Bazı şeyler için iyi olmak yetmiyormuş..
"Bir insanın, benim.. Gururuyla bu kadar kolay oynadığınız için teşekkür ederim!"
Hatırlarsınız, daha önce Fatih'in; "Kendi ayaklarımın üstünde duracağım!" tribine girmesini pek anlayamadığımı söylemiştim. Sonuçta, her ne kadar annesi ile problemleri olsa da ne babaannesi ne de babası ile yani ona sahip olduğu iş imkanlarını sağlamış olan kişilerle, herhangi bir iş odaklı çatışması bulunmayan biriydi Fatih Şekercizade.. Zorla bu sektöre sokulmamıştı, iş için gırtlağına basılarak büyütülen biri değildi, ayrıca bambaşka zevkleri olan sanatsal bir adam da sayılmazdı. Sözün özü, Fatih'in kendisine sağlanan imkanlara tamamen sırt çevirmesinin gerekçesi neydi kestiremiyorum. Haliyle, Şekercizadeler'den kopmaya karar verip, kendi helva markasını kurmaya çalışması bence çok makul değildi. Üstüne ilk sıkıştığı anda yine babasına koştu yardım istedi. Tüm bunlar benim Fatih'in motivasyonuna dair inancımı kıran şeyler aslında, lâkin yine de şu son başına gelenler karşısında gösterdiği tepki, çok haksız sayılmaz..

Dediğim gibi, Fatih kendini kime kanıtlamaya çalışıyordu bilmiyorum. Belki ailesine belki Zeynep'e belki Meryem'e belki de kendi kendisine.. Hayatında ilk kez "Ben başardım!" demeye bu kadar yaklaşmışken de aslında tam bir hayal aleminde yaşadığını fark etti. Tek tek koyduğu tuğlalarla ördüğünü düşündüğü kale duvarı, tuzla buz oldu.. Meryem işinin patlayacağını ilk günden beri biliyorduk, fakat ihalenin tam olarak kimlere kalacağından emin değildik. Zeynep'in tamamen Fatih'in yanında olmasına hem bi' parça şaşırdım hem de sevindim. Ben, en azından ara yolu bulmak için, Meryem'i az da olsa koruyabileceğini falan düşünmüştüm. Ancak Zeynep direk sildi attı herkesi.. Sanırım benim de artık Zeynep hakkındaki düşüncelerimde, eskiden kalma ön yargılardan kurtulmam gerekiyor. Zeynep artık eski Zeynep değil. Zira Zeynep de artık "bizim gördüğümüz" Fatih'i görebiliyor. Hatta son birkaç aydır görüyor..

Fatih'in "başaramadım" minvalinde hayıflanması bir yanda, Zeynep'in "ama bizim de başarımız var" şeklinde doneler sunması öte yanda.. Düşünüyorum, kim haklı emin olamıyorum. Evet, şirket kayınvalideden, üstüne işlerde yardım babadan.. Gel gör ki Zeynep de haklı. Sonuçta helvanın tarifini bulan da reklamı çeken de Fatih ile ikisi, ama bir de işin içine "İhale usulsüzlüğü" girdi şimdi. O da ayrı bir kepazelik gerçekten. Sanırım tam da; "Olsun, sonuçta olanlar bizim başarımız.." düşüncesine geldiklerinde bu durum ortaya çıkacak.. Bakalım o bomba kimin kucağında patlayacak?

Kısacası, üzülen yine Fatih oldu her zamanki gibi. Dünyanın en güzel adamı yine ağladı.. Zaten son bir senedir Fatih'e üzülmekten böbreğim taş bağladı iyice. Allah'tan Mustafa var da kol kanat geriyor her zor anda imdada yetişip. "Duble doldur!" Ne adamsın ya Mustafa..

Son olarak bu konuda şunu da belirtmem gerekiyor.. Fatih'in günün sonunda kendi kendine; "Aslında haklılar.." kafasına gelmesi bence doğru değil. Çünkü haklı değiller Fatih. Neden? Zira hayatınızla ilgili almış olduğunuz "size göre" doğru olan bir karar, insanlara çok makul gelmese dahi bu onlara sizin hayatınıza burnunu sokma hakkını vermez..

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER