Dizilerde
en sevdiğim dönem yaz dönemidir. Yazın pozitif enerjisinden
midir, yoksa ''nasıl olsa kimse izlemez artık ne olursa verin
ekrana'' zihniyetinden midir bilinmez ekranlarda hep eğlenceli
şeyler olur. Yarışma programları, gençlik dizileri vs. gırla
gider. Ama ne olursa kış sezonuna girince başlar. Eğlenceli
şeyler başlayan her şey birden drama döner. Bu dediklerime
örneklerden en güzeli Kaçak Gelinler. Yazın başlayan ve Ulan
İstanbul ile birlikte en çok dikkat çeken işlerden biriydi dizi
ve bu ilginin karşılığı sonucu yeni sezonda da devam kararı
aldı. Buraya kadar her şey tamam, asıl sorun buradan sonra
başlıyor işte. Baş rollerinin 6 tane olduğu ve yeterince
kalabalık olan diziye konu çoğalsın diye her bölümde yeni
karakterler girmeye ve cast iyice artmaya başladı. Buda çok
anlaşılır bir durum, sadece aşk ilişkileriyle bir sezon boyunca
dizi yürümez ama gençliğe hitap eden dizilerin içine aileler
girince işler bozuluyor işte. Hele bizim dizimizdeki Kâinat'ın
babası gibi olunca ipin ucu kaçıyor. İzleyicisine eğlence vaat
eden bir dizinin karşısına baskıcı, kızını eve kapatan
babanın yarattığı bir aile draması çıkarılması durumunun bir
an önce sonlandırılması umuduyla o tatsız konuları es geçip
yorumuma çiftlerimizden devam etmek istiyorum ben.

Ağır çekim ilerleyince illa bir engel çıkıyor Can, direkt hedefe yöneleceksin hiç bekletmeden.
Kâinat'ın
babasının Can'ın ilân-ı aşk cdsini bulduktan sonra kızını
eve kapatması ve üstüne üstük telefonunu elinden almasıyla yeni
başlayan ilişkileri sekteye uğradı biraz. Neyse ki Can için bu
bile engel olmadı. Sevdiği kızın yanında olduğunu belli
edebilmek için gecenin bir vakti hırsız gibi eve girip not bırakan
Can'ın hastasıyız ama keşke Âlmillâ ya da Şebnem'i arayıp
Kâinat'la konuşabilmeyi akıl edebilseydi. Ege'nin de yardımıyla
ortak açılan cafenin temizliğine yardıma gelip vakit
geçirebildiler biraz. Ege demişken o da kürkçü dükkanına geri
dönenlerden oldu. Amaç intikam olsa da, gittiği yerde kalması
onun için en hayırlısı çünkü onun için Kâinat defteri çoktan
kapandı hatta dürüldü bile. Hele son yaptıklarıyla arkadaş
olma şansını bile kaçırdı. Zorla güzellik olmaz Ege'cim,
şansına küs.
Bu çocuk daha ne yapsın senin için.
Özgür
Âlmillâ cephesinde ise bu bölüm sonunda bir gelişme
gösterebildiler. Kaç bölümdür Özgür ve Önder arasında gidip
gelen kızımız sonunda oynadıkları oyunu öğrenip ikisinden de
uzak durmaya karar verdi. Gerçek Akif Tatlıcı'nın da ortaya
çıkmasıyla işler karışacak mı acaba derken bu oyunun arkasında
da Özgür'ün olduğunu öğrendik. Bir isme takılı kalmak ne
kadar mantıklı bilemiyorum ama Âlmillâ'nın Akif Tatlıcı
takıntısına tek çözümü Özgür getirdi.
Kod Adı:Akif Tatlıcı
Ben
sadece helal olsun diyorum diyorum bu harekete. Sevdiğimiz insanlar
için değişiriz elbet ama kim ismini ve soy ismini değiştirir ki?
Bu da artık Âlmillâ'yı etkilemezse bu sevdadan vazgeçsin Özgür.
Havada aşk kokusu var.
Önder
içinse yeni bir alternatif sunuldu bu akşam bize. Güneş.
Önder'den ilk görüşte etkilenen Güneş'i yakın zamanda Özgür
gibi yoga salonlarında aşkının peşinde göreceğiz bence. Dizide
genelde erkekler kızların peşinde hep o yüzden bu çift
alternatif yaratabilir. Hem 2 erkek 1 kadın durumu ortadan kalkarsa
benim o çok istediğim Özgür - Önder bromanceliğini görebiliriz.
Mutlu sonla biten bir aşk filminin son karesi gibiler.
Dizimizin
ikinci baharını yaşayan çiftine gelelim şimdide. Geçen hafta
Seniha'yı durdurup bu kez onu kaybetmeyeceğini söyleyen Müfit
dizimizin erkeklerine örnek olacak bir tavır sergilemiş oldu. Hoş,
seneler önce korkup nikah masasında terk ettiği için bu hareketi
telafi niteliğindeydi ama olsun. Çok sevdiği cafesini bile satıp
aşkının peşinden giden Müfit abimiz sonunda Seniha Sultan'ı
ikna edip ikinci bir şansı elde etti. Şimdilik gizli saklı,
liseli aşıklar gibi takılan çiftimizin akıbeti ne olur bilinmez
ama Özgür'ün önderliğinde ve herkesin yardımıyla açılan
cafeye bakılırsa bu aşk çok gizli kalmaz.
Şebnem Hanım şu dosyaları getirin de bir bakalım diyeceğin günleri görecek miyiz Selim?
Gelelim
son çiftimiz Şebnem ve Selim'e. Tek rotasının Şebnem olduğuna
karar veren küçük beyimiz babasının da yardımıyla Şebnem'le
daha çok vakit geçirebilmek için onu asistanlığına terfi
ettirdi. Biz bunları yemiyoruz ama Selim Bey. Hoş Şebnem bu zamana
kadar çiçeklerler, romantik jestlerle şımartılmış bir kız,
Selim dikkatini bu yüzden çekiyor ama kızı yanına cebren ve hile
ile çağırıp orada tutmakla da olmuyor bu işler. Önce şu
Hülya'dan kurtulman lazım sonra gerisi gelir zaten. Arı kovanına
çomak sokar gibi sürekli kızdırmak ya da kıskandırmak bir yere
kadar çözüm. Son sahnede Hülya'nın oyununa gelen Şebnem'in
kovulmasını engelleyemedikten sonra nerede kaldı senin beyaz atlı
prensliğin?
Pekte
eğlenceli diyemeyeceğim ama çiftler için önemli gelişmelerin
olduğu bir bölümdü. Emeği geçen herkesin emeğine sağlık.
Haftaya Tv8 ekranlarında Çarşamba 20:00'de ekrana gelmeye devam
edecek dizi. Umarım bu yenilikler dizinin senaryosuna da yansır.