Kış Güneşi: Kahraman balıkçı ve ağlayan denizkızı
Denizciler, incilerin denizkızlarının gözyaşları olduğuna inanırlarmış. Bizim de bir denizkızımız var, devamlı ağlayan. İncileri neredeyse tükense de, onu yaralayan hançerler hiç bitmiyor. Teker teker, azar canını acıtıyor. O yüzden Efe'nin kız kardeşine anlattığı masalın kahraman balıkçısı Efe; bir gün hem denizkızının hem kendinin yaralarını sarsın istiyorum. Dediği gibi: uç ve denizkızını buradan götür, o bahsettiğin sahil kasabasına götür. 

Bir salı gecesini daha Nisan ve Efe'nin acısıyla sonlandırırken, kendimi de "yeter!" derken buldum. Hani bazen çok kötü geçen günlerin ardından, bitsin artık, yeni bir güne uyanalım der insan... Nisan ve Efe yine bir mola bile  istemeden başlarına geleni çektiler işte. Bütün bölüm Seda ve annesiyle uğraştılar. Tek isteğinin aşk olduğunu ağzından düşürmeyen Seda, gittikçe çirkinleşti ve saldırganlaştı. Olaylara anlam verememekle birlikte adeta anasının kızı oldu çıktı. Nisan'ı da yaralamaktan çekinmedi. 

Nisan'ın, bir taraftan ailesinin baskısı, diğer taraftan gerçeklerin ağırlığı derken, en nihayetinde gerçekleri sindirdiğini gördük. O mektupla adeta Mete ve kendiyle yüzleşti; bir sonuca vardı. Ve gördü ki artık Efe her daim yanında. Bu bölüm yavaş adımlarla da olsa Nisan ve Efe kaldıkları yerden sanki hiç bir şey olmamışcasına arkadaş oldular. Birbirlerine artık iyice ısınan çifti, biz daha yakın görmek istesek de, sanırım bu ilişki, dizinin genel hızının aksine biraz yavaş ilerleyecek. Önce birbirlerini anlayıp bir olacaklar, sonra da ortalık alev alacak. Olsun, sürsün bu dizi 2-3 sezon, varsın dünya Nisan ve Efe'nin ateşiyle yansın. Zaten her bölüm karakterler hikayeleri gereği dibe vurdukça, oyunculukta yukarı tırmanan ikilinin, bize tekrar tekrar izlenesi sahneler çıkaracağından şüphem yok. Yine de her bölüm yapıyorlar yapacaklarını, bana tekrar tekrar yazdırıyorlar. Özellikle Efe kavga ederken, bizim salonda kavga varmışcasına siniyor ve geriliyorum. O korkuyla Mazhar ne açıklama yapacak hiç bir fikrim yok.

Bitmez bunların acıları diyerek, yeni karakterimize geçip, ona hoş geldin demek istiyorum. Bu dizide Nesrin Cavadzade'yi Efruz olarak görmek beni ne kadar mutlu etti anlatamam. Hem karakteri kimin canlandıracağı, hem Efruz'un hikayesinin nereye bağlanacağı merak konusuydu. Oyunculuğu ve güzelliğiyle her daim favorim olan kendisi, çok isabetli seçim olmuş. Sahneleri özel hastane yerine bir devlet hastanesinde çekerek, bravoyu hak ettiler. Zaten dizilerdeki bu en fakiri bile özel hastaneye yatırma merakı nedir, anlayabilmiş değilim! Efruz'un hikayesi henüz açık edilmese de, Mete'yi bir yerlerden tanıyor bence. O bakışlar hiç de  normal bakışlar değildi.



Yazı devam ediyor..


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER