Üç Silahşörlerin bayram keyfi
Tatlı ekibin sonunda yüzü güldü.
Bayram şekeri tadında bir bölüm oldu. Yer yer parçalı bulutlu olan karakterlerimiz bayram vesilesiyle güneşi buldu bulutların arkasından. Bunun için en çok çabalayan ikili de Şebnem ve Ege. Şebnem whatsapp durumunu busy'den online'a çevirme niyetinde. Ege ise tüm sosyal medya hesaplarını dondurdu, yeni hesaplarla dönme derdinde benim gözümde. Bakalım, hedeflediği etkiyi verebilecek mi Kainat'a..

Kainat konusu muallak ama benim üzerimdeki etkisini arttırması için şu dallı güllü gömleklerinden, kontrast ayarı bozuk kombinelerinden kurtulması lazım. Adam kıyafetleriyle bile belli ediyor orta yaşlıların vazgeçilmez fenomeni olduğunu. O Nermin seni toptancıdan mı giydiriyor anlamadım ki…Tamam tamam çok vurduk. Şaka bir yana güzel işler çıkardı bu bölüm Ege. Ergenliğini üzerinden attı, velisine resti çekti. İhtiyacı vardı bu isyana. Ege'nin kaşesini hala merak ediyorum. Kendisi figüran olmadığına göre Nermin'siz geçinebilmeyi öğrenmeli. Yürüyen Merkez Bankası olsa yine katlanılmaz o Nermin'e. Gerçi Nermin peşini bırakmayacak gibi. Ege'den başka bir işi yok sanırım bu kadının. 
Ege'nin en büyük dezavantajı Can'ın dur durak bilmeden seviyeyi yükseltmesi. Kainat, Can'ın onca yaptığı fedakarlığa karşı fazla tepkisiz bence. Artık bi yeşillendirmeli. Umarım Can işine geri döner ve bu da Kainat sayesinde olur. Ülkemizde böyle tatlı gazetecilere ihtiyaç var canım!

Güneş kızımız da maşallah pek bir tatlı aynı ablası. Bu kadar delinin içine düştü hiç yadırgamadı, takdir ettim(!) doğrusu.
Hmm... Almila... Almila.. Şu pembe yalanları büyütüp hem kendini hem Özgür'ü niye üzüyorsun canım? Özgür gelsin, hasretinle herkesin içinde seni öpsün sen ona 'Git buradan' diye karşılık ver. Bu sahnedeki surat ifadem Kainat ile aynıydı.
(öpüşen çifte pan yapan Kainat)
Hazır Özgür ile Can bu kadar çabuk ittifak yapmışken bizim silahşörler de boş durmadı ve Özgür'ün evine gidip saldırıya geçtiler. Bizim çapkın mı çapkın, kıvırcık ve kumrallardan asla hoşlanmayan, güzel kadının esmer olması gerektiğini düşünen fake Akif Tatlıcı'ya ders olsun bu da! İyi direndin Özgür Sağlam durdun. Ada gezisinde de küçük bakışmalarla aldın işareti, olacak bu iş. Madem faldaki sen değilsin, kendi falını aç koy önüne Almila'nın dimi?

Veee işte benim Khaleesi'm!
Game of Thrones'a yeniden başladığım, taht oyunlarını ruhumun derinliklerinde hissettiğim şu günlerde Şebnem'in aşk oyunlarını da onun sözüyle alıntılıyorum:
''sonbahar is coming''
Kainat üç iş, Almila iki iş buldu, hayatlarında emin adımlarla ilerlerken sadece aşk oyunları oynayan Şebnem'e (tamam bu hallerini seviyoruz) bir kıpırtı lazım. Ama bu kıpırtı İzmir'e dönme kararı olmamalıydı. Belli ki tükenmişlik sendromu kervanına Şebnem de katıldı. Saçını falan boyatsın kestirsin bir şey yaptırsın ama hayata geri dönsün. Bir Şebnem Gürsoy büyük düşünmeli. Bence Şebnem'i İzmir'e dönmekten bir şekilde Selim vazgeçirecek. Update edilmiş Ediz Hun yani Selim, her bölüm Şebnem'in aklını başından alıyor. Bakalım Arda ve Selim çatışması nasıl bir hal alacak?
Benim de merak ettiğim üç soru yanıtlansın artık:
-Arda'nın gerçek amacı?
-Müfit-Seniha Sultan hikayesi?
-Kainat onca şeyden sonra ailesini neden bu kadar çok seviyor?
Bir de dizinin yönetmen koltuğu hareketlenmiş sanırım. Kerem Çakıroğlu 'Genel Yönetmen', İnci Balabanoğlu da 'Yönetmen' olmuş. Hayırlısı..


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER