Yeni bir güneşli ama dondurucu bir Minnesota sabahında devam ediyordu
her şey. Sam Hess’in kirli işlere bulaştığından şüphelenen Bemidji polisi
haklıydı. Şimdi kirli şeylere bulaştığı yer, ‘Fargo’ Hess’e ne olduğunu çözmeleri için iki adam göndermişti.
İki adam ilk iş şirkete gittiler. Hem son yıllarda
Amerika’nın en büyük dertlerinden biri olan, Person of İnterest’de de “batı
medeniyetinin çöküşünün başlangıcı” olarak nitelendiren kütüphane
kapatmalarından hem de Hess’i kimin öldürmüş olabileceğinden konuştular.
Yetkili abi bay Gold, Adamımızın onu görmeye gelmesinden bahsetti. Bemidji bu
sıralar kötü adamlar arasında hayli popüler bir yer olmuştu.
Bunu da mı öldürsem?
O sabah Bemidji’de iki cenaze evi vardı. Gidenler kalanları
bir araya toplamıştı. Lester’in küçük kardeşi Chaz toplanma için kendi evini
açmış ve Lester’e onlarda bir süre kalmasını teklif etmişti. Yine harika,
ideal, yapılması gerekeni yapan Nygaardlar'ın muhteşem olanı Chaz sahnedeydi.
Diğer cenaze evi ise Vern Thurman’ındı. Öldüğü gecenin
sabahında koltuğunu ilerde Molly’e bırakacağını söylemişti ama buna fırsat
bulamadı. Koltuk, ceset görmeye dayanamayan Bill’e kalmıştı. Molly aslında bu
duruma içerlerdi ama ortada çözülmesi gereken bir iki cinayet vardı ve burnuna
Lester’den kötü kokular geliyordu. Lester’le konuşmak istediğini söyledi ama
Bill gönülsüzdü. Yine de konuşma iznini kaptı ama belli ki Bill körelmiş veya
hiç var olmamış polislik içgüdüleriyle Molly’nin en büyük engeli olacaktı.
Lester toplanma sonrası eve dönmüştü. Pearl’ın dolabını
açtı. Bir elbisesini koklamak ister gibi yüzüne sürdü ve ağlamaya, acı çekmeye
çalıştı. Fakat hiçbir şey yoktu, hem de hiçbir şey... Neyse ki bu duygusuzlukla
yüzleşmesini Bill ve Molly böldü.
Üzüm suyundan da nefret ederim ama ne yapalım içeceğiz artık. (sağdaki)
Kapıyı açtığında karşısında iki polis görünce şaşırdı ama
gene çabuk toparladı. Elbette sorular soracaklardı. Bir an önce sürecin bitmesi
için içeri davet etti. Bir kaç soru soracaklar, Lester kafasındaki senaryoya
sadık kalacak ve savuşturacaktı. Fakat öyle olmadı. Molly dersine iyi
çalışmıştı. Lester’in belki inanılmaz bir hayatta kalma içgüdüsü vardı ama
berbat bir yalancıydı. Eğer Bill, aklında yazdığı ‘serseriler’ senaryosuna körü
körüne bağlanmamış olmasaydı işi çok zor olabilirdi. Neyse ki Bill o kadar
berbat yalanı dahi fark edemedi ve Lester’i Molly’nin elinden kurtardı.
Adam ise çoktan Bemidji’de olanları arkasında bırakmıştı.
Yeni iş için Duluth’daydı ve bir postaneden sabrı zorlansa da yeni işini ve
kimliğini bir paketin içinde almayı başardı. Bir papazdı ve şehrin en büyük
süpermarket zincirlerinden birinin sahibinin problemini çözecekti.
Ben de hepinizden tiksiniyorum.
Stavros Milos! Kimsenin sevmeyeceği renkli bir kişilikti.
