Bayram
şekeri tadında bir bölüm oldu. Yer yer parçalı bulutlu olan
karakterlerimiz bayram vesilesiyle güneşi buldu bulutların
arkasından. Bunun için en çok çabalayan ikili de Şebnem ve Ege.
Şebnem whatsapp durumunu busy'den online'a çevirme niyetinde. Ege
ise tüm sosyal medya hesaplarını dondurdu, yeni hesaplarla dönme
derdinde benim gözümde. Bakalım, hedeflediği etkiyi verebilecek
mi Kainat'a..

Kainat
konusu muallak ama benim üzerimdeki etkisini arttırması için şu
dallı güllü gömleklerinden, kontrast ayarı bozuk kombinelerinden
kurtulması lazım. Adam kıyafetleriyle bile belli ediyor orta
yaşlıların vazgeçilmez fenomeni olduğunu. O
Nermin seni toptancıdan mı giydiriyor anlamadım ki…Tamam
tamam çok vurduk. Şaka bir yana güzel işler çıkardı bu bölüm
Ege. Ergenliğini üzerinden attı, velisine resti çekti. İhtiyacı
vardı bu isyana. Ege'nin
kaşesini hala merak ediyorum. Kendisi figüran olmadığına göre
Nermin'siz geçinebilmeyi öğrenmeli. Yürüyen Merkez Bankası olsa
yine katlanılmaz o Nermin'e. Gerçi Nermin peşini bırakmayacak
gibi. Ege'den başka bir işi yok sanırım bu kadının.
Ege'nin
en büyük dezavantajı Can'ın dur durak bilmeden seviyeyi
yükseltmesi. Kainat, Can'ın onca yaptığı fedakarlığa karşı
fazla tepkisiz bence. Artık bi yeşillendirmeli. Umarım
Can işine geri döner ve bu da Kainat sayesinde olur. Ülkemizde
böyle tatlı gazetecilere ihtiyaç var canım!
Güneş
kızımız da maşallah pek bir tatlı aynı ablası. Bu kadar
delinin içine düştü hiç yadırgamadı, takdir ettim(!) doğrusu.
Hmm...
Almila... Almila.. Şu
pembe yalanları büyütüp hem kendini hem Özgür'ü niye üzüyorsun
canım? Özgür gelsin, hasretinle herkesin içinde seni öpsün sen
ona 'Git buradan' diye karşılık ver. Bu sahnedeki surat ifadem
Kainat ile aynıydı.
(öpüşen çifte pan yapan Kainat)
Hazır
Özgür ile Can bu kadar çabuk ittifak yapmışken bizim silahşörler
de boş durmadı ve Özgür'ün evine gidip saldırıya geçtiler.
Bizim çapkın mı çapkın, kıvırcık ve kumrallardan asla
hoşlanmayan, güzel kadının esmer olması gerektiğini düşünen
fake Akif Tatlıcı'ya ders olsun bu da! İyi
direndin Özgür Sağlam durdun. Ada gezisinde de küçük
bakışmalarla aldın işareti, olacak bu iş. Madem faldaki sen
değilsin, kendi falını aç koy önüne Almila'nın dimi?
Veee
işte benim Khaleesi'm!
Game
of Thrones'a yeniden başladığım, taht oyunlarını ruhumun
derinliklerinde hissettiğim şu günlerde Şebnem'in aşk oyunlarını
da onun sözüyle alıntılıyorum:
''sonbahar
is coming''
Kainat
üç iş, Almila iki iş buldu, hayatlarında emin adımlarla
ilerlerken sadece aşk oyunları oynayan Şebnem'e (tamam bu
hallerini seviyoruz) bir kıpırtı lazım. Ama bu kıpırtı İzmir'e
dönme kararı olmamalıydı. Belli ki tükenmişlik sendromu
kervanına Şebnem de katıldı. Saçını falan boyatsın kestirsin
bir şey yaptırsın ama hayata geri dönsün. Bir Şebnem Gürsoy
büyük düşünmeli. Bence Şebnem'i İzmir'e dönmekten bir şekilde
Selim vazgeçirecek. Update edilmiş Ediz Hun yani Selim, her bölüm
Şebnem'in aklını başından alıyor. Bakalım Arda ve Selim
çatışması nasıl bir hal alacak?
Benim
de merak ettiğim üç soru yanıtlansın artık:
-Arda'nın
gerçek amacı?
-Müfit-Seniha
Sultan hikayesi?
-Kainat
onca şeyden sonra ailesini neden bu kadar çok seviyor?
Bir
de dizinin yönetmen koltuğu hareketlenmiş sanırım. Kerem
Çakıroğlu 'Genel Yönetmen', İnci Balabanoğlu da 'Yönetmen'
olmuş. Hayırlısı..