"Poyraz’ın hangi ödev yapma sahnesini sevmedim ki?” diye
düşünüyorum. Ama yok, ne kadar kızarsam kızayım ödev yapma anları, Poyraz’ın
bir parça daha manyak olması beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadı.
Mutluyuz, gururluyuz efenim..
Begüm ve Sado ikilisini yan yana görmek istediğimi daha önce
söylemiş miydim hatırlamıyorum. Söylemediysem de şimdi sırasıdır! İkisinin
arkadaşlığı, sohbeti keyif verdi. Devamının ayak üstünden ziyade daha
oturaklı olması dileği ile diyelim.
Bu arada Neşet’ten aldığımız dedikodular ışığında duydum ki
Poyraz ve Meltem’in annelerinden haber yok. Umarım Sinan’cığıma bir de babaanne
gelmez!
Uzun zamandır istediğim bir şey vardı. Ortada çok uzun zamandır Adil belasına mağdur olmuş seyirci var. Hiç beklenmedik kayıplar yaşayan, her tarafından darbeler yiyen..
İşte bu bölüm, uzun zamandır beklediğim, acılarla kor olmuş içimize su serpme bölümü olmuş. İyi ki de
olmuş. Eğer biraz daha gecikseydi tren çoktan kaçmış olacaktı. Son bölümlerin aksine aksiyon olmaması da sevindirdi.
Bir Poyraz Karayel seyircisi olarak izlediklerim beni yormuştu. Poyraz Karayel’in
bizi güldüren yönünü de uzun zamandır bir köşeye bırakmıştık. Bu bölümde
herkes vazur vuzur içindekileri dökünce
hem biz güldük, hem de vitesi “zorunlu” nedenler ile düşürmüş olduk. Gerçi bu
sessizlik bana “Acaba fırtına mı geliyor?” diye sordurtsa da şimdilik memnunum
efenim..
Yetişkin bir Poyraz Karayel seyircisi Adil Topal’ın
ölmeyeceğini bildiği için Kanal D’nin oyununa gelip bölümün sonunu 3 (ÜÇ) kez
izlememiştir diye düşünüyorum. Eğer izlediyse de Adil’in nasıl kurtulacağını
izlemek için yapmıştır, ben kefilim! Her ne kadar 832482 kez elden kaçırsalar da
Adil Topal’ın ölme ihtimali çok düşük. Birincisi Adil Topal’ın ölmesi ile bütün
çatışmamız ortadan kalkar. Derseniz ki Neşet geldi, ona da cevabım var. Bu
kadar olaydan sonra Adil Topal böyle tek kurşunla gitmez, gitmemeli, gidemez!
Hem babişko ne dedi? “Cenazenden sonra fakirlere yemek dağıtacağım.” Bunun
için de hiiiç acelesi yok gibi geldi bana. Sizce? Zafer’in ölümünü hatırlarsanız bana hak vereceksiniz. Bu araya küçük bir not
daha sıkıştırmak istiyorum. İlk geldiği zaman Macit Koper’li Adil’e
alışamayacağımı düşünmüştüm. Ön yargılı davranmışım yine. Şimdi hepimiz Adil’den
bu kadar nefret ediyorsak Macit Koper’e de teşekkür etmek lazım. Hepimiz Adil’in
baş ağrısıyız! diyerek kendi teşekkürümü gönderdim bile.
Kendini müziğin ritmine bırak İhsan! by Adil Topal :))))))
Kiminin bile isteye, kiminin ise bodoslama çam devirdiği sahneleri
gerçekten çok sevdim. Hatta Bahri Baba’ya bile surat asabilen Begüm dahil
herkesin evde toplanmasını çok sevdim. Adeta bir "Bahri Baba’nın Harikalar
Diyarı” gibi çok minnoş olmadı mı? Ümran ve Taş Kafa güzel biber dolması da
yapıyor hem. El birliği ile İsa ve Sinan’ın ödevlerini de yaparız. Yalnız
dikkat etmek lazım Sadrettin Amca yan odada milleti taramasın! Onu da
ayarlarsak, mutlu mesut yaşayabilirler. Oh, gizlimiz saklımız da kalmadı.
Fakat
aklımda tek soru işareti var, o da (Neşet’i kastediyorum) koynumuzda yılan mı besleyeceğiz?
Sanırım bu sorunun cevabı için de gelecek bölümü beklemek zorundayız. Şöyle alttan
üstten toplayalım madem.. Uzun zaman sonra izlerken keyif aldığım bir bölümdü. Tatlı tatlı ekranlarımıza
arz-ı endam ettiler bu hafta da. Hem sır perdeleri aralanmış oldu, hem birazcık nefeslendik. Neşet ile ilgili gelişmeleri merak içinde bekliyorum, tabii
Adil’in nasıl paçayı kurtaracağını da.. Herkesin emeğine sağlık..