Minnesota’da bir çok süpermarket şubesi vardı. Bir tehdit mektubu almıştı ve bu
sorunun çözülmesini istiyordu. Adam için basit bir işti ama miktara takılmıştı,
43613 dolar. Miktarın bu kadar net olması işin içinde bilmediği bir şeyin
olduğunu düşündürdü ama zaten her zaman bilmediği bir şeyler olurdu. İşi kabul
etti ve Stavros’un yönlendirmesiyle araştırmaya karısından başladı.
Açıkça belli ki senenin bu vakti Bemidji’de olmak kötü bir fikirdi.
Bir de üstüne gündüz vakti stripclub’da olmak kötü şansa davetiye çıkarmak
demek. Fargo adamlarımız alnı yaralı o adamı aramak için oldukça mantıklı bir
seçim yaparak stripclub’a gittiler. O gece Hess’le beraber olan hayat kadını
polise vermediği bir ismi söyledi onlara, “lenny olabilir.”
Bemidji çocuğuyuz oğlum biz!
Lenny kasabanın paralı adamlarındandı. ve tam bir orta Amerikalı
kabalığına sahipti. Üstelik gündüz vakti club’daydı. Yine de ön yargılı olmamak
gerek. İki adam güzellikle sormayı denediler ama aldıkları tek yanıt kabalık olunca
lisan değiştirmek zorunda kaldılar. Lenny bir bagajın içinde gitti Sam Hess’in
şirketine. Emin olmadan öldüremezlerdi. Gold’a gösterdiler ama Gold onaylamadı.
Bu adam dün gelen adam değildi. Yanılmışlardı ama artık öldürebilirlerdi. Zira
adam yüzlerini görmüştü. Hem de üçünün birden. Bu sektörde böyle kayıplar olması
doğaldı.
Adam kılık değiştirerek Stavros’un eşine gitti. Bu işleri o
kadar rahat yapıyordu ki Hollywood’da gerçekten bir şansı olabilirdi. Stavros’un
eşi adamdan şüphelenmedi bile. Kocasının servetinin 15 milyon dolardan bile
yüksek olduğundan bahsetti. Hımm yolunabilir bir kaz mı acaba?
Odasına geldiğinde hem Lester’in gece onu aradığı ve eşinin
cinayetini itiraf ettiği telefon kaydını dinliyordu hem de tehdit mektubuna
bakıyordu ki bir şey farketti. Mektubun arkasında bir leke vardı ve rengi
Stavros’un eşinin evinde tanıştığı o gym hocasının bronzlaşmak için sürdüğü
şeyle aynıydı. Mektubu gönderen antrenördü. Hemen Stavros’a gidip durumu
açıklayabilirdi ama kokuyu almıştı bi kere...
Sen boşver bu ilaçları. Nane var ya nane! Onu al bi kaynat...
Molly şefinin engelleme çabalarına rağmen tabii ki Lester’in
peşini bırakmayacaktı. Onu bir eczanede yakaladı. Lester gittikçe kötüye giden
eli için ilaç alacaktı ama Molly ensesinde belirince yarasını göstermemek için
oradan hızla çıktı. Tabii ki Lester bir şey söylemedi ama o kadar kötü bir
yalancıydı ki Molly onunla her konuştuğunda daha da şüpheleniyordu. Kötü bir
yalancı olabilir ama iyi olduğu başka şeyler vardı. Hemen şefine Molly’nin
tacizini anlattı ve böylece Molly davadan alınmış oldu. Artık ormanda sadece
kilotuyla donmuş adamın davasına bakacaktı. Lester gene yırttı.
Bazıları için yırtmak o kadar kolay değildi. Taşralı
kabalığı adamın hayatına malolacaktı. Yaptıkları yanlışı düzeltmek için 2 adam
donmuş göle gittiler. Güzelce matkap gibi bir şeyle buzu deldiler ve adamın
elini kolunu bağlayarak başaşağı göle attılar. Korkunç bir ölüm şekli ama bir o
kadar da işlevsel.
Şimdilik Lester için her şey yolunda görünüyor. İki adam ise
hala av peşinde...