İçimdeki Ayşegül!
BABA EVİ!
İso konusuna dönecek olursak Elif, Ayşegül’ü yine sağlam tehdit etti. Etti etmesine de umarım tarih, Elif için acı bir tekerrürden ibaret olmaz ve yaptıklarının farkına varır. Hamilelik olayını unutmak mümkün mü? Adalet aksayarak da olsa geldi ve sırrı bir şekilde açığa çıktı. Geç bile kalmıştı, çok iyi oldu.

Gülmek güzel.

Bu noktada Gülendam’ın hakkını yemeyelim ama. Hamilelik sırrı da Gülendam sayesinde dalga dalga yayılmıştı. İnsan her gün yeni bir şeyler öğreniyor işte. İlk sırrı asıl muhatap olan Can’a söylemek yerine Ayşegül’e söylemişti ancak bu sefer nokta atışı. Elif’in yerinde olsam, Gülendam’ı gördüğüm yerde “Bu sefer hangi açığımı yakalayacak?” diye arkama bakmadan kaçarım.

Ne güzelsiniz...  <3

Aynısı biz yapsak hemen "Kadın şoför!":)

Bu gülüş ile sarılmayacak bir yara var mıdır?

Bu bölümün AyCan sahneleri, öyle tahmin ediyorum ki, çoğumuzu gerçek dünyanın debdebesinden bizleri birazcık da olsa uzaklaştırdı. Ayşegül’ün olan bitenden habersiz Can’ı heyecanla karşılaması, Can’ın Ayşegül’ün yazısını okuması, parktaki halleri, sarılarak uyumaları ve Can’ın not oyunu. Ne güzel bir aşk oyunudur o… En bi’ sevdiğim! Almaya da bayılırım bırakmaya da! Bazen kitabın arasına en sevdiğin şarkıyı yazar bırakırsın, bazen en sevdiği şairden bir-iki dize. Bazen de adım adım sevdiğini yanına çağırırsın o notlarla, Can gibi. Neyse…

Naçizane bölüme damgasını vurduğunu düşündüğüm sahne ise Ayşegül’ün Elif’in evindeki konuşmasıydı. Yaşadığımız da günlerin etkisiyle de sevdiklerimize daha sıkı sarılmamız gerektiğini hatırlattı. İçimdeki Ayşegül’ün farkına vardırttı. Seviyorsan tamamdır arkadaş!

***

Her şeye rağmen harıl harıl çalışan ve ekranın karşısından güzel kalkmamızı sağlayan tüm ekibin ellerine, kollarına, emeklerine sağlık. İyi ki varsınız!



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER