Bazı yaralar asla kapanmaz...
Küçük Hülya'ya kocaman sarılıp bırakmak istemeyenler derneği kurmaya gittim, geleceğim. <3 
Hayat bir seçimler ve vazgeçişler bütünü. Bazen bir yola doğru yönelmişken, aklımız ötekinde kalsa da ayaklarımız ileri gitmek zorundadır. Her tercih bir vazgeçiştir aynı zamanda; iyi ya da kötü, seçtiklerimizi yaşarız ömür boyu. Zamanında Bayram ve Salih bir yol ayrımına gelmişler. Sonrasında yaşadıkları da bu yol ayrımının getirileri. İki arkadaş aynı kadına aşık olmuş, aynı işi tutmuş sonra yolları ayrılmış. Biri bakır çubuğu verip sevdiği kadınla evlenmiş, diğeri o çubuğu alıp, sevdiği kadından vazgeçip gitmiş; çok zengin olmuş.

Sevdiği kadınla evlenen, sevgisine layık olamamış. Dikiş de tutturamamış. Zengin olan ise sevdiği kadını hiç unutamamış. Bayram'ın Emine'ye bakışı buram buram hasret, buram buram sevda içerirken, kim diyebilir ki Bayram mutlu mesut hayatına devam etmiş? Gün gelecek, Bayram'ın yarası daha da deşilecek. Gün gelecek, koskoca Bayram Ağa da sarsılacak. Çünkü bazı seçimler bir yanı eksik bırakır. Ve bazı yaralar asla kapanmaz, durur durur kanar.

Bayram, çıktığı yolun hakkını verip işlerini büyütürken, kalbi elinde küçülmüş belki de. Süheyla ile evliliklerini iğneyle kazmaya da gerek yok, Bayram’ın Emine’ye bakışı çok şeyi anlatıyor. O ne güzel sahneydi, ah! Ve Ahmet Mümtaz Taylan diyorum, sesi diyorum, bakışları diyorum, insana iyi geliyor diyorum… Salih ise çıktığı yolda tökezlemiş, seçiminin hakkını verememiş. “Seviyorum.” dediği kadına değer verememiş. 

Sahne gibi sahne!

Bayram ve Salih’in karşı karşıya geldiği her an, Bayram’ın gözünde hasreti, Salih’in gözünde hayal kırıklığını gördüm. Geçmişin yükünü omuzlayıp da o masaya oturduklarında ikisi de kendi iç hesaplaşmasını yapmıştı. Bunları dile getirmek zor olsa da, yüzlerine oturan o olgunluk her şeyi anlatıyordu. Bayram ve Salih’in o sahnesi, tekrar tekrar izlenesi.

İki eski dost, iki baba o masada geçmişi anımsarken, küçük bir kız çocuğu da geleceğin hesaplarını yapıyordu. Yoksulluk bir yandan, ezilmek, küçümsenmek öte yandan Hülya’nın tek bir hayali vardı. Evlenmek ama zengin biriyle evlenmek. Zıpır gözlerine umudu da kırgınlığı da yerleştiren küçük Hülya’yı çok sevdim.

Küçük Hülya büyüyüp de güzel bir kadın olduğunda ise o küçük kız çocuğunun gözlerindeki kırgınlığın nasıl bu denli büyük bir öfkeye dönüştüğünü merak ettim. Elbette ki, bu dönüşüm Hülya’nın çocukluğunda çok güzel işlendi ama bununla kalmayacağını düşünüyorum.


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER