelim. Bir yerden başlamak gerekiyordu.
Derya’yı Kurtarmak
Ceyhun
tabi havasını da bastı El-Zeker baskınında. Bir kendine güven, bir güç
gösterileri. Popülaritesi zirvedeyken Şehriban’ın da gazıyla nikâh olayına
girdi. Zamanlama manidar değil tam zamanı. E tek Ceyhun’un kimliğiyle olmaz,
Derya’nın kimliği de lazım. İş hayatında hırsız, özel hayatında kimlik peşinde
koşan Ceyhun. Derya, kimliğin dükkânda unuttum falan dedi ama nereye kadar. Nevizadeler
tüm cephelerden saldırıya geçerek Derya’yı Ceyhun’dan kurtarma planları
yaptılar ve 1. Nevizadeler Savaşı başlamış oldu.
1. Umay
cephesi
Yaren, Umay’ı kollundan tuttuğu gibi Şehribanlara falcılık ayağına
kadar götürdü ama yılların Şehriban’ı bunu yer mi? Derya’yı göme göme
bitiremediler ama yok yani. E tabi artık Deryacığımız da Şehriban’ın bir kızı.
Umay cephesi sizlere ömür.
2. Ferdi-Karlos
cephesi
Turan taktiği ile saldırıya geçen Ferdi ve Karlos da ağır bir yenilgi
aldı. İyi yenildiler ha, güzel yenildiler, yalnız baya yenildiler, ama yine
yenildiler, fakat ne yenildiler, kabul edelim güzel yenildiler. Şehribancığımın
evi gerçekten de savaş alanına döndü. Çekirdek çıtçıtlamak olsun, eve
ayakkabıyla girmek olsun, cipler, koltuklar. Ceyhun’a ne demeli. Gelir gelmez
kayınçolarına uyuyor. Yeni yenil çocuklar böyle işte. Yaramaz anacım.
Durmuyorlar. Şehriban’ın evine ayakkabılarıyla girdiler, yerlere çekirdek
attılar, görüntüler bu Cuma. Şehriban yine mi güzel, yine mi çiçek.
3. Ev
cephesiFerdi-Karlos cephesindeki ağır yenilginin ardından Nevizade ordusu
taarruza geçmek istedi. Aç acına okey masasında, Ceyhun’u da tokatladılar
hemen. Nimete iğrenç denmez ya tenceredeki soyulmamış patateslerin üstüne döktükleri
şey bal mıydı? Bahadır’ın mis kokan pırtlaması da ohh ciğerlerimiz açıldı.
Soyadında –zade olan bir aile bildiğimiz ilk insan oldu. İlk –zadelerden
bunlar. Ev cephesi de düşmüştü. Umutlar tükeniyordu. Cephanelik azalmış,
askerler aç ve yorgun düşmüştü.
“Düğün yaklaşıyordu, darlıyordu Ceyhun Derya’yı.
Yeter diyordu Ferdi, yeter bıktık. Karlos da oedaydı. Nevizadeler ağlıyordu.”
Derya’ya
not: Sen de artık bizim bir bacımız, bir gız gardaşımızsın. Üzülmeni istemeyiz
ama tarih tekerrürden ibarettir. Bu fotoğraf senin için.
4-Bahadır
Cephesi
Soyadı Nevizade olan aileye tabi ki piizde shotları atıp, tezgâh
yapmak yakışır. Bir Bahadır klasiği olan tefi de kafaya geçirdikten sonra
saldılar çocuğu. Tutmayın küçük kayınçoyu, salıverin gitsin. Gitsin de
Bahadır’ı da püskürttüler. #direnşehriban #direnceyhun
23 Numaralı formasıyla “komser” lakaplı Ceyhun
oyundan çıkıyor. Yerine 10 numaralı Tuncer oyuna giriyor.
5-Kod
adı Tansır
Tuncer’im ya. Canım benim. Ne güzel ellerinde çiçekler, kollarında
şekerler geldi. Ceyhun’u kollayıp aynı anda Nevizadelerin kapısına dayandılar.
Tuncer’in de Derya’yı istemeye geldiğini öğrenen Ceyhun dayanamadı. Savaşların
kazanını olmaz ya Ferdi’nin gün yüzüne çıkmamış “Kod adı Tansır” parolasıyla
yola çıktıkları “Derya’yı kurtarma” savaşını Tuncer’in de omuz vermesiyle
kazandı.
Savaşların
neden kazanının olmadığını bölüm sonunda gördük. Ceyhun’un bu sefer elinde
Doğan’ın resmi vardı. Belden aşağı vurmaya geldiği aşikâr.
Bindal’lı
Geçtiğimiz
bölümlerin birinde Ferdi, Derya’ya sahilde otururken “Biz kimseye üzülecek
kadar sevinmedik ki bu hayatta” demişti. Belki sevinemediniz ama kalbiniz pamuk
sizin Nevizadeler.
İçimizdeki
İrlandalı muhtar, Bindal Büktürk adında bir tefecinin tutuşundan ayrılmıyordu. “Devletin
en küçük organı.” Sende işlev de yok. Sinek gibi mide bulandırıyorsun muhtar.
Servet de Ferdi ve Karlos’un bir alçı anında denk geldikleri bu Bindal denen
herifi anlattı. Gücü, zayıflara yeten “Gülen Gözler” filmindeki Müteahhit Yunus
gibi adam işte. Ferdi ve Karlos takip ettiler bunu. İş kazasına cinayet dedikten
sonra işten atılan parası olmadığı için bu pisliklere bulaşan bir garibanı
döverken gördüler. Hoş onu Bindal dövmese, dışarda biber ga…. Neyse bu cümlemi
bitirmeyeceğim. Nevizadeler, felsefelerine uygun gerçek bir hayır işi yapmak
için tezgahlarını açtılar ve keşif için Yaren ve Karlos şekil şemal yapıp
Bindal’in “faktöring” dükkanına gittiler. Orada gördükleri manzara da dışarda gördüklerinden çok farklı değildi.
Babası borçları yüzünden kızını Bindal’la evlendiriyordu. Evlenme, evlendirme
güzel şeyler. Babası Zeynep’i satmıştı.
Bütün
mahalleyi borçlandırdığı senetler Bindal’ın insan azmanı adamındaydı. Adam da
anahtarlar “Kapıcılar Kral”ındaki rahmetli Kemal Sunal’ın canlandırdığı “Kapıcı
Seyit” gibi belinde taşıyordu.
Bindal
ve Zeynep’in düğününe katılıp o anahtarları aldılar. Tabi ki Yaren ve Karlos
sayesinde. O anahtarı oradan ben de alırım da mesela düğüne gelen adamı ayağı
kaldırmak.
“Dertli gönüllere giren; İşte onlar Karlos ve
Yaren”
(Kimse
kızmasın, küsmesin ama bunu söylemezsem işini gerçekten iyi yapanlara haksızlık
ettiğimi düşünürüm. Kimi sanatçılar, şarkıcılar, artık siz nasıl
adlandırırsanız, kapı kapı şarkılarının reklamını yapmak için geze dursunlar
Yaren ve Karlos gerçekten çok iyiler. Yarenciğim, çok temiz kalplisin kızım,
hayal ettiğin gibi hit olacak bu şarkınız da.
Tarzımızsınız, Farzımızsınız, oooo yansın buralar.)
Şarkı
bitti ama kop kopçuluğa devamdı. Çünkü Ferdi ve Derya anahtarları alıp
Bindal’in kasayı patlattılar. Senetler kül oldu, zorla evlendirilmeye çalışan
Zeynep ise memleketine gitti.
Son söz
Büyüklerimiz
varken bize son sözü söylemek düşmez. Belki Gıyas ekmeğin neden yapıldığını
bilmiyor ama ekmek almaya giden bir çocuğun başına neler gelebileceğini artık
iyi biliyor.
“Servet
abi, boşuna sevmedik biz seni.”