Bugün de çok zalimiz aşkım!
Zalimlik bize çok yakıştı, hamileliğin boyunca sana bu yüzden boş yere küstüğümü unut bence
Başladığı ilk günden beri ekranda görmek istediğimiz kurgudaki Muhteşem Yüzyıl Kösem'e sonunda 14. bölümde ulaştık, hikâye ve akışı açısından doyurucu bir bölümdü. Tabii ilk bölümden bu yana olanlara yani bütüne baktığımızda eksikler, akla yatkın olmayan detaylar da yine göze çarpmıyor değildi, ancak temposu ve seyir zevki yüksek bu bölüm, genel olarak memnun ediciydi.

Fahriye'cik nasıl da cilvelendi öyle...

Önce Fahriye Sultan. Dramların kraliçesi, soğuk nevale asilzademiz Fahriye, meğer isteyince pek de bir cilveli oluyormuş. Derviş Paşa zehirlediğine pişman olmuş mudur? Yok olmamıştır, çünkü Handan Sultan! Açıkçası Mehmet Giray'la aşkı ve bu aşk uğruna yaptıkları öyle çok da içime işlememesine rağmen, Fahriye Sultan'ın ölümü oldukça dramatikti. "Bu defa karşımda sevebileceğim bir kocam var, bari onunla standart bir yaşam süreyim" fikri uygulamasının ilk adımında nakavt oldu gitti. Eh tabi, bunları padişahla, şehzadenin daha da kötüsü kendi ailesinin üyelerinin canına kast ederken düşünecekti. 

Kim bilir kaç kefene dokundu bu yüzük, kaç acı gördü...

Safiye Sultan'a üzülmemek ise mümkün değildi. Safiye Sultan şimdiye dek hikâyesi en iyi anlatılan karakter bana göre. Bu yüzden şimdiye dek en çok onu anladım, hak vermedim ama, anladım. Hülya Avşar'ın Safiye Sultan'ı ise oyunculuk olarak da en çok inandığım karakterlerden. Hülya Avşar, bugüne dek bir magazin figürü olarak o kadar benimsenmiş ki, Safiye Sultan olarak bu denli inandırıcı olması büyük bir kitleyi şaşırttı ve bu yüzden de bolca övgü almasını sağladı. Başka bir kitle ise bu övgülerin abartıldığı gerekçesiyle karşı tarafta yer alınca, al sana yine Hülya Avşar odaklı bolca tartışma. Bana sorarsanız yer yer sallandığı anları görüyorum ama Hülya Avşar'ın Safiye Sultan'ı kesinlikle beklediğimin çok fazlası, eline gönlüne sağlık.

Elini korkak alıştırma Şahin Giray, o yumruk Fahriye için olsun!

Şimdi Fahriye aile üyelerinin canına kast ederek çok şeyi hak etmişti de, Mehmet Giray'in bu "gözlerinde kendimi göremedim" romantizmiyle çıktığı ihanet yolunun onu öldürmesini hak etmemişti. Hayır, kızcağız senin için her şeyi yaptı, sen bir haltı beceremeyince artık senden vazgeçti diye mi ölümü hak etti Mehmet Giray, hmmm? Şahin göstere göstere tüm kötülüklerini yaparken senin bu sinsilik genlerin nereden canısı? 

Bir de aşkını feda ettiğin kardeşini yaramazlık yaparken yakalanmasın diye sobeletmek niye? E keşke Fahriye ile bindiğiniz gemideyken bıraksaydın uslu uslu zindanda bitlerini dövüştürseydi Şahin. Ama o zaman aşk odaklıydın, şimdi iktidar. Ayy bir de Kırım Hanı olacakmış, bana bir gülme geliyor. Gerçi böyleleri mevki kazanıyor. Biri Kırım Hanı olacaksa ben oyumu her türlü Şahin'e veririm, onu da söyleyeyim(evet, Bülbül Ağa stayla). 

Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER