Ben Karagül'ü severim. Ama ben acı biberi de çok severim. Ve
onu tabaklar dolusu yiyebilmem, canımı yakmadığı anlamına gelmez. Bazı şeyleri
canımıza okuduğu hâlde severiz. Şamverdi kardeşlerin sahnesinde olduğu gibi
mesela. O ellerin kavuşması için mevsimlerce bekledik. Şimdi elleri kavuşturan
şey ölüm oldu. Baran'ı Ebru'nun sinesinde ağlatan da aynı acıydı işte. Ama hep böyle değil midir? İnsanları en sıkı düğümlerle
birbirine bağlayan şey karanlık bir felaketten başka nedir?
Bu bölüm seyrine doyamadığım o kadar çok isim var ki,
sayarsak sabahı bulmasından korkuyorum. Ama Şerif Sezer'e koca bir alkış!
Kadriye ile ilgili tek sıkıntım sıralamanın yanlış gitmesiydi. Yani keşke önce
susup kalsaydı da sonra delirseydi. Aksine önce yine masallarını anlatmayı
tercih etti. Oysa ki kızını o bilgece edilmiş laflar öldürmüştü. ''Ölüm sana
yakışmadı'' demek kızını yarım saat önce kaybetmiş ve bulduğu nehrin kıyısında
kucaklamış bir annenin edeceği laf değil. Yine de ne söylenebilir ki? Bu Kadriye'nin acı çekme şekliydi ve acı her daim bin katmanlıdır. Öte yandan tekne sahibi Halil o
haldeki kadına yardım eli bile uzatmadı. Minik detaylar...
Benim alkışlarım ise Şerif Sezer'in ustalığına... O öyle bir
değer ki, daha nice seneler onun oyun gücüyle şenlensin gözlerimiz!
Ve Kendal Şamverdi... Senin karanlığında kaç günah gizli biz
sayamayız. Ama belli ki sen saymışsın. Kendini herkesten çok
suçlamışsın ve suçlarından kaçmışsın. İşte bir karakter böyle yaratılır!
Kendal'ı uzun yıllar aklınızdan silemeyeceksiniz. Asım'a ne etti, Mehdi ile
aralarında ne geçti bilinmez. Ama Kendal'ın ''Süt taştı bacım, sonra ne oldu?''
cümlesi Karagül'ün en çarpıcı anı oldu benim için. Mesut Akusta'ya da bir
alkış, Kendal'ı bir mürekkep izi olmaktan çıkarıp ona ruh üflediği için!
Son akşam yemeği...
Fragmana bakılırsa mendil stoklarını hazır tutmak, tansiyon
aletini yanımızdan ayırmamak şart. Melek cennetine gitti ama acı çekecek daha
çok insan var. Bakalım Kendal acılarının kendini ışığa iteklemesine göz mü
yumacak? Yoksa o acılarla bile dövüşüp içindeki şeytanı mı baskın çıkaracak?
Sevgili Karagül ekibi; biz ciğerimizi masanın üstüne bıraktık,
siz çıkarken alırsınız...
Güzel günler.